ELEMLERDE
SÖNDÜRÜYORUM KANDİLİMİ ....!Her günümü, ömrümü sensizliğin, yalnızlığın girdabında ...
Vurgun yiyip, yutularak tüketiyorum ...
Sensizliğin hüznünde demlediğim elemlerde, söndürüyorum
Ömrümün, gönlümün, günümün kandilini ...!
Solmuş yapraklar gibi titriyor, ruhum ..
Çıkıp, çıkıp geldikçe sen düşlerime ..
Seraplara ve yalancı baharların sevincik deliliğine savruluyorum ..
O zaman, aklım karışıyor, gönlüm çıkıyor şirazeden ..
Avuçlarımdan uçan kuş güzelliği ..
Elem, elem, hicran, hicran ..
Göz yaşı, göz yaşı ..
Çığlık, çığlık çöküyor o zaman ömrüme, yüreğime, omuzlarıma ..
Olursuzlukların uçurumuna sürükleniyorum ..
Düş güzelliklerinin yerini, kahır sancıları alıyor ..
Penceremde gün, odamda ışık, gözlerimde fer ..
Yüzümde tebessüm, içimde yaşama sevinci bitiyor..
Beleniyorum katran karası azaplara ..
İşte o zaman, hıçkırık, hıçkırık boğularak ...
Sensizliğin hüznünde demlediğim elemlerde, söndürüyorum
Ömrümün, gönlümün, günümün kandilini ...!
Ömrümün, gönlümün, günümün kandilini ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / EDREMİT
28/12/2015
Saat; 15_40
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder