31 Aralık 2024 Salı

 






YALANLARDA TANGO ...........!

Yıllar, zaman, ömür ve hasılı, hayat öyle-böyleliklerde, düşüp-kalkmalarla, daha da olmadı ......
Kanma, kandırıp-avutma ve .....
Hem, hazır olduğumuz hem de, istediğimiz yada kaldırıp, kabullenebileceğimiz kadar, kandırılmalarla geçer, geçmeye .......!
GEÇER, GEÇMEYE AMA NASIL GEÇER, ÖZÜNDE DE ASLOLANDA, ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YER, YAHUT TA, KÖR DÜĞÜMDE BURADADIR ....!
Gelin görün ki, asla her şeyin süt-liman olmamışlığıyla .....
Hayat denen ceberrut,zorba sürecin ve yolun, engebeler ve hendeklerle, beklenmedik risk ve tehlikelerle, hatta ......
Gizli-kapaklı yada alenen, bubi tuzaklarıyla doluluğunda ...
Kah, düğüm, düğüm dahası, kör düğümlüklerde .....
Kah, kıra-döke, yırta-parçalaya, feryat-figanlarda geçer .......
Hasılı ......
KANIRTA, KANIRTA GEÇER .....
DERİN İZLERİ, ÖMÜRLERDE, BEDENLERLE, GÖNÜLLERDE VE EN ÖNEMLİSİ DE ......
RUHLARDA SAKLIDIR, RUHLARDA .....!
Elbette, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda ve sınırlılıklarda ama pek çoğu ......
Az-buçukluklarda da olsa yada, ruh göynütüp, gönül yakan harda da olmacasına .......
Kırık-dökük ve hüzünlere bulamaçlı sevinç eskileriyle, mutluluk diye adlandırılırken bile ....
Eni-konu kuşkulanılan yanılsamalar da vardır, var olmaya elbet ...
Gelin görün ki yine bu hayatın bağrından çıkan...
'' İSTİSNALAR, KAİDEYİ BOZMAZ ...! '' denen kapı-duvarlıklarda karşımızda belirip,dikilen kurala toslar ....
Hem de, ne toslama ?
Öyle-böyle değil, cinsten, toslar ....!
Onun içindir ki, her yeni yıl, özünde bir muhasebe, bir gel-git, çokça hüsran ve yığın, yığın devaju dan, daha da kötüsü ve ümitsizi .....
Hayal kırıklığıysa .......
'' -Hayat ve tarih tekerrürden ibaretir ....! '' Zırvalığına kanıp, meyletme isteği ve arzusu yani, özcesi .......
Düpe düz, kendini kandırma ve avutmadır, avutma .......!
Avuna, avuna ve avuta, avuta yalanla ve kandırmalarla afsunlanıp, şerbetlene, şerbetlere ....
Hüzünler kadar, yalanlara alışıp, aşinalaşıyor ve günü, zamanı, yeri gelip rolümüzü oynama sıramız gelince .....
Hünerliliklerde, gerdan kırıp, yalanlarla-mavallarda kendimizi olduğu kadar ....
Çevremizi ve karşımızdakilerle, yanımızdakileri de kandıraarak, onları yalanlara afsunluyoruz, YALANLARA AFSUNLUYORUZ.....!
SIRF BU TEMELDE BİLE, YIL BAŞLARI en kestirmeden deyiş ve ifadeyle....
Vaftiz kandırmasının aksi, yansıması ve göz boyamanın daniskalığında, devamıdır, DEVAMI ....!
Farkı, parıltısında .....
'' - Laf aramızda .... ! ''........
Gizemiyle, gücüyse .....
Kanıksayıp, kanmamız da ve rollerimizi oynamadadır, oynamada .......!
Özcesi ....,
Yeni yıl, yıl başı, adı her ne halt yada zerzavatsa o' olsunluğunda, yaldızlı topaçlarda ,yanı sıra ....
<< - CAMBAZA BAK ...! >>' Lar da, aldatılmalarla, aldanışların sürgitliğidir, SÜRGİTLİĞİ ..........!
Topla-çıkar, çarp, böl, dön, dönen her ne halt ederek, ömrü tüketirsen, tüket, özünde .....
Hayale bulamaçlı, yalanların ......
Temcit pilavlarından beterliklerde, hatta, en kaba tabir ve adlandırmayla.....
Aşinalaşılan, kabak tadında yenmesi, yedirilmesi ve kana, kana kandırılıp .....
Aksırıp-tıksırmacasına,ağızdan-burundan gelmecesine ......
Tıka-basa beslenerek, yanılsamalarla, kandırmalarda ve yalanlarda tangodur..
Yalanlarda tango ........
YALANLARDA TANGO ...........!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
31 / 12 / 2024 - Salı
Saat ; 12_38

30 Aralık 2024 Pazartesi

 

YİTTİ, GİTTİ NEZAKET ....

YİTTİ, GİTTİ NEZAKET ....




....................

Ordu'dan, İstanbul'a, İstanbulun orta yerinde kara bağrında bilinmezliklerde toprağa uzanan  çileler menkıbesi Ömür Öyküsüyle ....

Yanan yüreği, telef ömrüyle nice yürekler yaktığı kadar, meraklar uyandıran Nezaket'in, hayat denen, Azman Ceberrutça......

İliklerine dek talanlarda, kahredilip, yıpratılıp, hasılı, amansız ve acımasızca, iç ve yok, dahası .....

Düpe düz hoyratça, gaddarca, telef edilmişliğinin, noktası, virgülüne dek HAKİKAT ÖYKÜSÜ'NÜN, ACILI RESMİDİR, ACILI RESMİ .....!

Yürekten taşıp, gönül imbiğinden süzülen, demlerin ve gamların kaynağı bu söylemler, grift, hüzne kesmiş dizeler ve dizelere bezenen ........

Koyu mu koyu, karamı kara, kahır yüklü gönül karartan renkler, dil, dillenişle,  ilmek, ilmek bezenerek çoğalan dizeler......

<< -Çürümenin, değersizleşmelerle beslenen cibilliyetsizliğin, özcesi ....

<< - SU KATILMAMIŞ ..>> Soysuzluğun, İNSANI, İNSANLIĞI YUTMUŞLUĞUNDA .......! 

Caniyaneliği pekiştirip, güçlendirip, besleyip-büyüten köhne yoz ön yargı ve peşin hüküm silsilesinin kasırgalarında .....

VARLIK- YOKLUK SAVAŞINDA .....!

AKIL ALMAZ, YÜREK VE İRADE İSTEYEN GÖZÜ PEK, CANHIRAŞ ÇABALARA ......

ZORLUKLARLA, ZULÜMLERE, YETMEDİ, DİLLENDİRİLEMEZ SEFİLLİKLERE BAŞ EĞMEDEN ONURLA KAFA TUTAN, hatta ...

Yetmedi .....

SIRF,HAYATA BAĞLILIK ADINA DEBELENİP, KURTULMAYA ÇALIŞMALARA, bu yoldaki hayati savaşlara inat ......!

Can almaya, hayat kurutup, ömür yutmaya şartlanmışlıklarda, abes ve en az bir o kadar da ulu yeminliliklerde ......

Arsızlık, pişkinlik ve aşinalıklarda yelken-kürek, Nezaketle, nice, nice Nezaketlere ......

Adsız-sansız kahraman kurbanlara, yitik mağdurlara, acımasızca ve fütursuzca saldıran ........

Değil, önlenir-engellenir kılmak, inadına ve tam aksine ......

İştahla, beslenip semirtilerek, doyumsuzlaştırılan narsistliklerin, bencilliklerin küflü, can yakan alingirlikler atlasında .....

Mevcut durumları yetersiz görüp, beğenmeyen, en küstah edaların coğrafyasını, temelini, zeminini, sözde meşruluğunu, keyfe keder hallerde ve  .......

<< - Ben yaptım, oldu ..! >> Israr ve inatla dayatmalarla, emr-i vaki  ile bina etmişliğinde ....

<< - HUNHARCA VE CELLATLIKLA ...! >>, Kana doymayan cellatlığın girdaplarında, yutulmalarda .....

Sergen edilen anlaşılmaz ve içinden çıkılmaz soğuk kanlılıkla bezeli

sözün, sağ duyunun ve ....

Us'la, nutkun tutulduğu anları var edip-yelerde yaşatan PERVASIZ İLKELLİK VE VANDALLIKLA >> .....

Canına kast etmelerin, zaferle taçlandırmalara koyulmuşluğun zevk sarhoşluklarında, kendinden geçmelerin baş döndürücü hızında ...!

CENNETİ BİLE KISKANDIRACAK GÜZELLİKLER BİLE BİR SOLUK TA ..!

 GÖZ AÇIP-KAPAYACAK KADAR Kİ, KISA AN VE DAR ZAMANDA,  KABUS VE KORKU ATLASINA DÖNÜP ÇIKAR .......

Böylesi hallerin pürmelalliğinde boy atan '' - SEVGİYE AÇLIKTA !''

Bataklık, değil sadece sivrisinek ve enfeksiyon, düpedüz BALÇIK, ÖLÜM VE CANAVAR ÇOĞALTAN .....

Adı üstündeliğinde İSTANBUL'luğundaki dayanılmaz albenisiyle,

<< - Zamana, hayata, doğaya, yetmedi çağlara ve nice illetlerle, meczuplara ve meczupluklara kafa tutan ....!>>

Nam-ı değer gizemler deryası, gönüller ECE'si İSTANBUL'un ......

TÜREDİ MANTARLAR OLUP, ÇOĞALAN VE ÇOĞALIRKEN YUTAN, MAHV VE KATLEDEN VAROŞLARIYLA .....

İNSANI DUMURA UĞRATMACASINA ÜRKÜTÜCÜ MÜ, ÜRKÜTÜCÜ, MEŞUM KARANLIK ORMANININ DERİNLİĞİYLE, SIR KÜPLÜĞÜNDE. 

ŞİRAZEDEN ÇIKMIŞ KIT AKILLILARIN KAMÇILAMIŞLIĞINDA .....

KAN KESİP KARARAN  GÖZLERİN, yuvalarından fırlamışlığında, bizim HAYAT VURGUNU, ELEM VE KAHIRLAR ABİDESİ VE ERİNÇLER AÇI NEZAKET CANIN, KALEMİNİN, HOYRATLIKLA, GADDARCA KIRILMIŞLIĞINDA ..!

Sözüm ona,  NAMUS BEKÇİLİĞİYLE, dahası .....

LAF ARAMIZDA.....

DÜPE DÜZ APIŞ ARASI, NAMUS KUMKUMALIĞINDA, KANLI KATİLLİĞİN UZANTISI  .......

KANA BANAN ELLERİN, VİCDANSIZLIKLARIN  AT OYNATIP, ŞAHA KALKIP, NARALAR ATMAKLA KALMAYIP, BERABERİNDE DE .....

Cana, kana, ömre, haysiyete daha da beteri HAYSİYETE, hasılı .....

HAYATA KAST  ETMİŞLİĞİNDE, dur-duraksız CEBERRUTLUKLARDA SERGİLENEN .....

AKIL ALMAZ VAHŞETLE, DER-DEST EDİLEREK HAYAT'TAN , DÜNYADAN VE göz bebekleri, SEVDİĞİ EVLATÇIKLARINDAN .......

META ZORUYLA, GÖZÜNÜN YAŞINA BAKILMAKSIZIN DAYATILAN CANİYANE SINIR TANIMAZLIKLARDA .......

PİSİ, PİSİNE, ÖMRÜ ÇALINMIŞLIKTA, 

LİNÇLERDE, KATLEDİLEREK, İÇ EDİLİP, KARANLIK DERİNLİKLERE KÜRELENİP ......


MERAMLARIYLA, NİYET VE KASTLARINA UYGUN GÖZÜ KARALIK TA KATLETMENİN TARİFSİZLİKLERİNDE .....

SÖZLE, İNSANLIĞIN BİTTİĞİ VE KELAMIN KİFAYETSİZLİĞİNDE NAÇARLIĞIN PENÇESİNDE KIVRANDIRILMIŞLIĞINDA ..... 

APANSIZ VE AMANSIZCA, DUR, DURAKSIZLIKTA, YUTUP-YOK ETMİŞLİĞİNDE .......

YİTTİ, GİTTİ NEZAKET ......!

YİTTİ, GİTTİ NEZAKET ..........!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





30 / 12 / 2024 - Pazartesi





Saat ; 19_00




DİLDİR, DİL, DİLLİĞİNDE, KEMLİĞİNDE BAŞ EDİLMEZ .....

DİRİYE, KABİR AZABINI YAŞATIP .....

YAZ GÜNÜNDE, ZEMHERİYİ TATTIRIR ....!





Dildir, dil, adın çıkmışsa dokuza, inmemişliğinde sekize, düşmüşsen dile ...

Hele hi, birde, düşmezsen ehline, çevirip, döndürür, benzetir seni, kendine ...

Olura-olmaza, hele ki, kendine ırakla-yabana, dost sandığın riyakara verirsen sırrını ....

Kul eder seni, kulla, pula, daldırıp-çıkartır kah kubura, kah balçığa ...

Atar, satar seni  an olur, ateşe ....

An gelir, gayya kuyusuyla, cehennemin esvelesine .......!

Aldırıp, bakmadan  hak edip, etmediğine çektirir sana, katmerlisinden dert ile çileyi ...

Pare'ler döşünü, yüreğini, tarümar eder ruhunu, bozulmuş bağa döndürür ömrünle, gönlünü .....

Gerekmez illa kötü olup, kötülük etmen, an gelir, tutulur akıl, dumura uğratır seni hayat, karışınca akın-bokuna, olunca hercümerç eğriyle-doğru karışınca birbirine, dilinle, iyilikten de bulursun, belayla, derdi ...

DİLİNLE, İYİLİKTEN DE BULURSUN, BELAYLA,DERDİ .....!

Sebebinin kendin olmuşluğunda, an olur, gün gelir, kırarsın kendi kalemini, olursun celladınla, azrailin  .....

Düşünce anlarsın azabın, derdin, gamın, darın, yaranın rengini ...

Göynüyüp geçince, gönlün kendinden, para etmez Lokman hekimler, şifacılar, tatlı diller ...

O an lal olur şakıyan diller, kemlikte susar bülbüller ......

Yer-gök, zarı, zarı inlese de, taş kesilir diller-dişler, mühürlenir lebler ......

Sura üflenince sırlar, üryan olur tiril, tiril İmizin it'i kesilir, titrer ruhlar ...

Hakikatin cemresiyle, ceremesi düşünce ömre, gönle, dile ....

Uyanır tabiat, canlanır hayat .....

Ölü sanılanlar gelir dile, kuru ağaç bürünür rengarenk yaprağa, çiçeğe .....!

Zamanla,hayatın delişmenliğinde, ölüyle-diri karışınca birbirine ....

Girer,eğriyle-doğru, yalanla, gerçek, riyayla,akla-kara, iç, içe ....

Çıkınca dünyanın, hayatın çivisi, insan piçi, kopunca akıl' la, şirazenin ipi.

Savrulup,kavrulur insanın özü, dikiş tutmaz eliyle, dili, döner haramla-yalana, uzar diliyle, eli, zingirder oynamaya durur her yeri ....

Dingildeyen İŞKİLLİ BÜZÜK kesilir, başlar gerdan kırmaya .....

BAŞLAR, GERDAN KIRMAYA .....!

Kopunca ruhla,bedende, hayatla-alemde fırtına .....

Kurt karışır kuzuya, oğlak yem olur aç canavara, yalan kıyar, hakikata ....

Doğru çıkamadan, yalanla, yalancı dört nala koşturur dünyada ..

Hakikat eremeden murada, riyakarla, riya kuşak olup,dört dolanır dünyayla, hayata .....

Şıracının şahidinin, bozacı olup, çıkmışlığında

Zemheri ayazı sarınca, apansız, zamansız......

Adından da eminlikle bilesin ki, bedeninden önce, ruhun donar ...

Sanma ki yar ile yaran olur, yalan ile yalancıdan, iflahsız madrabazdan .....

YALAN İLE, YALANCIDAN, İFLAHSIZ MADRABAZDAN .....!

Düştüğünde dara, ödeyince diyeti anlarsın gerçeği, erersin hakikata ....

