Hüsranım dillenirken, bahtım gibi, kararan gecede ...!
Sükunda, sessizlikte besleyip, büyüttüm hüznümü ...
Beledim hüsranlarımı, gecenin siyah atlasına ..
Işıldayan,yıldızların nuru ağarken, pencere camımda ...
Işıl,ışıl yaldızlarla akan yaşlarımın ıslattığı, solgun yanaklarımda ..
Elemlerin gölgeleri, dansa koyulmuştu ..!
Döküldükçe içimin kasveti, geceye ...
Gece, katran karasına büründü, iyiden, iyiye ..
Pencere perdemde, salınırken hicranlarım ...
Gönül sayfamdan ...
Kırık-dökük rengarenk izleri taşıyordu, ömrümden, perdelere ...
Cigara dumanının, iflahını gevretmişliğinde ....
Perdeler, hala, inat ve kararlılıkla, dillerindeki mühre sadakatle...
Sır küpü kesilmişlikleriyle, kol-kanat geriyordu bana, gecenin içinde !
Sarıp-sarmalamaya koyuluyorlardı, ruhumun onulmaz yaralarını ..
Gecede, kasvet kol gezerken ..
Kan gülleri olup, açmalara koyuluyordu yüreğim ..
Bir vur, bin ah işit hallerinde ...!
Gece,sükun,sessizlik ve ben geçerken iç, içe ..
Lal olan yüreğimin, sessiz çığlıklarına, eşlik ediyordu ..
Ilgıt, ılgıt esen yel ..
Adeta, bir kokteylde anı, anı, dünümü ve hüzünlerimi içmenin esrikliğinde ..
Serkeş ruhum, geçerken kendinden ..
Üryaniliklerde dökülüyordu, gönlümün gamları ..
Göz yaşı sağanaklarında ..
Yanaklarımdan süzülüp, sessiz-soluksuz, geceye, akarken ..!
Çalınıyordu kulaklarıma, çigan melodilerinin iç yakıcılığında ..
Bana sensizliğimi ,hiç unutturmayan ...
Gamlı notaların, geceye dökülmüşlüğünde ..!
Kendime bile ırak ve yabancıyken, yine bu gece..
Ne ölümdür,nede meyler ve kadehler, sensizliğe çare ..
Avaz, avaz bağırıyordu, gönlüm ..
Ağırdan, ağıra yalnızlığın ruhsal gelgitlerinde, yutulmuşluğumda ..
Hüsranım dillenirken, bahtım gibi, kararan gecede ...!
Sükunda, sessizlikte besleyip, büyüttüm, hüznümü ...
Besleyip, büyüttüm, hüznümü ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Friedrichshafen / Almanya
13 / 03 / 2017
Saat ; 21_59
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder