3 Eylül 2024 Salı

 


YANGIN YÜREKLİ, SEVDA NEFERİ, OLUP, ÇIKMIŞLIĞIMIZ DA .....!


İnin-cinin top oynadığı saatlerde, kiminin düşlerle bezeli, mışıl, mışıl sıcacık uykuda dönenip dururken yatakta, hayatın ve anın tadını çıkarttığı ....
Sabahın kör karanlığında ....
Taraklardan da çok, ilgiye, sevgiye ve bakıma muhtaç dağınık saçlarınla ...
Kanı çekilmiş, rengi solgun, avuç içi kadar, ufacık-tefecik suratınla ...
Kendi, kendine konuşarak, kuşkulu bakışlarla etrafını süzerek, geçip giderdin her gün saatinin şaşmamışlığın da ...
Pencerem, perdelerim ve gözlerim fark etti-edeli ...
İz bırakmaya başladın ...
Dede yadigarı evimle, adeta et-tırnak olup çıkmış ...
Pervazı kırık, tamire, boyanıp, bakılmaya muhtaç penceremin, su yüzü görmeyeli, hani nice zaman olmuşluğunda ...
Penceremin, kirine, pasına ve yorgunluğuna yeni yükler ve sıkıntılar ekleyen incecik camında, iz bıraktın ilkin ...
Ardından, el değilmemiş, suya-sabuna, yıkanmaya hasret çoğaltan rengi yitmiş perdelerin de iz bıraktın öncelikle ...
Beraberin de, güzele ve mutluluğa hasret, yorgun gözlerimde ve ardı sıra aklımda, fikrim de ..
Hakkında zırnık kadar bilgiye sahip olmamışlığım da ..
Hatta, Meçhul adsız Ece diyerek anıp, diyecek kadar adını bile bilmemişliğim de ...
Merakımın, ilgimin ve gün be gün dünyam da ki yerinin artmışlığında .....
Hayli zaman sonra, iyiden, iyiye artan merakım ve çoğalan dürtülerimle, ağırdan,ağıra gönlümün, yüreğimim sana meyletmişliğin de ...
Nakış, nakış işlenmeye ve dantela güzelliklerin de ömrüme, kalbime ve gönlüme nakşolmaya yüz tutuşlarla,sana ilgimin, merakımın ve daha da çok, senin farkın da olmadığın sevdamın, serpilip büyürerek, dal-budak salmışlığın da ...
Gün oldu hasretin çoğal dı, içimin, içimi yemişliğin de ..
Sonra ....
Sonrası, malum zaten ...
Önce ürkerek, sonra cesaret kazanmışlığımla daha emin ve bir o kadar da tedbirlilikle dünyam da ve ruhum da sana yer verip, gıyabın da tarifsiz aşkla, senin müptelan olup-çıkmışlığınla ..
Sarıp-sarmalayarak, iyiden, iyiye tutkulu müptelan edip çıkmışlığın da beni, sana özlem yangınlarımla alev,alev aşk tutuşarak, sevda yangınlarının ortasında kala kalmışlığım da ...
Pencere camı, perdesi derken, ömrüm ve ruhumla büyüdün gün be gün, iyiden, iyiye yüreğim de ..
Camlar da ki kıvılcım dan, yüreğim de ki aşk yangınına uzananlığınla ..
Sevdalın kesilip çıktım eni-konu, en sonun da ...
Aşkın kıvılcım, kıvılcım hallerin de, tutuşup, büyüyen aşk yangının da ....
Yana, yana kül olup, çıktım, en sonun da ...
Şimdi avuçlarının, avuçlarım da ateş,ateş, ter, ter, titreme, titreme kendini ele vermişliğin de ..
Yananın sade ben değil, senin de benden beter hallere müptela olmuşluğun da ..
Aşkı var ettik, pencere camın da, perdeler de ve göz bebeklerim de kıvılcım dan alev, alev, aşk yangınının, yananları olmuşluğumuz da ..
Sevgi ve sevgi de aşk büyüttük el,ele, pencere camında, perdeler de ....
Görünmeyen yangınlar da, aşk aşını pişirip, yoktan var eden güzelliğin, iki yangın yürekli, sevda neferi olup, çıkmışlığımız da .....!
İki yangın yürekli, sevda neferi olup, çıkmışlığımız da .....!
YANGIN YÜREKLİ, SEVDA NEFERİ, OLUP, ÇIKMIŞLIĞIMIZ DA .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

03 / 09 / 2020

Saat : 21_21 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YERİN .........., Bozuksa mayan, çürükse özün, fukaraysan onurdan-haysiyetten yana .... İlkesizlik ve omurgasızlıktan yana, kimse eline su...