28 Şubat 2025 Cuma

 






ADI ÜSTÜNDE, NAM-I DEĞER, GÖLEKCİ DENİR, GÖLEKCİ .....!

GÖLEKCİ ..........! Adeta, asırlardır kafalara kazınarak yer edinen ve sıkça TEMCİT PİLAVI kesilip yinelenen o malum söz ve deyiş ..... Her ne kadar kabul görmüş gibi durup, görünüp, sıkça söylense de .. İşin ve sözün özü, doğrusu ve makbulu, biline ki ... Dillere tespih olup, sıkça yinelenen, '' -Tarih, tekerrürdür . '' Ya'da, '' - Tekerrürden ibarettir . '', Sözü ... Herkes için, hem geçerlilik taşımaz, hem de, doğru değildir ....! Tarih, farkındalıktan bihaberlikte, sorgulamayı, ders almayı bilmeyenler, gerçeği, hayatı, doğruyu ve TARİH'İ ıskalayanlar için, tekerrürdür .......! Bu sığ zihniyetle dünya ve hayata bakanlar, bataklığa tutsaklıkta debelenerek, telef olmakla kalmaz ..... En yakın çevresinin ve diğer insanlarla, insanlığın akıbetini mahvetmektende geri durmaz ve baş sorumlu olmaktan kendini alamaz, kurtaramaz .....! Bu cümleden olmacasına, hayatın ve zamanın çarkında un-ufak olmayla yüz, yüze ömür sürdürüp, hayatı ıskalar .... Ömrünü ve ömürleri, akıbetleri telef ve heba da, berbat eder .... HEBA'DA, BERBAT ..! Hele ki, birde '' - ÖN YARGISI, PEŞİN HÜKMÜ ve İNADIYLA . '' körü, körüne ısrarda kaviyse ...... Yani, tevazudan bihaber ve cahilliğini, bilgelik sayanlardansa ... İşte bu koşullarda olanlar için, haller << - YANDI GÜLÜM, KETEN HELVA ...! >>, halleridir .......! Vah ki vah, bunlara ve çevresindekilere, dahası ... Böylelerle hemhal edenlere, düşüp-kalkanlara, içli-dışlı olana ..! Böyleler, kendilerine ve insanla, insanlığa ziyanlıktır, ziyanlık ..! Çünkü ...... Ortak paydalarının bu olmuşluğunda böylesi, laf ebesi, kelam cambazı geçinen, cümle aklıeveller ... '' Dediğim, dedik ... Çaldığım, düdük '' Saplantısında, dolap beygirliğinde dönüp, dönenip .. Hayatı ıskalamayı iş, hatta marifet bilir ve sayarlar.! Bu cümleden ve cenahtan güruhluğundakiler, sıklıkla ve çokça çam devirir, ömür karartır, yetmedi .... Beyinler kaynatıp, yürek yakarak, akıl, ömür ve can alırlar, CAN ! Hele ki ......, Burnunun dikine gidip, ön yargıyla, peşin hükümlülükten ve sığlıktan beslenen ........ Burnundan kıl aldırmayan, AHKAMCI, TUZU KURU MADRABAZ LAR ...... BEN BİLİRİM ukalalığıyla, avanaklığında yıl eskitip, ömür çürütürler, ömür .....! Öyle ki ... Umduğunu, istediğini, aradığını bulup ta, yine de, inadına durmayı bilmeyen ...... Nefsine, egosuna, hırsına ve aç gözlülüğüne hasılı, narsizme yenilen kişi .. Sağ duyuyla, yürek sesini dinlememesinin bedelini, akl-ı selim ile cebelleşip, tepişmeyi iş sanıp, sayarak ! Amiyane halk deyişiyle, KIÇIYLA İNATLAŞIP, CEBELLEŞMEYİ MARİFET SANIP, SAYAN ..... KIÇIYLA, DONUNU BOKLAYIP, KİRLETMEKTEN BIKIP- USANMAYAN, UTANMAYAN dahası ..... Ders almayı bilmediği gibi ...... Yanlışta ısrar ve inat ta kavi, ARIZALI, AYARSIZ-GAYARSIZ UKALALIĞI HAYAT TARZI YAPAN, BU KERAMETİ KENDİNDEN BİLEN, DEMODE TİPLER ..... BEN OLMAZSAM, BİZ OLMAZSAK HAYAT DURUR, ULUS, ÜLKE, MEDENİYET ÇÖKER, İNSANLAR VE İNSANLIK ÖLÜR, yaygarasının arkasına sığınıp ... Alevra-dalaverayla ve yalan ile talan ile LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜTMEYE KALKARAK o kıt aklıyla, aklı sıraa .. AKILLARLA ALAY EDİP, İNSANLARI YOK SAYIP, HAYSİYET CELLATLIĞIYLA,EŞKİYALIKTA TALAN VE ZULÜM DÜZENİNDE YAĞMACILIĞI SÜRDÜRÜP, MALI GÖTÜRÜRKEN .. DİN, HER TÜRDEN KUTSALLAR VE MANEVİ-MİLLİ DEĞERLERİ İSTİSMARDAN DA ASLA KAÇINMAZ ......! ÇÖKÜP-ÇULLANIP, KANINI EMDİKLERİ ÜLKEYLE, İNSANLARIN VE REJİMİN CANINI İLİĞİNİ KURUTUP SÖMÜRÜ DE, SINIR TANIMAZ TAVIRLARLA .... ALİ KIRAN, BAŞ KESEN'LİKTE, GÖZÜNÜ KARARTMIŞLIKLARDA,FÜTURSUZCA MASUM İNSANLARA VE CÜMLE MAZLUMLARA KIYMAYI KENDİLERİNE HAK GÖRÜRLER. O ahmaklar güruhuna ve başlarındaki birilerinin kapı kuluna göre ..... ONDAN, ONLARDAN BAŞKA İNSAN VE DAHASI İLAH YOKTUR O AHMAK VE TAYFASINCA, EN ULUSU KENDİSİDİR, ÜSTELİK TE .....! Her halükarda, ben bilirim sarmalında dönenip, bela ve inat taki zalimce tavrı, kavi ısrarlarıyla ...... Diyeti, hayatın kendilerine kestiği faturayı ..... Öncelikle canıyla, hayatıyla, ama en çok ta, adına sürdüğü lekeyle ve itibarla, haysiyetini yitirerek öder ......! Yanı sıra, saplantının bedelini .... HÜSRAN VE ONURSUZLUKLA VE '' TAMAHLA ZİYAN DA '' KÖR İNATLA, ISRAR DA TELEFLİK TE, PÜRMELALLİKTE ÖDERLER .....! Dünya malına tamahla, bastırılıp, yok edilemeyen aç gözlülük te yoldan çıkanların, dahası ve kötüsü de ..... Alçalmanın sınırının olmadığını unutanların akıbeti, hazin mi, hazin sonu ....... Kazdığı kuyuya düşüp, hayatını yitiren, nefsine kölelik te kendini kandıran haramiden farksızdır, farksız ..! Çalıp-çırpacak kadar gözü karalıkla riya da, talan da, mevkii-makam, ihtişam ve zulüm de, ihtirasının kurbanı olanlar ...... '' - iTİBARDAN TASARRUF OLMAZ '' Diyerek, har vurup, harman savurp .... << -Mekke'de dilenip, Medine'de sadaka dağıtma >>'ya kalkma ahmaklığında ve görgüsüzlüğüyle, tamahkarlığında .... Elindekileri -avucundakileri de kaybederek, gerçeğin şamarını yemelerde ...... Hem kendisini, hem şürekasını mahv-ı perişan eder .... Ahmaklığın gayya kuyusunda boğulan bu güruh sadece istikbalini, tayfasıyla, kendilerini mahvetmekle ....... Yalan -dolan ve asılsız-astarsız methiyelerle ve SALOZUN MAVALI TÜRÜNDEN ZIRVALIKLARLA, mahv-ı perişanlığın cafcafalı menkıbesini yazmakla kalmaz .. İnsanlığın yüz karalığında, dolu-dizgin yol alırken, bindiği dalı kesmekle yetinmez, kalmaz ...... Yetmemiş yada yaptıkları az gelmişcesine ..... İnsanlığın köküne kibrit suyu döker, yahut ta ... Gözünü karartmışlıkla, aklı evellikte, insanın, insanlığın dibine dinamit koyarlar, dinamit .......! Hayatın bağrıyla, zamanın çarkıyla, dönencesinde yaşanmışlıkla, sayısız kez ayan-beyan, su götürmezliklerde kanıtlanmışlığında . İnsana ve insanlığa ibret-i alemlik olmacasına, bilinir .... Ömür ve gönül imbiğinden süzülmüşlükle, denilir ki ....... << - Hayat ve yol kavgasını baştan kaybedenliğinin farkında olamayacak kadar bağnaz ve sığ olarak ...... Yolsuz-yordamsızlıkta, dahası insanlık adına yontulmamışlıkta emsalsizlikte tavır, duruş, karar ve katılık sergileyen ve ...... Bunu, marifet sayan, cehalet erbabı, insanlık, haysiyet ve fazilet fukarası, hatta ...... Düpedüz, HAYSİYET DÜŞKÜNÜ ..... BİÇARELİKLERDE, SEFİLLİĞİN CENDERESİNDE KAŞARLANMIŞ, ŞERBETLİ, AFSUNLU ....... ÜLKE, İNSAN SATIP-PAZARLAMADA, İŞ PİŞİRMEDE KIDEMLİ, KARANLIKTA İŞ TUTUP, DOLAP ÇEVİRMEDE HER TÜRDEN ALİ CENGİZ OYUNLARINDA, UZMAN UZATMALI, PİŞKİN, hatta ....... Çok mu çok EFSUNLU .....! MADRABAZLIKTA, CAMBAZA BAK'LARA AŞİNALIKTA, TESCİLLİ ....! Arsızlık-yüzsüzlük TİMSALİ olup, bunu adeta ALAMET-İ FARİKA'sı yapıp-çıkmış .....! AR-EDEP NOKSANLIĞINDA, umursamayı, söze sebat'ı, güveni, itibarı, dahası ... UTANMAYI, LÜGATINDAN KAZIYIP-SİLİP, ÇIKARTMIŞ ..... iNSANİYETİ ÇİĞNEYİP,YOK SAYMAYI marifet bilmiş, hatta ...... AYRICALIK, KARAKTER ve YAŞAM BİÇİMİ KILMIŞ .......! BASİRETİNİ, KÖR DÜĞÜMLE bizzat bağlayan, ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ , ÇÖZÜM SAYIP, ÇIKIŞ YOLU VE ZEKA IŞILTISI saymış ...... AKILLI GEÇİNEN, HALİ-AKIBETİ SU GÖTÜRMEZ KATIKSIZ SEFİLLİK, TÜKENMİŞLİK OLAN, UCUBE MECZUPLAR GÜRUHU .... Özcesi , tümü ...... İstisnasız tabansızlar alayı, asalaklar tayfası .......! Kanaat atına değil de, hırs ve tamah atına binenler, erişse, erişse << - Benim oğlum bina okur, döner, döner yine okur .......! >> Diyenlerin akıbetiyle, mukadderatınını tadar ve yaşar ......! Zira, haramla, hırsın, kibirle, nefsin kölesi olan .... İlkin kendisinin, beraberinde de insanla, insanlığın mevtine sebep olmacasına, baş düşmanı, dahası .... Düpedüz canına ot tıkayanı, katili, celladı olur, CELLADI .......! Türkmen balalarının kültürüne, can evine, hayatlarına ve tarihe, halka, dünyaya mal olmuş bilge ekabirlerinin deyişi ve cümle Türkmenlerin dillendirmesiyle, bunların topuna birden olsa, olsa , denilse, denilse '' - Gölekci '' denilir, GÖLEKCİ ...... GÖLEKCİ ..........! Yani anlayacağınız, yakışanın denmişliği ve yakışan, ne mal olduklarını sergileyip ... Ne olmadıklarını, hele, hele de gerçeği söyleme adına seslenmeyi vurgulayan ...... Bu güruhun, insan olmamışlıklarını ve insan sayılmayacaklarını, insan denilmeyeceklerini ortaya koyup .... Onlarla ilgili olarak gerçeği ve yüreklerde ki edersizliklerini yansıtan sesleniş, anış, çağrılış olarak ....... Kerahat adları, gudubet namlarıyla, böylesi adı-sanı batasıca ...... KORKUNUN EFENDİSİ, KARANLIĞIN BEKÇİSİ kan emici doyumsuz yarasalara ...... Adları-sanları, kara yerlerden gelesi hayta'lara, adıyla-sanıyla, '' GÖLEKCİ '' Denir, GÖLEKCİ .. Adı üstünde, nam-ı değer, Gölekci denir, GÖLEKCİ .. ADI ÜSTÜNDE, NAM-I DEĞER, GÖLEKCİ, DENİR, GÖLEKCİ ... GÖLEKCİ ..........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 28 / 02 / 2025 - Cuma Saat ; 16_09 GÖLEKCİ ; Orta Asya Türklerininin ve Türkmenlerle, Türkmenistanlıların dilinde, MEZAR KAZICI...MEZARCI Demektir. Yani, amiyane deyişle, halkın diliyle, '' ÖLÜ GÖMÜCÜ '' Denir .! Siz can dostların bilgi ve dikkatine sevgi, saygı ve hürmetlerimle sunmaktan onur, kıvanç ve mutluluk duyuyor, esenlikler diliyorum ......

27 Şubat 2025 Perşembe



AVUNTULARLA, İSYANLAR ARASINDA ...!

Tıpkı, öncekiler gibi, bugünde sonsuz gizemiyle, bir gün daha gitti ...
Başıma gelenleri, yaşanmamış sayıp ....
Sıkarak dişlerimi, sabırlar dileyip, metanet zırhlarımı kuşanarak ...
Çektiklerimi ve günün yorgunluklarını unutmamacasına ...
Yumarak gözlerimi, attım gecenin koynuna, kendimi ..
Uyudum, huzuru ve sükunu yakalamacasına ...
Ama ne hazindir ki ..
Uyandım yine, sensiz ve mutsuz sabahlara .
Zaman çarkının, dönüp ...
Hayatın, devam etmişliğinde ..
Muammalı hayata gebe, kocaman sabaha uyandım ..
Büyüdü içimdeki boşluk ve karanlık ..
Bunalım girdapları, yuttu, beni .
İçimde büyüyen hazan o, kadar güçlendi ve derinleşti ki ..
Ağaçlardaki yaprakları, karabasanlığında duygularım ..
Dalları, çırıl çıplak bırakmacasına yuttu, düşürdü, aşağı ..
Ruhum misali üryan ağaçlar, eşlik ederek duygularıma ve yalnızlığıma ..
Başladı elif, elif diyerek salına, salına ağlamalara ...
Gece, ağaç, ben ve yalnızlığın işgalindeki, çırıl çıplak odam ...
Ruhlarımızın hicranının kokteylinde, geçerek iç içe ..
Tükettik, ömürden bir günü daha ..
Eskiyen zamanın, yeniye ağmışlığında ..
Devrederek duygularımızı, bu yeni günün sabahına ..
Koyulduk, bildiğimizce yaşamaya ..
Hayatın akışında ..
Eminim ki dallar, yine yeşerecek ..
Donanacak yeni yapraklarla ..
Geceler, daha bencileyin nice garipleri yutacak bağrında ..
Günler, günlere devredecek karmaşıklıklarını ..
Kent kucaklayacak...
Yaşanmışlığında kederleri ve gülüşleri ...
Cadde, cadde, sokak, sokak nice akşam ve sabahlarda ..
Sürüp gidecek yaşam amansızlığıyla ..
Ben..
Ömür tüketeceğim, gün eskiteceğim ...
Kederlerle, sevinçlerin zaman denen rengarenk atlasta ...
Ebruli bir nakışta iç, içe geçmişliğinde
Avuntularla, isyanlar arasında ..!
Avuntularla, isyanlar arasında ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
27 / 02 / 2017
Saat;10_53







 YUTULAN YUTULANA ...!

Üst, üste bindirilmiş beton ve demir yığını mezar evleriyle ...
Salkım-saçak insan yığınlarıyla ..
Taşan, akan ilgisiz, duyarsız, nemelazımcılıkta ..
Körü körüne saplantılarda .....
Ya'da ....
Nafile çabalarda, şuursuzluk akıntısına kapılan rotası yitik ..
Pusulası, şakülü kayık insan müsvettesi tüketici asalak ve sülüklerle ..
Akıp giden hayat denen bu curcunada, kaotik selde ...
Yutulan, yutulana ...
Kimisi, hala insan kalmaya direnirken, çıkıyor şirazeden ...
Çoğu hayatı, bir zulüm ve angarya kümesi görüp ..
Daha baştan yenik hissediyor, kendini ...
Bazılarıysa, fark bile etmiyerek akıntıya kürek çektiklerini ..
Tozu ve hapı yutmuş bozuk bir gramafonun, kırık iğnesi gibi ..
Takılmışlıkla ..
Yutulup gidiyorlar, kendi hırıltı ve tıkırtılarında ..
Kimisi, yüreğini .....
Kimisi aklını ,
Kimileriyse, tümüyle kendini yada cılkı çıkmış ruhunu, kaybedip
Oluyor, leyli, divane, paranoya, şizofreni ...
Kimisi, çözümü inkar ve yadsımalarda arıyor ..
Bazıları saplandıkları bataklıkta debelenerek ..
Farkındasızlıklarda içiyorlar, ölümü ..
Kimisi boşalan şişelere doldurarak, kendilerini ..
Fondiplerde tükenmişliklerde
Sanıyorlar, var sayıyorlar günü gün ettiklerini ..
Hayat denen amansız ve acımasız dişlilerde ..
Kurbanlık koyunluklarda, tüketiyorlar ömürlerini ....!
Çoğu hala bulamamışlığında ..
Arıyorlar kendilerini ..
Falda, tarotta, büyüde yada sanrılarda tüketip-çürüterek ömrü, hebalarda ..
Iskalıyorlar hayatı ..
Yüzüstü bırakılmalarda, sırtından bıçaklanmalarda,
İhanet ve kahpece tuzaklarda hiç uğruna gidivererek bok yoluna ..
Ya şehit oluyorlar ya gazi sonunda ..
Kalanlarsa Niyaziliklerde avunup, savrulup, kumlarda oynayarak,
Kendilerini saran hayat keşmekeşi denen karanlık devasa ahtapotun ..
Kaos dalgalarında ..
Unutulmuşluklarda, kah kendilerine..
Kah hayata ve dünyaya,kah kalabalıklara küsüp dönerek sırtlarını ..
Yutulup, un-ufak olup gidiyorlar ..
Varla -yok arasında bir solukta ..
Ne dersen de, ne yaparsan yap ..
Dünya denen şu koca handa, zaman ırmağının çağıl,çağıl akmışlığında ..
Kimine komedi, kimine drama ve trajedi düşmüşlüğünde ....
Soyundukları rolleri icrada ..
Kendilerinin çalıp, kendilerinin oynamışlığında ..
Laf kalabalığında,insancıklar güruhunda ve hayatın curufunda ..
Düşerek, kara toprağın bağrına ..
Ölüm denen umacıca yutuluyorlar, sonunda..
Ebedi uykulara dalmacasına ..
Dünya ve hayat yutulan, yutulana oyunun sahnelendiği ...
Devasa mı devasa bir sahne değil mi, aslında ?
Oyunun adıysa...
Yutulan, yutulana ...!
Yutulan, yutulana ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
06 / 01/ 2017
Saat ;00_10

 






PERVANENİN ÖMRÜ, YOLU ....

ZORLU MU, ZORLU, KARMAŞIKLIĞI KADAR DA ÇETREFİLLİDİR, ÇETREFİLLİ ....! Yol içinde yol, yola, ehille teslimiyet ...... Ömür hasredilmiş bu sarp, çetrefilli ve sungusu mucizevi ve hikmetli bu yolda sevda ve ömre bedelliğinde erilip, erişilen .... Adanmışlıkla taçlanan umarsız sevgi ve sevgili ararsan ..... Zaman denen hikmet-ilim, irfan ve sevda ummanında kulaçlayanlık, şeksiz-şüphesiz sevdalılık, sevda arayan ömre, gönle, ruha .... '' -Aşk mektebinin sadakat, ilim ve teslimiyet rahlesinde .......'' << -HİKMET TE Kİ, CEVHERE ERMECESİNE ...>> Öğretilmiş ligin de denir, öğretilir ve hasılı bilinir ki ..... '' - PERVANENİN ÖMRÜ. '' SEVDASIYLA, TUTKUSUNA SADAKATİYLE, ÖZVERİSİNE VE İTAATİNE ..... Bu bağlam dada ..... Pamuk ipliğine bağlıdır, pamuk ipliğine ......... PAMUK İPLİĞİNE BAĞLIDIR, PAMUK İPLİĞİNE ....! Demelerin hikmeti ve sırrı, onun yolunda, ömründe ve SEVDA DENEN GİZEMLİ YOLCULUĞUNDA, SAKLIDIR, SAKLI .... SEVDA MEKTEBİNİN, SADAKAT, İLİM VE TESLİMİYET RAHLESİNDE ÖMÜRLERE VE RUHLARA NAKŞEDİLENLİĞİNDE, ÖĞRETİLMİŞLİĞİNDE GÖRÜLÜP, KAVRANMIŞLIĞINDA, yine, ısrarla, inançla ve eminlikle, ehillikle dillendirilip, denilmiştir ki ....: << - Pervanenin ömrü, hükmü, ateşe ve ışığa erinceye dektir, erdikten sonra hüküm ateşle, ışığa geçer ve pervane canı ve hayatıyla buna yani ateşle-ışığa tabidir ......! >> Tıpkı, Yürekten taşıp, söz ağızla, dile, dudağa dökülünceye dek kişiye tabidir ..... Dökülüp, çıktından, söylendikten sonraysa, kişiyi bağlar ve o saatten sonra .... '' - Kişi ona, kölelikte, itaatte bağlıdır ..... '', Dendiği gibi .... Bu bağlamda sevda da, pervane, hüküm sevgili de, itaat ve riayetle, sona rıza yani Yar'a (SEVGİYLE, SEVGİLİYE ) müptela olandadır .......! << - AŞK VE AŞKLA TASAVVUF' ta . >>, AŞK' ta, İLİM VE GİZEM DÜNYASIYLA, DERGAHINDA, İLMİ VE SEVDAYI HATMEDEN' de ..... Yüreğin, gönlün ve ruhun ateşle, ışığa müptelalığında hüküm ve cürüm ilişkisinin, karışıklığı .... Tarif sizliği ile , yaşanır lığın da iç içlikte, kör düğümden beter mi beter çetrefilliği ve dolaşık lığı, özünde ..... Sevdanın ve sevdalı lığın hikmetiyle, düşülüp, yürünen yolun karmaşıklığındandır ... DÜŞÜLÜP, YÜRÜNEN YOLUN, KARMAŞIKLIĞINDANDIR ........! Ondandır, sevda' dan, uçanla-kaçanın kurtulamaması. Öyle ki ... Sevda, görünmez ve çözülmez halatlığında, yani ..... YOK'TA, VARLIĞINDA, muktedir ve kadirdir, KADİR ...! SEVGİLİ, bir sevda ilişkisinin öznesi ve vazgeçilmezi, olmazsa, olmazı olsa da ....... Hükmü, gücü ve geleceği gönül verilenin, sevilenin elindedir ... Gönlün yularını sevgiliye, Yar'a veren, kaptıran, an gelip, aklın dumura uğramış, dilin lal olmuşluğunda ve ...... Sözün bittiği an ile yerde, ömrün ve canın geleceğini, yarınını, istikbalini de, sevgiliye emanet edip, bağlayandır ve ...... İtaat kadar, sadakatle ve güvenilirlikle, vefayla, itimatla sorumludur, ehillikle yükümlüdür ........! Aşkın özü ; İtaatle, sadakattir ve şeksiz-şüphesiz teslimiyettir, emanet ehli olmaktır ......! Emanet ehli olmayan, asla ama asla, SEVGİ ERİ, AŞK NEFERİ OLMAZ, olamaz .....! SEVDA EŞİĞİNE YÜZ SÜREN'LİK, GÖNÜLLÜ VE İÇSELLİKLİ ÖZSEL TESLİMİYETİN OLMAZSA, OLMAZIDIR, OLMAZ SA, OLMAZI .......! Kim ki, özüne güvenemez, işkillilikte ona söz geçiremez se ... << - SEVDA ERİ, AŞK NEFERİ ... >> Yani ... Bir başka ve özsel deyiş, anlaşılır, aleni betimlemeyle, PERVANE OLMAZ, OLAMAZ .......! PERVANELİK EDEP, ADAP, ERDEM VE HAYSİYET İŞİDİR, HAYSİYET İŞİ ......! ÖMÜR GERGEFİNİN KALİTESİ, ZARAFETİ VE ALBENİSİ, PERVANELİKTE YATAR VE CAN EVİNDE YANİ YÜREK TE, ÖZ'DE SAKLIDIR , ÖZ'DE SAKLI.....! SEVDAYA PERVANELİK, KILDAN İNCE, KILIÇTAN KESKİN ve OLMAZ SA, OLMAZLARI, KOŞULLARI, KURALLARI, HÜKMÜ, İCAPLARI GAYET NET ...... Bir o kadar da ....... ANLAŞILIR, KESİN, KAÇINILMAZ, YADSINAMAZ KURALLARI OLAN ve.... ÖMRE MALOLAN, '' - ÇETREFİLLİ YOL VE KARMAŞIK ÖMÜR ÖRGÜSÜ VE YOLUDUR, YOLU .....! '' Ondandır, PERVANENİN ÖMRÜ, YOLU .... ZORLU MU, ZORLU, KARMAŞIKLIĞI KADAR DA ÇEFTREFİLLİDİR, ÇETREFİLLİ ....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 27 / 02 / 2025 - Perşembe Saat ; 11_15

26 Şubat 2025 Çarşamba

 

DERİN Mİ DERİN ÇİZGİLERİN, BEDENİMİZİ, ÖMRÜMÜZÜ VE RUHUMUZU İŞGALDE TALAN EDİP, ÇÖKERTMİŞLİĞİNDE ......

DEVRİLİR, DURURUZ, KENDİ ÜSTÜMÜZE, ÜSTÜMÜZE .......!





Hayat denen hengamenin çarklarında eskiyip, ıskartaya çıkan ömrün, kanırta, kanırta dayattığı zorluklarla, zulmünün nişanesi çizgiler ...

Adeta, ömre atılan çentiklerin dillenişi olarak ömrümüzün yol haritasından arda kalan izlerle, renkler olarak yüzümüze, gözlerimize kırışıklık ve derin silinmez çizgiler olarak hayatımızın ayrılmaz parçalığında zamanın ve yılların tortuları olarak girince ömrümüze ....

Ne kadar önemsememeye yada kafayı takmamaya çalışırsak, çalışalım bize hem kendini hatırlatır, hemde yaşadıklarımızla, başımızdan geçenleri ve daha da önemlisi ..

Hayatla,zamanın acımasızlığıyla bize yaptıklarını sergen eder, ulu-orta ..

Ki, bunlar bir aysbergin görünen ve su üstündeki yansımalarını  sergen eden zoraki sungular olarak ömrümüzün külfeti ve hayatla,zamanın faturası,diyeti ve dahası ....

Yok saymaya, yadsımaya yada dillendirmemeye çalışıp, özen göstersek te değişmeyen gerçeğimiz ve yılların oyunu, zamanın derin izleri olarak çıkıverir ömür arenamızın yükleri ve külfetleri olarak ...

Bir aynanın yada dindin,duru suyun yansımasında dillenir her bir çizgide ömrümüzle, sırlarımız, gerçeklerle, acılarımız ....

Yüreğimizi bastırıp, gönlümüzü avutmaya kalksakta bunların para etmemişliğinde peydahlanan çizgiler sadece dünümüzle ve geçmişimizle ve o yılların anılarıyla bağımızı ortaya koymakla kalmaz ...

Daha acımasızlığında zorba yılların bizi nasıl yıprattığını ve feleğin çemberindeki çalkantılarda yaşadıklarımızında kaçınılmaz izleri olarak düşer önümüze ve doluşur göz bebeklerimize ...

Kaçsan kaçılmaz, atsan atılmaz, satsan satılmazlıklarla başkaca alacaklısının çıkmamışlığında kaderin, kederin ve hayatın ayak izleri olup, çıkarak işgal ederler günümüzü, ömrümüzü ve bedenimizi ...

Ele verirler gerçeklerle, yaşadıklarımızı bir, bir ....

Kimi an yutuverir gerçeklerle, korkular bizi her çizginin derinliğiyle, ömrümüze hükmetmişliğindeki musallat olup, çıkışlarla ömrümüzü ve ruhumuzu talan etrmişlikiğinde ...

Hele, birde brışık değilsek ve olmayı da öğrenememişsek kendimizle, hayatla, yıllarla dahası gerçeklerimiz ve korkularımızla ...

İşte, o zaman daha bir zapt-ı rapta alır ve bizi kederlerle, hüzünlerin pençesinde kıvrım, kıvrım kıvrandırır bu çizgiler, kırışıklık ve buruşukluklar ...

Öylesi bir anda mutsuzluk ve elem ağusu yada lanet halkası zorba olup çıkıvererek karşımıza yılların nasıl acımasızca çorap ördüğünüde öğretip, gösterir bize ...

Çizgiler kederlerle, sevinçlerin, gizemlerle, ürküntü ve korkuların ömürde açtığı gedik ve ruhsal kalelerimizin surlarında yılların va hayatın acımasızca açtığı gediklerle, yıprantılar ve delik-deşikliklerdir ...

Ömrümüzle, ruhumuzun ve  eskiyip-pörsüyen hatta gama kesen gönlümüzün bedestenindeki bu harap-türaplıklarda çoğu kere bozulmuş bağa-bostana döndüğümüzü hissederek elde olmaksızın hayıflanır ve adeta ömrümüzün elem  çağlarının  gülüş güzelliklerini talan edip bize hüsran meyini içirmişliğinde ..

Kendimizi yıl yorgunu,  hayat vurgunu ve zulüm artığı ören yeri, viran yurt eskisi hissetmekten kendimizi alamayız ...

O vakit sıklıkla sığınırız ZÜĞÜRT TESELLİLERİNDE KENDİMİZİ KANDIRIP,AVUTMALARA ..

Hayatın Agorasındaki başımıza gelen ve  çekmekten başka seçeneğimizin olmadığı İÇMEDEN SERKEŞLİK'lerde vururuz kendimizi karanlıkların kuytusunda göz yaşı

sağanaklarında ağıta, isyana,yahutta şükür zikirlerinde dolup,dolup boşalmalara ..

Halimizin DİLENCİ VAPURUNDAN FARKSIZLIĞINDA, SALLANIR DURURUZ ...

KAH HER YANI OYNAKLIKLARDA DİVANELİĞE ..

KAH ....

GAMLI BAYKUŞLUKLARDA, DUT YEMİŞ BÜLBÜLE DÖNMELERE ..

Mutlulukla, mutsuzluğun ömrümüz arenasındaki at başı yarışlarda sürülür-savruluruz hayat ummanının dipsiz karanlıklarındaki acımasız ve içimizi,dışımıza çıkartıp, postumuzu delip, pabucumuzu elimize vererek bizi perme-perişan  eden gel-gitleriyle, amansız girdaplarında ...

Derin çizgilerle, ruhsal zik-zakların ömrümüzle-ruhmuzu ele geçirip, bizi canı sıkıldıkca ve gönlünce, keyfince FELEĞİN ÇEMBERİNDEN geçirmişliğinde, ŞAM ŞEYTANI' na, yahut ta .....  

İnsan eskisine döndürmüşlüğünde ....

FELEĞİN ÇEMBERİNDEN GEÇİRMİŞLİĞİNDE, 

Geçerek, kendimizden .....

Çıkarak biz, bizlikten ...

Yenilmişliklere şerbetlenmişliklerle .....

Devrilir, dururuz, kendi üstümüze, üstümüze ....

Derin mi derin çizgilerin bedenimizi, ömrümüzü ve ruhumuzu işgalde, talan edip, çökertmişliğinde .....

DERİN Mİ DERİN ÇİZGİLERİN, BEDENİMİZİ, ÖMRÜMÜZÜ VE RUHUMUZUİŞGALDE TALAN EDİP, ÇÖKERTMİŞLİĞİNDE ......

DEVRİLİR, DURURUZ, KENDİ ÜSTÜMÜZE, ÜSTÜMÜZE .......!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





26 / 02 / 2025 - Çarşamba





Saat ; 19_19

 










DEĞİL DE, NEDİR Kİ ?

Ördüğün duvarların, saklandığın surlarla, sarınıp-büründüğün yalnızlık, güç, kibir ve yalnızlık şallarının, seni ... Önce kendinle, hayattan, beraberinde de ... << - Güçlü sevgimin, bağlılığımın sana ve koşullara yetmemişliğinde .....! >> her ne yapar ve nasıl çabalarsam, çabalayayım sana erişip, '' -Feth edememişliğimle ..'' Erememişliğimdeki naçarlığımda .... Hüsran, yenilgi, nedamet ve karanlıkların iç, içe geçmişliğindeki ....... Kopmaz-kırılmaz güçlü prangalarla esir almışlığında, sen ....... Seni ne kadar çok ve ne denli güçlü sevdiğimi hiç mi hiç bilmeyecek, kavrayıp-anlamayacaksın ..... Bundan adım kadar, hatta ondan da çok eminliğimle ömür ve gönül gemimin hüsran rüzgarlarıyla sürülüp-savrulmuşluğundaki ırak kıyıları ve yalnızlığımla sığaamadığım limanları, coğrafyaları gezip durmuşluğunda ... Ömür tüketip sevdada özlem ve hişcran çoğaltmışlığımda .... Bil ki, seni salt sen olduğun için ve bana hık demiş, burnumdan düşmüşcesine benzemişliğinde seviyorum .... Özcesi ve uzun lafın kısası ..... '' - Benden, daha çok bana benziyorsun '' Diye, delişmence ve içselleştirmişliğimle, yürekten seviyorum .... Bilesin ve cümle alem bilsin ki .... Aşk'a yenik asi ruhlarımızın mayasının, hamurunun ve kıvamının her neden ve nasıl yoğrulmuşsa, neredeyse tıpa, tıp birbirine benzemişliğinden ... Yani .... İkimizinde aynılığından seviyorum, seni ..... Aynılığımızdaki, aykırılığımızda işin ve bu sevginin cabası ve ....... Beni sana bağlayan o, görünez, güçlü halatları, bağları olmuşluğunda .....! Duyumsayarak, içtenlikle de, bana ve yanıtla, sen sana ve dahası .... Aşk'a dair inancınla, düşüncelerini ...... Bul doğruyu, ver yanıtı .... Bul doğruyu... Ver, yanıtı .... Zaten, sevda dediğin .... '' ADINA, AŞK DENEN AYNI ATEŞ' TE PİŞMEK, HAMLIKTAN ARINMAK ...! '' Değil de , nedir ki ? DEĞİL DE, NEDİR Kİ ? Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 25 / 02 / 2025 - Salı Saat ; 22_44



ZAFERİN ADIMI VE MUŞTUCUSU OLUR .......!

An gelir, engebelli ve bir o kadar da ceberrut hayatla savaşta güçlü olabilmek için, yalnızlık ve bu yalnızlıkta arılıp, durulanma gerekir ...
Koşulların dayatmışlığında, geri çekilip, durup-düşünerek, öz eleştiri ve gözden geçirme kaçınılmaz olur ..
An olur, gerektiğinde ve kaçınılmazlığında geri çekilme, yenilginin kabulü, ilanı değil zaferin adımı ve muştucusu olur .......!
ZAFERİN ADIMI VE MUŞTUCUSU OLUR .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 25 / 02 / 2025 - Salı Saat ; 21_25

25 Şubat 2025 Salı

 


Her ölümlü ve ölüm, yaşama ve yaşamdan izler taşır ...
Taşa işleyen fosiller, bunun en canlı ve çarpıcı kanıtıdır...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

İmmenstaad/ Almanya
24/02 / 2025- Pazartesi Saat ; 22_10

 






İNSANDIR, İNSAN .......!

Kaçmalara kapı aralayan ötelemeler ve yadsımalar, özünde, düpedüz nafileliklerle, son pişmanlıklar panayırında gerçekleri, ömrü ve hayatı ıskalamak ve karavanalar la, laklaklar da ipe un sermektir, ipe un sermek .......! Bilinir ve daima hatırlanıp, bilinmelidir ki ... Böylesi süreçlerle, hallerde insan en çok kendini aldatır ..... Bundan dır ki ... Kaybedecek onuru ve haysiyeti bile kalmayan ve olmayanlar güruhu, kalabalıklar ordusu her gün ve an çığ gibi büyür ... Gerçekler dağlar gibidir ..... Hayatın bağrında, insanın önünde bitiverdiklerinde çok hesapları alt-üst eder ve çok kimseyi dumura uğramalarda şaşkına döndürür .......! Mucizenin özü, gerçeklerin binasıdır ve bunu bina eden insan oğlu ve insanlık aynı zamanda kendi gayya kuyusuyla, cehennemini de var edendir .....! Hayatın bağrındaki sür-gitlerde, doğrunun içinde yalanı, yanlışı barındırmasının mucide de, mağduru da, kurbanı da insandır, insan ..... İNSANDIR, İNSAN .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 24 / 02 / 2025 - Pazartesi Saat ; 21_45

24 Şubat 2025 Pazartesi

 


DAHASI ...
ÖLÜM .......
ŞU ANA DEK ASIRLARDIR,YANITSIZ TEK SORUDUR, YANITSIZ TEK SORU .......!



