13 Kasım 2024 Çarşamba




HIRSIZIN-UĞURSUZUN, HİÇ Mİ SUÇU YOK ?

YANITI OLAN, BERİ GELSİN, BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN ....!

BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN ....!





'' - DÜŞENE TEKME VURULMAZ '' Beylik sözünün ve safsatasıyla,yalanının, nakaratının beyhudeliğini yaşayarak görüp,tadıp, bilenliğimde ...

Okkanın, kantarın, azapla , zulmün altına girenin, diyetini, ceremesini ödeyenin ....

Daima, hep ve tek ben olmuşluğumda ....

Efkarımla, yürek sancılarımın taşanlığında, gözlerimden akanın sıradan yaş değil,kan olmuşluğunda .....

Değil ki, dünyayla, hayata, 

Şu ahir, yorgun, dahası ben beni bildim-bileli melul ömrümde ....

Sür-git << - Karartma Geceleri . >> Kesilen, nice bilinmezliklere

gebe ....

Ketum mu ketum, netameli gudubet geceye bile, dar gelmişliğinde sığamayanlığımda ......

'' - GÖKTEN, PALAN YAĞSA, KUSGUNU BOYNUMUZA GEÇMEZ '' Deyimini doğrulatacak kadar, hatta ...

Bu veciz sözün salt benim için yazılıp-söylenmişliğini düşündürecek kadar, emsalsiz ucubeliklerin pençesinde, kıvranıp, adeta .....

Dokuz doğurmaktan helak olup,  içimin-dışımın yalama olup-çıkanlığında .....

Efkar,efkar yanan-tüten ve külle-dumana dönenin, savrulup, tozutanın, ben olmuşluğumda ....

Katran karası gece de, grift düşüncelerle, kaotik duyguların  meteor sağanağında üstüme, üstüme keder ve sefillik ağarken ....

Daldasız-duldasız orta yerde, saldırılardan korunamayacak kadar DIMDIZLAK SAVUNMASIZ kala kalmışlığımda .....!

'' - Vurun Kahpeye ..'' Öyküsünün, filminin ana karakteri, garibim

 ALİYE ÖĞRETMEN'İN ROLÜNÜ ÜSTLENİP, ONU OYNAYAN ERKEK

 VERSİYONUNUN, daima ama daima ....

YİNE, HEP VE YALNIZ  BEN OLMUŞLUĞUNDA .......!

Bu, içinden çıkılmaz ÇETREFİLLİ DÜŞÜNCE SARMALLARININ, 

meşum karanlık dehlizlerinde ....

YERLE-YEKSANLIKLARDA, UN-UFAKLIKLARDA ....

ONMAYAN'ı, GÜLMEYEN'i, SERSEFİL'i,YİTEN'i, hatta düpedüz,

 kestirmeden deyişle, KURBAN'ı OLUP, ÇIKANLIĞIMDA .....

Kör karanlığın içinden, zamansız-apansız bir tren kalkarak, yola koyulduğu gecenin atlasında ...... 

İÇİMDEN GEÇEN TRENİN TEK YOLCUSUNUN, SÜRENİNİN VE MAĞDURUYLA,KURBANININ BEN OLMUŞLUĞUNDA ......

Yüreğim tren sireni gibi çığlık, çığlığa haller de, isyanını kusuyordu.

YÜREĞİM, İSYANINI KUSUYORDU .......!

Kaybetmekle, kederlenmek arasına sıkışmış bir ömrün gerçekliği, zaten yeterince kahredici değilmiş ve yetmiyormuş gibi ...

Şimdilerde, ömrümün bu son kertesinde, demlenen acılarımın şaha kalkmışlığında ...

El yordamıyla, düşe-kalka adımlayarak, yolumu seçip, koyulmak istedikçe değil ki tökezlemekle kalmak ....

Aksine ve sakarlıklarla, acaipliklerin ve ömrüme dair 

 garabetliklerin üst, üste ve hep katlanıp, katmerlenerek ....

<< - Kaçtıkça, kovalayanlığında (!) >> Üstüme, üstüme gelişinde ....

Yitenlerin, avucumla, ömrümden uçan-kaçanların içinde ......

İrademin, umudun, sevincin ve iç huzurunun da olmuşluğunda ....

Kendimi, adeta, zemheri gecesinde don-gömlekliği bile çok görüp .

Beni ulu-orta,alenen anadan üryan koyarak, cezalandırıp, benden  ..

Hayatın güzellikleriyle, düşlerimi ve sevinçlerimi, çocuksu arı-duru gülüşlerimi çalmışlığında ......!

Soyulmuş soğanla, yolunmuş tavukluklardan beterliklerde, dım

dızlak kalanlığımda ..

Üryanlığımdan da çok, naçarlığıma yok-yoksullukların pençesinde 

talan edilip, herşeyini yitirenliğimde ....

Ne bir kimseye yada yere, ne dünya denen bu meret arastaya ....

Hatta, kendime bile sığamamışlığımda .......!

Sadece yönsüz ,yolsuz, çulsuz ve yitik değil ....... 

Külliyen un-ufaklıklarda viran olmuş, ören yerine, yahut ta ...

Yıkık-dökük, ırzına geçilip, iğfal edilmiş mezarlık duvarı hissedişlere

tutsaklıklarda ......!

Ancak, '' - Hamama yakışan ...! '' Üryanlıklardan da beter halde

hissedişlerde, bedenimden de çok ....

Gönlümün, ruhumun ayaza keserek, dona kalmışlığımda .....!

Gidenin ardı sıra, kalan hurdahaşlıklar ve sünepeliklerde ....

Sadece ama sadece, itilip-kakılıp, hor görülerek değil ...

Selamın-sabahın, yüzüme bakmaların, gönül almaların, üstün

 körü de olsa, hal-hatır sormaların, tebessümlerin bile ..... 

Bir yerlerden emir alınmışçasına sebepsiz, apansız- durduk yere

buz gibi kesilmişliğinde .....

Önü alınamayıp, çoğalan eksik ve eskiliğimde ki, hissettiğim

 aitsizliklerde ...

Ağır basmakla kalmayıp, beni yutan yanımın, kurbanı ve mağduru olarak ...

Halimi anlayıp, derdimi dinleyecek birini bile bulamayacak kadar ki

dımdızlak, cıs-cıbıldaklığımla ....

Gasp ve talan edilen yarımla,yanımın bile .....

Beni sadece silip-atmakla kalmayıp, yetinmeyip ....

Çoktan unutarak,<< - YOK HÜKMÜNDE (!) görmesinden duyduğum 

tarifsiz ezinçlerde ......!

Gölgemden bile korkar olup, çıkanlığımda ....

Kimlikleri ayan-beyan, kimliksiz hırsızlarımın, haysiyet ve onur,

umut,düş ve hayat cellatlarımın ulu-orta birilerinin koruyup,

kollamasıyla ve dahası ...

Bu tayfayı, kolu-kanadı altına alanlarca, bir böcekten beterliklerde

 un-ufak olmacasına ezilmişliğimde ...

Sabık suçlularımı, haramim ve celladım olup-çıkarak ....

Fani ömrümle, dünyayı, hayatı bana zindan eden ceberrutlarımın, 

dönüp, bir de beni suçlu ilan ederek, adeta ...

'' - YAVUZ HIRSIZ LIKLARDA ...! '' Talanla yetinmeyip, katlederek, su üstüne çıkmış zeytinyağı kesilmişliklerine yanıp, yakılıp, küçük dilimi yutmacasına şaşıyorum  ....

Anlayacağınız, YANIP-YAKILAN, SOYULUP-SOĞANA ÇEVRİLEN, ŞAŞIRIP KALAN YİNE HEP BEN OLUYORUM, HEP, BEN .....!

Bu hallerde MARMARA ÇIRASI KESİLİP, YANIYORUM, YANIYOR ..!

Bu naçarlığın, YANGIN YERİNİN ORTASINDA ......

Çatlak, kavrulup-kurumuş, yara-bereye teslim olup, yenik düşmüş ....

<< - YENİKLİĞİN TARİFSİZ EZİNCİYLE.>> Artık, açılıp-kapanmaya

 mecali kalmayan dudaklarımdan .... 

KAHRIMIN,AZABIMIN KAYNAĞI VE NEDENİ  OLANLARLA İLGİLİ, 

ŞU SÖZCÜKLER VE YANITSIZ SORU DÖKÜLÜYOR ....

'' - İYİ, İYİ VE HEPSİ, HEPSİ DE .....

Asıl suçlunun, sorumlunun, veballinin, diyet ödeyenin hep ve yalnız ben olmuşluğumda ....

Olup-bitenlerle, yaşadığım, dumura uğradığım, tarifsiz  azaplarda acımasızca yaşattıkları zulümlerle, hele, hele de, kanırta, kanırta dayattıkları ceberrutlukların ...

Tek ve baş sorumlusu, suçlusu, hırsızın, uğursuzun hiç mi hiç DAHLİ 

ve VEBALİ, HELE Kİ DE, SUÇU YOK MU? SUÇU ....!

HİÇ Mİ, SUÇU YOK ?

HIRSIZIN-UĞURSUZUN, HİÇ Mİ SUÇU YOK ?

YANITI OLAN BERİ GELSİN, BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN ....!

BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN ....!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





12 / 11 / 2024 - Salı





Saat ; 22_44

12 Kasım 2024 Salı





HENGAMELER ALEMİ .....

ÖMÜR SECEREMİZE, HAYAT KARTVİZİTİMİZE ....
HAYAT KARTVİZİTİMİZE ....

Hayata, dünyaya sığamayanların, hayatlarına, ömürlerine, içlerine, ruhlarına sığdırmak zorunda kaldıkları ....
Derilip, görülse .....
Sadece sığdıranı değil, hemen her insanı dumura uğratır, lal eder ..
Onun içindir ......,
'' - İnsan, sadece görünenlerin değil, gözle görülemeyen, keşfedilmeyen, derilemeyen yüklerinde hamalı'dır ....! '' Demeler ......
Hamallığımızda, kendimizle yüzleşebilensek, HAYAT İNSANI olmayı başaranızdır ....
Aksi halde, hayatı ıskala yanlığımızda ....
NAFİLE ÖMRÜN HAMALLIĞI DA EKLENİR, Kütüğümüzle, seceremize ......!
Özcesi ...
Şah iken, şahbaz olup, çıkarak ....
Çekmişliğimizle sineye, çekeriz yükünü de ....
Hamallığımızı katlamakla kalmaz, HÜSRAN BEKÇİSİ'ni de ekleriz, yüklerinin altında ezilip, eskiyerek ......,
Pestilimizin çıktığı, hengameler alemi, ömür seceremize, hayat kartvizitimize .....
HENGAMELER ALEMİ .....
ÖMÜR SECEREMİZE, HAYAT KARTVİZİTİMİZE ......
HAYAT KARTVİZİTİMİZE ............

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

10 / 11 / 2023 - Cuma

Saat ; 10_00 

 


YAŞAR, YÜZ KARAN, ALIN KİRİN, ÖMRÜNLE, ONURUNA MAL OLAN UTANCIN .....
İNSAN VE İNSANLIK VAR OLDUKÇA ..........!



Saf dillilikle yahut aklı evvellikle ve kendince akıllılık ve kalıcı çözüm görülerek gizleyebileceğini yada unutulacağını sanarak ....
Boyundan büyük herzeleri yiyerek, tutamayacağın sözleri, ettiğin hamasi ve afaki yeminleri yutturup, yok sayılacağını düşünerek, sürdürsen de kendini kandırmaları..
Bil ki bilinir, öğrenilir her biri ...
Sen süpürmelere kalksan da halının altına kiri, pisliği, ayıbı, utancı ...
Bil ve sen, sen ol asla unutma ki ...
Kandırdığın kendinsindir, kendinsin .....
Hele ki ......
Sakladıklarınla, sırlarının tutuklusu, esiri, kölesi olmaya gör bir kere yeter ki .....
'' - Hayvan başıyla-boynundan, insan diliyle, sözünde, eylemiyle, tavrından bağlanır ....! ''
Sözünü ve bu sözü dillendirenleri haklı çıkartmacasına, bağlamış lığında kendini ...
Hem, bizzat hayata .....
Hem de, ayağına çarık, başına sarık olmayacak, kerameti kendinden menkul fırsatçı, simsar, çakal güruhun maşası, kuklası, şaklabanı, hatta .....
Düpedüz paspası, köçeği ve tetikçisi, kulu - kölesi olur, çıkarsın ....
Kaptırdığın parmağınla, elin .......
Öncelikle koluna ve beraberinde de canına mal olmacasına, pahalıya mı pahalıya patlar bu zaafının, aczinin, ağır mı ağır diyeti .......!
Kurtulayım demekle öyle kolayca kurtaramazsın kolunu, yakanı, paçanı, kıçını, yetmedi ....
Haysiyetini, onurunu, özgürlüğünü, kişiliğini ve hatta ......
Tüm bunları unutturup, hepsine ferman ve rahmet okutmacasına .....
Gördüğün, göreceğin son aşama dada .....
Düpedüz canını, ömrünü ve hayatını yitirirsin, vesselam ....
Dahası, sadece bununla da sınırlı kalmaz, bitmez yaşayacağın acı ve yok edemeyeceğin, unutulmayacak utanç silsilesi .....
Gelecek ve ömür yitirmekle de kurtulmazsın çoğu kere, öyle ki ...
Ölümün bile, kurtuluş olmaz senin için....
Ölümün ardı sıra da, yüz karan ve alın kirin, utanç ve ayıp seceren, onursuzluk tescilli liginde....
İlelebet boynuna asılan yafta ve şecere ne kazınan damga olup, vurulan lığında, miras kalır ardına ve ardındakilere ....
MİRAS KALIR, MİRAS, ARDINA VE ARDINDAKİLERE .....
Zaman, zaman yaşandığı ve kimilerinde görülüp, kayıt altına alındığı gibi ....
REDDİ MİRAS İSTEYİP, YAPIP, YATIRMACASINA .....
Hem de ne, miras .....
NİMETLİĞİNDEN ÇOK KÜLFET VE UTANÇ BOHÇASI, YÜZ KARASI ABİDESİ olup, sayılmacasına .......
Beze, kile, küle-toprağa belenmez, karışıp, yok olmaz ......
Anlayacağın o ki, ne yel alır, nede sel götürür ......
Yenilip-yutulmaz, yadsınıp, yok sayılmaz ve gün gelip bedenin toprak olsa da .....
Zamanın, tarihin ve hayatın bağrında ölümünden sonra da, inadına yaşayan cinsten kahreden bir külfet ve ezinç vesikası olup çıkar .....
Kimin, kimsen olmasa da, günün ve anın birinde yad edilirse adın, sanın .....
Adından, sanından önce, künyene kazınmış lığında, yankılanır sabıkanla, yüz karan .....
Arz'dan, Arş'a .....
Hem de, üstelik ....
Bursa'daki SAĞIR Sultan'ın bile duymuşluğunda .......
Mezarın, tunçtan anıt ta olsa, adın yüzer, kuburun boz-bulanık, çürüme kokusunda ...
İki cihanla, alemini boka beleyip, geleceğinle, kendini, secerenle, neslini Çıfıt edip, çıkanlığında ....
Kurtuluşunun ve aklanma şansının, olanağının asla olmamış lığında ...
Berbat eylem işliğinle iki alemini ...
Kala, kalırsın orta yerde dımdızlak, bok üstün bok hallerde, sakızını boka düşüren liginde ve daha da acısı .....
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık, açmazının çarmıhında debelenip kalmacasına, hükmeder ölümünden sonra da sana .....
HÜKMEDER, ÖLÜMÜNDEN SONRA DA, SANA .....!
Ondandır ..
'' - Kaybetmeye gör haysiyetinle, onurunu, dönersin, nişadır sız, kalaysız kaba ...! ''
Demelerle anılırsın dirini de geçip, ölünde bile, sana geçirilen utanç yafta lığıyla, boyundurukluğun da ...
İşte tam da bu bağlamda, dirinde kulak ver, hakkındaki sözlerle, içtenlikli, gerçekçi düşüncelere, daha da önemlisi ve can alıcısı .....
Kendi gerçeğini ve ayıplı, utançlı ömür tarihini en iyi bilenliğinde ...
Bil haddini, al aklını başına ve bilip-görerek gerçeğini, kendi ayağına ilmik takıp, kurşun sıkan ve kendine kötülüğün daniskasını, ağa babasını yapan olma ..........!
Bil ki ...
Gitse de bedenin, toprağa, gitmez, ölüp, toprak olmaz, unutulmaz ve .....
Yaşar, yüz karan, alın kirin, ömrünle, onuruna mal olan utancın, insan ve insanlık var oldukça .....
YAŞAR, YÜZ KARAN, ALIN KİRİN, ÖMRÜNLE, ONURUNA MAL OLAN UTANCIN .....
İNSAN VE İNSANLIK VAR OLDUKÇA ..........!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

11 / 11 / 2023 - Cumartesi

Saat ; 23_23

11 Kasım 2024 Pazartesi

 

Bacaklarımı açmak depremlere,
saçlarımı açmak fırtınalara ve rüzgarlara sebep oluyorsa ...
Gerdanımdan küçük bir görüntü denizlerin yükselmesine, sesim toprağın kaymasına sebep oluyorsa ...
Sütlü koca memelerimin görünümü kıtlığa ve sefalete neden oluyorsa, kollarımın açıklığı iklimi ısıtıyorsa ...
Gülüşüm kainatın dengesini bozup, istikrarsızlık yaratıp tüm ahlaksız içgüdüleri uyandırıyorsa ...
Tüm doğal felaketlerin ardında ben varsam, o halde benden kork !
Çünkü İlahi güç ben, mutsuz ve ölümlü olan sensin !

Taous Ait Mesghat, Cezayir
(Berberi toplumuna mensup)
Kadın Şair
Türkçe çevirisi:
S. Özdemir.

 

SENDE, ÇOĞALMACASINA .......!





Hünerlice gizlendiği bulutu esir alıp, arşdan,arza düşen yağmur tanesi misali ......

Ağıp, yağarak düşeceğim önce saçlarına, yüzüne, gözüne ...

Dudaklarını ıslatacağım ilkin ve sonra ...

Sonrasında da, yüreğinle, ruhunu ...

Sende, çoğalmacasına ...

SENDE, ÇOĞALMACASINA .......!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstad / Almanya





11 / 11 / 2024 - Pazartesi





Saat ; 07_21







İnsan,

Gerçeği gölgesine yenik, muammalı yükler hamalıdır ... Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 11 / 11 / 2024 Immenstaad / Almanya

 





TEK DAYANAĞIMIYDI, ACABA ?


ACABA  ?





'' - Rüzgarlarla, suların, eski sırları fısıldadığı, kumların nice gerçeklerle, anlaşılmaz gizemleri sakladığı ummanların, ürküten derinliklerinden farksızlığındaki, ruhum ......! ''


Dünden devraldığı, ağır mı ağır hüzün yükleri ve  dudak uçuklatan, elemli gerçekleri .......


Tanıklığıyla yada zorunlulukla, emrivakiliklerle, dayatmalarda  sessiz-soluksuz ve adeta lallıklarda yüklendiği sırların ve sırdaşlığın vebalini taşımaktan yorgun düşmüşlüğünde ....


Dibi delik gemilerden farksızlığında, ha battı, ha batacak hallerle ....


HA BATTI, HA BATACAK HALLERLE .........!


Kapasitesini misli, misli aşan, kendisini inim, inim inleten .....


'' - Kilo da, tonaj da hafif, paha da, ağır mı, ağır ...''  Çetrefilli ve karanlık

 

hatta .....


<<- Gerçeği gölgesine yenik, muammalı yükler' i ...! 

'' -Taşımaktan duyduğu gocunmayla, bezginliğin .....'',


Derin, tarifsiz ve katlanılması, dayanılması zor mu zor sanrılarıyla, sancılarında .....


Kendinden geçerek, sürdürdüğü yolla, yolculukta ......


Yol ağır, meşakkatli ve çetin...

Yolculuk hengameli hallerde olmanın bezginliğinde, ağır-aksak yol alırken .....


Sadece ama sadece, geciken malum sonunu hızlandırarak ......!


Her halükarda, yaşayacağı sona hazırlıkların, amadeliklerin sükunetiyle .....


Kendini zamana, kendi gerçeğine ve bilmelerin huzuruna teslim etmişliğin...

Yani ''- İnsanı kamilliğin demi ile rahatlığını duyuyor, hem de .....


İliklerime dek işlemecesine 


Yoksa, kader denen teslimiyet bu ve ....


Bunu bilmenin tarifsiz iç huzuruyla, güveni ....


Onu güçlü kılan, hayatın kasırgalarından, zorbalığından ve yılların amansızlığıyla, acımasızlığından koruyan, yegane unsur ve vazgeçilmez tek dayanağımıydı, acaba ?


TEK DAYANAĞIMIYDI, ACABA ?


ACABA  ?





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstad / Almanya





11 / 11 / 2024 - Pazartesi





Saat ; 05_10

10 Kasım 2024 Pazar

 





NURA KESMİŞ, MAVİ GECE DE ....

EŞLİK EDER BULUTLAR, AŞKLA, ŞEVKLE VE HAZLA BU MUKADDES DANSA ..... BU MUKADDES DANSA ........! Albenili gülüş güzelliğiyle bezeli, akıl çelip, yürek hoplatan masum bebe göz bebekleri kadar, içe işleyen, yürek ısıtan MAVİYE KESMİŞLİĞİYLE ........ << - SÜRÜP, KOVARKEN ...>> Korkunun, kabusun, karanın, karanlığın kasvetini, nusubetini, GADASINI, BELASINI ......! Maviye çalan gece de, ay ışığının içe işleyici, albenili, bir o kadar da, kışkırtıcı parıltısında .... Tıpkı, düşler alemi gibi, hayallerle, yaşama sevinçleriyle beslenen mutluluk alemi ve içsellikle bezeli ırmaklar, Özlemlere uygunluk ve uyumlulukla, talepleri dillendirmecesine onlara ses olmuşluklarda çağıldayarak, akmalara koyulur ......! Gecenin bağrında ........ Hayata, alemlere ve insanlarla, insanlığa ilham vermekle kalmayanlığında ...... Duyguları ve umutları tazeleyip, diri tutan gümüşi nuraniliklerde dansa koyulur, ..... Tel,tel, ışıltı,ışıltı ışığıyla dökülen, ömürlerle, gönüllere dolan ay, yıldızlar ve ...... O, gözden azadelikleriyle, muammalı mı muammalı, bilinmez, keşfi bekleyen alemlerle ....... Dillere pelesenk, gönüllere meram ve zihinlere dürtü olup, çıkan paralel dünyanın Kendi aleminde ve kendince dönüp-dönenip duran uydularıyla, yıldızları, ayı, güneşi ....... Böyleliğinde, şaha kalkan gönüllerle, yüreklerde, dahası ..... Aşka susamış ömürlerde, büyüleyici aşk efsaneleri peydahlanır, birbirinden gizemli, büyüleyici ve cazibeli ..... Bitimsiz, doyumsuz sevda hikayeleri, menkıbeleri gelişir ......! Işıltılı, parıltı libasını giyinip-kuşanan .... Mavinin taçlandırdığı ayın, kutsi nuraniliğinde, semanın kanatları altında ... Gecenin, arş'ın, arz'ın ve alemler içinde gizli, alemlerle, bilinen ve bilinmeyen nice varlıklarla, mucizevi nesnelerin fısıltıları, kanatlanıp, yükselir, fezanın devasa sonsuzluğunda ... Uçsuz-bucaksızlıkların davetkarlığıyla kışkırtılan, kamçılanan hafifliklerin dayanılmazlığında beslenen, iyimserlikle ....... Umuda ve hazza yelken açmışlıklarda .... Ay'a eşlik eden, her hepsi birbirinden albenili yıldızlar ..... Yitmeyen hatta eksilmeyip, artan nurani şavklarıyla, göz kamaştırıcı ışıltılı, adanmışlıkla bezeli, munis rehber ....... Keşfe koyulanlara yoldaşlıklarda, gök kubbenin derinliklerinde .... Gecenin mavi atlasından rol kapmışlığında ..... Maviye bürünmüşlüklerde, salım, salım salınırlar, gecenin ışıltı kümesi, mavi atlasında .......! Göz alabilen her zerresinin, maviye bürünmüşlüğünde, eşlik eder bulutlar, bu mukaddes dansa ..... Nura kesmiş, mavi gece de .... Eşlik eder bulutlar, aşkla, şevkle ve hazla, bu mukaddes dansa .... Bu mukaddes dansa ..... NURA KESMİŞ, MAVİ GECE DE .... EŞLİK EDER BULUTLAR, AŞKLA, ŞEVKLE VE HAZLA BU MUKADDES DANSA ..... BU MUKADDES DANSA ........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 10 / 11 / 2024 - Pazar Saat ; 20_24

 








YERİNDE YELLER ESEN, VAZO YA ......!

Tıpkı yüreğim, ruhum gibi, kırıldı vazo, dağıldı rengarenk camlar dört bir yana, yerle yeksanlıklarda ..... İnceden, inceye kanayan ruhum, nasıl da benziyordu, kırılıp, darma- dağın olan, yerinde yeller esen, vazo ya ..... RUHUM, NASILDA BENZİYORDU, KIRILIP, DARA-DAĞIN OLAN, YERİNDE YELLER ESEN, VAZO YA ......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 10 / 11 / 2024 -Pazar Saat ; 15_48

 





AY IŞIĞI ISLAK, ISLAK ÖPÜYORDU CAMI, HALA .....
ÖPÜYORDU CAMI, HALA ......!
Yağmurlu gecenin koynunda, iç ürperten ıslak mavi atlasın bağrında ...
Öperek vuruyordu, ay ışığı, cama ....
Yağmur damlalarının geceyi, ay ışığını, camı ıslatmışlığında .....
YAĞMUR DAMLALARININ, GECEYİ, AY IŞIĞINI, CAMI ISLATMIŞLIĞINDA
Ay ışığı, ıslak, ıslak, öpüyordu camı, hala .....
AY IŞIĞI ISLAK, ISLAK ÖPÜYORDU CAMI, HALA .....
ÖPÜYORDU CAMI, HALA ......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
10 / 11 / 2024 -Pazar

Saat ; 15_40






ŞİİR; BİR ÜLKENİN,BİR ULUSUN KURTARICISI VE CUMHURİYETİNİN KURUCUSUNA, BİZZAT İKTİDARCA SALDIRILMASINA KARŞI DURUŞUN ARACIDIR.

IŞIKLAR ÜLKESİNDEN SESLENİYOR O YÜCE;
Bir On Kasım'da daha..
Bu alemler ötesinden..
Işıklar ülkesinden sesleniyor..
O, çakmak çakmak mavi gözleriyle..
Çağların ve mazlum ulusların..
Hürriyet kahramanı..
Destanlar yazan, yüreklerin, gönüllerin sultanı..!
Ezilen dünya halklarının kahramanı..
Karanlıkların afakını..
Emperyalist leş kargalarının..
Kirli oyunlarını bozup..
Saltanatlar yıkan, Ulu Önder..
Yiğit asker, dahi ve yurtseverlik şahikası..
Yüceler yücesi, Atatürk..
Gür ve İnançlı sesiyle..!
''-Beni bilmek,tanımak,
Naciz vücudumu görmek,değil..
Beni yaşatmak..
Vatan-Millet-Sakaryalarda..
Kuru sıkı hamasi nutuklarda..
Palavralar sıkmak..
Mangalda kül bırakmamak...
Ve, riyada kabrimi tacizle..
Kirli ayaklarla Anıt Kabirde..
Dostlar, alış-verişde görsün neviinden gezinmek..
Timsah gözyaşlarıyla..
Kurduğum Cumhuriyetin..
Köküne kibrit suyu dökmek..
Ve değerleri yerle yeksan ederek..
Laik Cumhuriyetin kalbine hançer sokmalara seyirci kalarak..
Göz yaşı-sümük düğününde..
Anıt kabir özel defterine..
Yalan-dolanla, nefret kusmak, değildir..!
Beni anlamak ;
Bana sahip çıkıp..
İlkelerimle beni yaşatmak,demek..
Gaflet ve dalaletle ve hatta ihanetle..
Memleketin ve ulusun kaderine el koyanların ihanetine, dur demek...
Memleketten kovduğum düşmana,
Vatanı hayasızca peşkeş çekenlere..
İnançla direnmek..
Onuruna, yurduna,özgürlüğüne sahip çıkmak..
Ve,Fikri hür,Vicdanı hür,İrfanı hür nesiller yetiştirerek..
Korku krallığını kurmak isteyen..
Kalpazan çetesi, Vahdettin hayranı..
BOP eşbaşkanı, Amerikan uşağı..
İnsanlık ve onurdan bihaber, ucube satılmışların...
Emellerini kursağında koyacak..
Oyunlarını, bozacak..
Aydın ve bilge nesiller, çağdaş fikirli..
İlimi ve müspet bilimi rehber edinen..
İnançlı, yurtsever gençlere..
Beni..
Fikir ve ideallerimi
Velhasılı..
Kurduğum Cumhuriyeti..
İlelebet payidar etmecesine, emanet etmekdir..!
Beni anlamak ve yaşatmak..
Yaptıklarıma bakarak..
Ve, dünün acısından dersler çıkararak..
Bu ülkeye ve Ulusa...
Bir daha..
Asla ve Kat'a Kurtuluş savaşı vermek zorunda koymadan..
İlelebet payidar ve bahtiyar yaşayarak.
Ülkeyi ve Cumhuriyeti koruyup, kollamaktır...
Beni..
Yüreklerinizde içselleştirerek..
Mirasıma sahip çıkmaktır..! '' diyerek ..
Haykırıyor, ışıklar ülkesinden..
Ona sevdalı yüreklere..!
Ona sevdalı yüreklere....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Hildesheim/Almanya
10 / KASIM /2012
Saat;00_05

HIRSIZIN-UĞURSUZUN, HİÇ Mİ SUÇU YOK ? YANITI OLAN, BERİ GELSİN, BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN ....! BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN ....! '' - DÜŞENE TEKM...