Acının alasında, yanıp-pişip, tatmışlığında bilir, görürsün, o an ....

Kılıcın kesmediğini, dilim, dilim kem diller doğrar ......

DİLİM,DİLİM, KEM DİL DOĞRAR ......!

Dildir, dolanır boyuna ilmekliğinde, ele-ayağa paslı ölümcül zincirliğinde ....

Dildir, taht-a taca erdirir, dil'dir kabirden de beter, kubura düşürür ....

Dağlar-taşlar aşırtır, ovada, düzde şaşırtır ....

Başına ateş, ömrüne elem, sinenle, ruhuna bedduayla, lanetler yağdırır ..

Dildir, dil, dilliğinde, kemliğinde baş edilmez ....

Diriye, kabir azabını yaşatıp .....

Yaz gününde, zemheriyi tattırır ....

DİLDİR, DİL, DİLLİĞİNDE, KEMLİĞİNDE BAŞ EDİLMEZ .....

DİRİYE, KABİR AZABINI YAŞATIP .....

YAZ GÜNÜNDE, ZEMHERİYİ TATTIRIR ....!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





30 / 12 / 2024 -Pazartesi





Saat ; 03_00

28 Aralık 2024 Cumartesi

 








SONLANIR, ÖMÜR ORATORYONUZ .......!





Ömrü, dert .......

Gönlü, gam ....... 

Yüreği hasret, ruhu hicran eskitir ......

RUHU, HİCRAN ESKİTİR .......!

Hele ki, amansızlıkla, apansızlıklarda, arsızlıkla, işgüzarlıklarda, YETMEDİ .....

Kaşarlıkla pekişmiş, nasırlanmış pişkinlikle, üçü bir yerdelikler gelirse, başa .....

Olmaz, olmaz'lıklarda BİR'DE.....

BİR'DE ......!

Aklı ziyanlıklarda, dumura uğramalarda yaşanırsa .......

Divaneliklerle, yitiklikler, melullikler, şartellerle, kayış atmaları ....

Kimi an, zindan da, kabir azabı da yaşanır, en olmadık an hal ve onulmazlıklarda ......

Ortamın ve koşulların, zamanın ..

<< - Düğün değil, bayram değil, ENİŞTEM BENİ NİYE ÖPTÜ ? >>' ye kesmişliğinde .......

Yaşayan ölülüklerle, canlı cenazeliklerde ömür tüketmeye, beden çürütmeye ve ...

Geciken o malum, aşina, dönüşsüz yolculuklar, beklenmeye konulursa ......

<< - Bir vur, bin ah işit ...! '' Ahüzarlıklarının katmerliliğinde ......

Bizara kesmiş gönlün-ruhun '' - İNLEYEN NAĞMELER'i '' ısrar, inat ve nakaratlarla, dur-duraksız dillendirmişliğinde ......!

Kürek mahkumundan da beterliklerde, azaplara gark olur ...

Halk deyişiyle, tepe taklaklıklarda, alenen lamsız-cimsiz ÇUVALLAR

 İNSAN, ÇUVALLAR .......!

Ömür, baykuşların tüneyip, öttüğü viran yurt kesilir .....

Düşer dilden, ferden, elden-ayaktan ve akıldan insanoğlu .....!

Bunlara bir'de, GECENİN, GAM YÜKÜ ..... 

GÜNDÜZÜN, GÖZ YAŞI SEBİLİ OLMALARI eklenirse ....

Varın-gidin, ötesini siz düşünün, siz .......!

Benim, demeye dilim varmaz ........

Sizin se, duymaya kulağınız, katlanmaya ruhunuzla, gönlünüz el vermez, gücünüz-takatiniz yetmez .....

Hayat denen oratorya da zaman dehlizinde yankılanır feryat-figan nidalarınız onmasaklıklarla, iflahsızlıklarda ..

Hal, << - Bir vur, bin ah işit ...! >> Hallerini fersah, fersah geçince ...

Yaşam,<< - Delik güğümü, kalaylatmak ...! >>'tan farksız olur .....

Dışının, kalayın parıltısı, aldatır, ömür güğümü su sızdırır .......!

Yani, özcesi .....

Dışı, seni ...... 

İçi, ilgimi, dikkatimi çekenliğiyle, bilenliğimde beni, yada .....

Bencileyin inim, inim inildeyen ahuzar garibanı, yakar ........!

Hayat, elemlerin çemberinde dönmüşlüğünüzde ......

Kah, değirmen taşı .....

Kah, LALLIK TA, KAPI-DUVAR OLUR, ÇIKAR .......!

Gitseniz, kopup, gidemez, BİTAP DOLAP BEYGİRİ, KESİLİRSİNİZ ....!

Es-kaza, kalsanız gücünüzün, dermanızın hele, hele de ......

Zamanınızın  yetmezliğiyle, cimriliğinde, gönlünüz ve nefsinizce, dilediğinizce, kalmalara da yetmez .......!

Hasılı ......

Arpası, samanı, yulafı- yemi-suyu, kısmeti kesilmiş, nalı düşmüş, dişi dökülüp, feri yitmiş gözlü, toynaksız, özcesi .....

CEP'TEN,ÖMÜR DEN YİYEREK, ÖMÜR TÜKETİP, GÜN ESKİTEN, MECALSİZ beygire dönersiniz, BEYGİR'E .......!

Değil, arsız at sineklerine, keneye, kurda, DERMANSIZ İLLETLERE, maskaralıkla, açlıklarda ölüme, mahkum ve el-aleme madara olursunuz, madara ......!

Yaşadıklarınızla, onca olan-bitenler yetmezmişcesine, birde .....

Gaddar-Ceberrut hayatla, Mevlanın şaşırttığı ve osurttuğu beygirlik işlemişse, iliklerinize dek, bünyenize ....

Çeke, çeke ahı gidip, vahından bile eser kalmamış o ömür arabasının ......

Zamansız-mekansız, ünsüz-sessiz her an, ha tarümar oldum ......

Ha olacağım, hallerinden, hayır gelmediği gibi, yük, dert, gam-gada ....

Pusu da yatıp, aport ta bekleyen  tasa ve hasılı elvan türlü belayla, hiçlik te, telefliği muştulayan ölüm gelir, ölüm çileli başa ...... 

Hayatın bağrında, avara kasnaklıklarda, dönüp, dolaşmışlığında ....!

Unu eler, eleği asarsınız duvara, en zoru da ....

Gözünüz kayıp ta, istem dışı baktıkça, emin olun ki, sadece yağınız değil, gövdeniz erir, gövdeniz, dertten, gönlünüz göynür, gamla, efkardan ......

Hani yani asla boşa değildir, boşa dilden dile pelesenk olmamış, dolanmamıştır.''- GÖZ GÖRMEZSE, GÖNÜL KATLANIR.'' Demeler..!

Her yaşın kendi güzelliğine erip, onun lezzetini tadıp, zevkini, keyfini çıkartıp, demini, hazzını yaşayarak, ömrü sürdürmenizin olanaksızlığında .....

Dünde yanar, yarına erememe azabında, devinip-dönenme de helaklığı yaşadıkça ....

Ömür; Külfet, yük,ağırlık ..... 

Hayat; Ağu olur size ve .......

Nafileliklerde, telefliklerde düşünür durur, gama kesersiniz, Arpacı kumrusuyla, Gamlı Baykuş'a dönmüşlüğünüzde .......!

Değil ki, bire çok, iki'ye azlık sıkıntısı, hani'ya, laf aramızda, sizi ......

Düpe-düz yitiklik, yokluk ve kıtlık azabı kuşatıp-sarmıştır, tümden, kapı-çevre .......

Kendinizi,çıktığına, giremeyen, girdiğinden çıkamayan, bundan da ötesi ......

Sizi, acımasızca yutan dehlizden, yittiğiniz, labirentten ve .....

Kör karanlık, korku ininden çıkıp, kurtulamaz, can havliyle teleflik ve onulmazlık hissetmenin tarifsiz naçarlığıyla, iflasında .........

Kendinize ağırlık, yük ve hatta  üstünüze, üstünüze devrilen dağ olur çıkarsınız ....

İçsel heyelanlarda, toz-dumanlıklarda yitersiniz,o göz, gözü görmez        beterinde, beteri olan elvan türlü hallerde ......

Müflis tüccardan da berbat mı, berbat hissedersiniz ...... 

Yetmedi .....

'' - Kaş yapayım derken, göz çıkartmalarda ''

Kendinize,sessiz tanıklıkların iç kavuran acısında, sancısında, müflis

tüccardan da, beter  mi beter, hissedersiniz ......

MÜFLİS TÜCCARDAN DA BETER Mİ BETER, HİSSEDERSİNİZ .......!

Aklınızın işlevsizliğinde yada sizi maymuna çeviren yanılsamalarda.

Başlarsınız, eski defterleri karıştırıp, saymaya, saydırmaya, susuz kalmış çiçekliklerde, solar, kurursunuz .......

Ölümü içersiniz, ölümü an be an, için, için .....!

Gün gelir iner, perde, kararıp, kapanır sahne, apansız ve bıçakla kesilivermişçesin susar, HAYAT VE ÖMÜR ORATORYOSU......

SUSAR, HAYAT VE ÖMÜR ORATORYOSU.......!

Tüm çıplaklığı, anlaşılırlığı, çarpıcılığı ve ala-bora edenliğiyle ......

SAHNE KARARIR, OYUN BİTER,KESİLİR ALKIŞLAR VE O MALUM DÖNÜLMEZ YOLCULUK BAŞLAR ........!

Hele ki birde,  YA HAZIRLIKSIZ, DONANIMSIZ VE ÖLÜMDEN KORKANSAN .......

Ceberrut korku dağları altında, yerle yeksanlıklarda .....

Helak ve pürmelalseniz, zamanın, hayatın ceberrutluğunda, un-ufak olansanız ..........!

Vah ki vah, size .......

Halleriniz, '' - ÖLÜLERE, KAT, KAT AĞLA HALLERİNDEN ..! '' Hiç aşağı kalmazlıklarda .....

Arasatla, araftanda muğlaklıklarda, iğretilikdedir, iğretilik de ......

İĞRETİLİKLERDE .......!

Ne dosta sevinir, ne de, hasıma üzülensinizdir .....!

İçinizde dillenen bir KABAK KEMANİ TINISI, ÇALINIR, DURUR .....!

Ve, DİNMEYEN, DUR-DURAKSIZ, delişmen olduğu kadar ipe-sapa ve tarife gelmez,adsız-sansız BİR YEL ESER DURUR, YEL ......!

En önemlisi de, böyleliklere tutsaklık ta, BEDENİNİZDEN DE ÖNCE

 Ve alabildiğine çok mu, çok ........

RUHUNUZ ÜŞÜR, RUHUNUZ, GÖNLÜNÜZ İNİLER ZARI, ZARI .......!

Göz yaşı pınarınızın kurumuşluğunda,ACIYA, KANA VE KARANLIĞA

 KESİNCE, GÖZLERİNİZ .

<< - GÖZDEN IRAKTA, GÖNÜLDEN IRAKLIĞIN, KATMERLİ ACISINI

AĞUSUNU, DİNMEYEN, AKSİNE, İNADINA ÇOĞALAN, SIZISINI >>

Daha bir neter yaşar ve öylesine derinden anlarsınız ki .....

NAFİLLİKTE, KİRACILIKTA, MİSAFİRLİKTE, TÜNEKLEME DE, HER NEYE SAYARSANIZ,SAYIN, YAZARSANIZ, YAZIN .....

ÖMÜR BİTİP,YOL YİTMİŞ, SON DURAK, GÖRÜNMÜŞTÜR ÇOKTAN.!

Tıpkı, sizden önceki göçenlerin öyküsüdür, sizin ömür öykünüz ...!

AH'TA GİTMİŞ, VAH'TA YİTMİŞ ......

ÖMÜR AĞACINIZ .......

ŞEKSİZ-ŞÜPHESİZ, KURUYAN İNCİR AĞACINDAN FARKSIZ OLUP, ÇIKMIŞ,TEKERİNİZ TAŞA DAYANMIŞ, ÖMÜR, DAMA DEMİŞTİR ......

ÖMÜR, DAMA DEMİŞTİR .......!

DUYMAK, KABULLENMEK İSTEMEYİP, daha kestirmeden deyişle ...

YADSIMAYA KALKIŞSANIZDA, NAFİLELİKLERİN AĞIDIR SİZİ DÖRT TOPAÇ EDİP, SARAN .....!

Abartısız, acabasız, amasız,hilafsız, dahası ......

SU KATILMAMIŞ CİNSTEN, SAF MI SAF OLMACASINA,KAYMIŞTIR, ŞAKÜLÜNÜZ, ÇOKTAN  KOPMUŞTUR, HAYAT UÇURTMANIZIN İPİ !

Özcesi, sürülüp-savrulanlıkların son perdesi de yırtılıp, yıkılıp, suya inmiştir,suya ......

TIPKI; SUYA İNEN NİCE YELKENLER MİSALİ .......!

YELKENLERİ SUYA İNDİRENLİĞİNİZDE,EL,ELDE, BAŞ,BAŞTA'LIKTA.! 

Görünen köyün kılavuz istememişliğiyle, MALUMUN İLANI HALLERİNİN İYİDEN, İYİYE YAŞANILIRLIĞINDA .....

Umut ta, firardadır, UMUT TA FİRARDA .......!

Kaf dağının, ardında ....

UMUT TA, FİRARDADIR, KAF DAĞININ ARDINDA ....!

Umudun da, kirişi çoktan kırıp, gemiyi terk eden fareliğe talimde , uzatmaları oynamaya kulaçlayıp, koyulmuşluğunda .....

Haliniz, ulu-ortalıklarda, su götürmezliklerde, kelimenin tam  anlamıyla .....

İçler acısıdır, adı üstünde, YANDI GÜLÜM, KETEN HELVA, HALLERİ !

YANDI GÜLÜM, KETEN HELVA, HALLERİ .......!

Ateşsiz, külsüz, dumansızlıklarda yananlığınızda, yamalı, yaralı hatta defolu, eskimiş ömür filminin kopup .....

Hayat perdesinin, adınıza ebediyen kararıp, inmişliğinde, diner, kesilir, yiter sus-pusluklarda .......

DİNER, KESİLİR, YİTER, SUS-PUSLUKLARDA .......!

Sonlanır, ömür oratoryonuz .....

SONLANIR, ÖMÜR ORATORYONUZ .......!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





28 / 12 /2024 - Cumartesi





Saat ; 04_00

26 Aralık 2024 Perşembe

 




KARANLIĞIN TEK SUÇLUSU, KİZİROĞLUYDU, KİZİROĞLU .....!

Güzel ve ustaca, hünerle mayalanmışlığını gözler önüne seren kabarmış hamur gibi yayılıp, keyifle anın tadını çıkartan, ışığın şavkıyla yüzleri aydınlanırken ....
Çehrelerine ilişen gölgeli tebessümleri kuşanan odadakiler adeta kavilleşmişlercesine, koro halde hep bir ağızdan .....
'' - Nuruna şükran, ferahlatıp, ağartmakla koymadı, içimizi rahatlatıp, göz bebeklerimize bezendi şavkı ve nuruyla ....
Şükür ki, katran karasında boğulmadık, hikmetinden sual olunmaz ..! ''
Nidalarıyla,adresi belli olmayan meçhule memnuniyet, minnet ve bundan kaynaklanan şükran duygularını geceye, odaya ve muhabbet meclisine dökerken ....
Gıcır halleri ve keyiflerinin ağa da, paşa, da, bey de olmadığını gönül rahatlığıyla sergen etmeden çekinmemekle kalmazlarken ...
Edaları ve bıyık altı ağdalı tavırlarıyla, ondan ve anda peydahlanan sevincik delisi hallerini gülüşleriyle bire, bir ortaya koyarken ...
Dillerinin altındaki baklanın mahiyetini de belirtmekten geri durmuyor,
'' - Üzümünü ye, bağını sorma ...! '' Dercesine sinsice, dahası .....
<< - Şark kurnazlığıyla ..! >> Meramlarını kaşla-göz arasında kendi biçemelerini yansıtıyorlardı ...
O an itibariyle hiç birinin aklına bu aydınlığın kaynağını, sorumlusunu, odağını belirtip, ona yada o yapıya minnettarlıklarını, memnuniyetlerini sunmak gelmiyor, hatta bunuda aşan Paşa Keyiflilikle gerdan kırıp, göbek çalkalayarak yavşayıp, gevşeyerek, mandaldan sıyrılan ıslak çamaşır gibi ağız kenarlarından köpükler saçarak, havada dolaşan ter ve tütün kokusuna yeni renk ve çeşni katarken ........
Tükürükleriyle kotardıkları salya-sümük yağmurunda birbirlerini, cömertce, en iştahlı halleriyle ıslatıp-yıkamaktan geri durmuyorlardı ....
Keyif deminin curcunası içlerinde oluşup, dağılan haz atmosferinde kendilerinden geçip, geçip giderek adeta DİLENCİ VAPURU gibi çalkalanıyorlardı ....
İşte ne olduysa tam da bu anda olup-bitti, keyiflerine su, pabuçlarına çakıl kaçmıştı ve durumdan vazife çıkartmakta üstlerine olmayan ve birbirleriyle yarışan bir avuç insan ....
Cakırdaşan kurbağa korosu gibi, her kafadan bir ses çıkan hallerde odadan taşan ses,ter, keyif curcunası içinde şuyu, vukuundan beterliklerde,kendilerine, dillerine ve gürültülerine sahip çıkamamayı
dert etmezliklerde tatavayı, şamatayı doz,doz artırarak katmerliyorlardı, katmerliyorlar ......
Ortalık bir anda zifiri karanlıkla, göz, gözü görmezliklere belenince demin kahramanı anmayıp, dillerine almazken,şimdi tam tersi yaklaşım, tavır, eda ve duruş sergileyerek, duydukları hoşnutsuzlukla basıyorlardı yaygarayı ve küfre varan haykırışları ...
Işığın sönüp, karanlığın hüküm sürmesini baş sorumlusunu ilan edip, ona salvo,sataşma ve hoşnutsuzluktan beslenen küfre belenen ilanla KARANLIĞIN SORUMLUSUNU açık ediyorlardı .....
Gözün kör olsun, gözünün akı düşsün, budak deliğine dönen, göz yuvana, karıncalar tünesin KİZİROĞLU diyorlardı ...
GÖZ YUVANA, KARINCALAR TÜNESİN KİZİROĞLU
Her kafadan bir ses dalgasının yayılışıyla LAF SALATASI, SATAŞMA FURYASIYLA, SUÇLAMA VE HÜKÜM VERİP, KALEM KIRMAYA SOYUNUYORLARDI, ÇENEBAZLIKLA, EL ÇABUKLUĞU MARİFET HALLERİNDE .....
Söylemleri odanın, gecenin hele, hele de yüzleriyle, gönüllerinin kararmışlığında
'' - GÖZÜN KÖR OLSUN KİZİROĞLU ! '' Diyerek .......
Meclisi, mahkemeyi kurup-çatmadaki akıl almaz hızlılık ve kararlılıkla ...
Bir solukta, HÜKMÜ VERİP, ardı sıra da .......
CELLATLIĞA KOYULUP, VEBALLİYİ İLANDAN, İNFAZDAN HİÇ Mİ HİÇ ÇEKİNMİYORLARDI.....
Dilin kemiğinin olmamışlığında ......
DİLİN KEMİĞİNİN OLMAMIŞLIĞINDA ........
<< - Dervişin fikri neyse, zikri odur ...! >> Pespayeliğiyle, işgüzarlık hallerinde .........
Değil sadece ümüklerine kadar, düpe düz, saçlarının ucuna dek belendikleri .....
<< - Gemi azıya almışlıklardaki ...! >>İHTİRASLA, SALDIRGANLIK VE KARA ÇALMA'daki pervasızlıklarıyla .....
Haykırıp, höykürüyorlardı hep bir ağızdan .......
Hasılı, SÜRÜ KÜLTÜRÜ' nün motive edip şirazeden çıkartmaları hızlandırmışlığında .......
Oldum olası, kıt olduğundan şikayet ettikleri akıllarının dumura uğramışlıklardaki, önlenemez, ertelenemez pervasızlıkla ......
Kilitlerle, zincirleri kırıp, avaz, avaz çığırtkanlığı hortlatarak,dillerinin merteğinin, kösteğinin .......
Ayarın,gayarın dümdüz edilip, hurda haş olup, zıvanadan çıkmışlığında !
Karanlığın tek suçlusu, KİZİROĞLUYDU, KİZİROĞLU ........
KARANLIĞIN TEK SUÇLUSU, KİZİROĞLUYDU, KİZİROĞLU .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
26 / 12 / 2024 - Perşembe
Saat ; 09_00

 

İNSANIN, ÇİĞ SÜT EMMİŞLİĞİNDE .....!

Süt, ömür serüveninde, yaşadığı evrim yolculuğunda nasıl ekşi ayran olup çıkıyorsa ...
Çiğ süt emmişliğinde, dün melek gibi yada iyilikler abidesi, dediğin kişi, bakıyorsun ...
Zaman ve hayatın hengameli sürecinde, ömür yolculuğunda, iyilikten, kötülüğe ….
Masumiyetten, suçluluğa evrilmişliğinde …..
Azılı katil ve soyunu katleden su katılmamış cani, azgın canavar olup, çıkabiliyor..
İnsanlığın tarihsel yolculuğuna, geçmişine …..
Hatta, günümüzün gerçekliğinde, yaşanmışlıklara bakınca ….
Böylesi, sayısız kan donduran pervasız katili görüp, sayabiliriz, ezbere, bir çırpıda ....
İyi, kötüye, masum, suçluya, sapkın ve sapığa dönüp çıkıyorsa ...
Dünüyle, son anı ve tavrı, duruşu, karakteri, dahası eylemiyle uçurumlar kadar fark oluyorsa ...
Bütün insanların, ilk doğuşunda ve sabi-sübyan sürecinde masumluğundan söz ediliyorsa ..
Yani, MASUMİYET KARİNESİ denilen evrensel kavramın gereği gibi düşünülüp, yaklaşılması temel koşuluyla..
Yollar, yine de caniliğine, katilliğine, hasılı adeta SUÇ MAKİNASINA DÖNMÜŞ ‘lüğüne çıkıyorsa ..
Diyecek ve yapacak başkaca bir seçeneğin ve yolun kalmamışlığında ….
İnsanlık ve masumiyet adına DENİZ BİTİP, KARA GÖRÜNMÜŞSE ….
Öyleyse bu bozulma, kokuşma, çürüme, dönüşüm ve başkalaşım niye ve nasıl oluyor ?
Bu durum, yaşanan bu süreç, hangi sav ve argümanla açıklanabilir ?
Su, süt, ateş hasılı pek çok olgu, nesne ve adım …
Nasıl akla-karayı, yararla-zararı, iyi ile kötüyü, bünyesinde bir arada taşıyorsa ...
İnsan içinde, durum bundan farklı değildir ……
Öyleyse can verenin, hayat kurtaranın, felaket önleyeninde insan olmuşluğun da ...
İnsanlığın yüz karası ve utancı olanlara ne demeli?
Düşünüp, sorgulayınca, neden-sonuç yahut ta ….
Başlangıç veya kaynakla, son hal arasındaki ömür, yolculuk ve değişim serüvenin de ...
İnsan ve insanlık söz konusu olduğun da …
'' - Nereden ?, Nereye ? Dedirtiyor, insana, insan ....!
O zaman, bu muammalarla dolu ve aka da, karaya da gebe …
Yolculuk ve serüvendeki halden, hale girip, başkalaşım ve insanlığın düşmanı ve insanlık için, gizli yada aşikar ....
Hatta, potansiyel tehlike, tehdit unsuru olup çıkıyorsa, insan?
Bu sorgulama ve analiz döngüsünde ….
Yada muammalı yolculukta başladığımız yere ve hale, soruya dönerek, düşünüyoruz ..
Kah, olumlu yanıtla, kah, suskun ve yanıtsız sorular yumağında yaşanan, afat ve felakette ..
Süt, ömür serüveninde, yaşadığı evrim yolculuğunda ….
Nasıl, ekşi ayran olup çıkıyorsa ?
Ne demeli, insana ?
Çağlar açıp, çağlar kapatanın da ….,
Hemcinslerinin ve tarihin, hayatın köküne dinamit koyup yada kibrit suyu dökerek, incir ağacı diken olarak …
Tarihe altın harfle yazıldığı kadar utanç abidesi ve yüz karası olarak nakşolmuşluğunda ….
Hasılı ....
İnsanoğlunun, çiğ süt emmişliğinde .....!
Çiğ süt emmişliğinde .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya

11 / 12 / 2019

Saat ; 17_05 

23 Aralık 2024 Pazartesi


GİT, YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE !

Sen eşekliği sineye çekersen, yular takıp, yük vuran çok çıkar ....
Boyunduruklarda tükenir ömrün ...
Diline, dudaklarına mühür, gözlerine, düşüncelerine bağ vurulur ....
Özgürlüğüne saygı, iradene,sorgulamana sahip çıkmak yerine ..
Aman canım sendelerde, boş vermişliklerde olmayı yeğlersen ...
İdrakinde değilsen hür yaşamanın, değerini bilmiyorsan insanca yaşamın ..
Biatta, köleliğe razıysan, el-pençe divan durup ..
El-etek öpmeyi ..
Kıç yalamayı, yağdanlıklığı sineye çekiyorsan ..
Aydınlanma zincirinin parçası olmak yerine ...
Köhnemiş bağnazlığın karanlığını makul ve makbul sayarak ...
Bu köhnemiş düzenin asalaklığıysa, tercihin ...
Tüm çabalar, çağrılar, gayretler nafiledir ...
Başında boza pişirip, omuzundan tüfek sıkmalarına ..
Geleceğini, ömrünü, umudunu, yarınlarını çalmalarına sessiz ve seyirciysen ..
Önemsizse senin için, tüm olan - biten, üç kağıtçılık alavere-dalavereleri ....
Sömürü ve soygun sisteminin kurbanlığından çıkıp ..
Sistemin kanlı çarkı,hırsızın ve katilin, yobazlığın paydaşı,yandaşı ve neferi sin demektir ..
Önce, insanlığın, onurun, hürriyetin içsellikli, inançlı savunucusu olmalısın...
Sorgula hayatı ki, farkında ol önce sen senin, hayatın ve olan-bitenin ..
Zorla güzellik olmaz sözünün ışığında ..
Sen istemedikçe onurlu ömrün ..
Ne hayat, ne diğerleri, ne'de dost insanlar ...
Seni, sana rağmen insan ve özgür kılamaz ...
Özcesi, sen sen ol ve insanlığın, özgürlüğün, onurun idrakinde, farkında ol .
Hak et mutluluğu, hürriyeti ....
Doya, doya yaşa, gönlünce hayatı ..
Ve, git yüreğinin götürdüğü yere ....!
Git, yüreğinin götürdüğü yere ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Friedrichshafen / Almanya
23/12/2016
Saat;10_34