Suya özlem ve hasret çoğaltan susuz topraklar nasıl sa, sevgiye hasret çoğaltan ömürlerde, o topraklardan  farksızdır ...
Çatlakların derinliklerine yayılmışlığındaki pare, parelikleriyle iç acıtıp, hüzün çoğaltırlar .....
Onun için bağırlarına düşen ilk su damlasının var'da, yok'larda  ..... 
Derinlerinde kaybolmuşluğunda hararet ve yangınları daha bir kamçılanarak çoğalır ....
Sevgisizliğe tutsak ömürlerde  kendilerine yöneltilen sevgi, muhabbet ve hoşgörüyü .......
Tıpkı o, topraklar gibi hisseder ve yaşarlar ......
Özcesi ...
Hasret, açlığı çoğaltırken .....
Özlemi, artırır ve davranışları, karakterle hasletleri değiştirip, başkalaştırır .....
Yürek, gönül ve ruhsal derinliklerdeki özlem çatlakları çoğaldıkça .....
Gözlerde, fer .......
Yürek te, sevinç ve .....
Ruh ta, sabır ....... 
Gönül de hoşgörü azalır ve kayba uğrar ...
Kısır döngünün, ömrü talan sarmalında tüketmişliğinde .......
Suya, yağmura aç ve hasret o topraklarda çoğalan toz bulutlarından farksızlıklarda ......
Nice ömürlerde de efkar ve mutsuzluk fırtınalarıyla, tozları çoğalır .......!
Bu ruhsal hortumlarda, alaboralarla, girdaplarda yaşananlarda yutulanla, yiten  ........
Mutlulukla, umuttur, umut ......
YAŞANANLARDA YUTULANLA, YİTEN ......
MUTLULUKLA, UMUTTUR, UMUT .......!
Çoğalan sa ......
Gizem, bilinmezlik ve merakla, acabayla başlayıp çoğalan ve yanıt bekleyen .......
Ya'da, yanıtı olmayan sorulardır, sorular ...
Hasılı hayat ve ömür sorularla, yanıt arayışlarda yahut ta ........
Ömür ler yutup, meraklar kamçılayan yanıtsızlıklarda, tatminsizliklerle, hoşnutsuzluklarda ve ......
Kırık-dökük sevinç sarmalında tükenip, giden muammalı cevherdir, muammalı cevher ........!
Ölüm, bu kaotik girdapta erilen ve yaşananları bilememişlikte ........
Bilinmezliklerle, meraklar ve acabalar artıran dönüşsüz yolculuk olarak .....
Faniliğinde ömre noktayı koyup, defteri düren, insanın ve insanlığın baş edemediği, dahası ...
Çok mu çok istendiği halde inadına yanıt ve çözüm bulamadığı, en ürkütücü gerçeklik ve yaşanmışlık olarak ....
İNSANIN VE İNSANLIĞIN BAŞINA MUSALLAT OLAN, MERAKA BULAMAÇLI KORKUYU TETİKLEYİP, ARTIRAN .....
ÖNLENEMEZ, ERTELENEMEZ VE ENGELLENEMEZ, YADSINMAZ, İFLAHSIZ ÇÖZÜMSÜZLÜKTÜR, ÇÖZÜMSÜZLÜK ........!
Sırrı da, çözümü de bağrında saklı, lakin insanca ve insanlıkça asla keşfedilip, erişilemeyenliğinde ......
Sadece yanıtsız soru değil, aynı anda da ÇÖZÜMSÜZ KÖRDÜĞÜMDÜR, ÇÖZÜMSÜZ KÖRDÜĞÜM .......!
İşte, tam da bu nedenle ve bu bağlam da, ÖLÜM ....
Abartısız gerçekliği ve hayatın bağrında, zamanla bire bir yaşanmışlığıyla ......
<< - Daima ve yinelenip, yenilenerek doğrulanmışlığında .....>>
İnsanoğlunun ve insanlığın ömrü kadar eski ve asla değişmeyen, '' - TEK, MUTLAK GERÇEKTİR  ... ''
Aydınlatılamayan, çözülemeyen muammadır, gizemdir, gizem ..... 
ÇÖZÜLEMEYEN MUAMMADIR, GİZEMDİR, GİZEM ...!
Dahası .....
ÖLÜM .......
ŞU ANA DEK ASIRLARDIR, YANITSIZ TEK SORUDUR, YANITSIZ TEK SORU .......!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya




24 / 02 / 2025 - Pazartesi




Saat ; 01_44

 





 

YAŞANACAK, MALUM SONUMUZU (!) BEKLEMECESİNE .......!

Dillere pelesenkliğinde halka mal olan ......
'' - ÖLMÜŞ EŞEK, KURTTAN KORKMAZ ..! '' Ata sözünü doğrulamacasına ..!
Sadece nalı değil, dişleri, semeri ve sümsüğü de çoktan düşmüş .......
'' - KURTTAN KORKMAZ . '' denilen '' - ÖLMÜŞ EŞEKLİĞİNDE ....! '', Azat edilmişliğinde bile ......
'' - İLLEGAL KESİMLERE KURBANLIKLA . '', Celeplerin önüne atılıp, illegal mezbahane önüne sürülen<< - KESİMLİK EŞEK' lerden >> farksızlığımız da !
Sürülüp, bağlandık HAYAT DENEN, SALLAKHANE'nin duvarına, sundurmasına, duldasına, gölgesine ......
Hatta, düpedüz ve ulu ortalıklarda, zemherisinde, yazında kavurucu ayazına, sıcağına, yazısına, bağrına ......
Tıpkı onlar gibi, hatta, onlardan kat be kat zorluklarla, zorbalıklara tutsak edilip, yenilmişliğimizle ......
Yaşanacak, MALUM SONUMUZU (!) beklemecesine ......
YAŞANACAK, MALUM SONUMUZU (!) BEKLEMECESİNE .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

24 / 02 / 2023 - Cuma

Saat ; 11_50

 




ALACALI ÖMÜRLERDEN, HAYATA DÜŞEN GÖLGELER ...........!


Girmecesine kah gözlerimize, kah düşlerimizle, hatta bodoslama ömürlerimize ......
İlişmekle kalmaz, derinden, derine iz bırakır, kalır zulalarımızla, yadımıza ......
Atsan, atılmazlıklarla ......
Satsan, satılmazlıklarda ......
Hasılı ve hele ki, unutulmazlıklarda .......!
Bizlerle, et-tırnaklıklarda, ömrülerimizde, ömür olmacasına ......
ÖMÜRLERİMİZDE, ÖMÜR OLMACASINA .......!
An gelir, saplanır yüreğimize, kanatır yüreklerimizi, acıtır ruhlarımızı ....
Hayatın kavurucu ateşinde, yanıp pişen'liğin den miras, alacalı ömürlerden, hayata düşen gölgeler ......
ALACALI ÖMÜRLERDEN, HAYATA DÜŞEN GÖLGELER ...........!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

24 / 02 / 2023 - Cuma

Saat ; 13_31

 


   SEVİNÇLERİN, ELEME DÖNMÜŞLÜĞÜN DE ....



Ölümü içen solmuş güller gibi ..
Geçti kendinden, soldu-sarardı ruhum, için, için ...
Yokluğunda vurgun, yalnızlığa sürgün bir ömrün bedbahtlığında..
Tüm güzelliklerin ıskalanıp, mutlulukların ertelenip...
Sevinçlerin eleme dönmüşlüğünde ...!
Sevinçlerin, eleme dönmüşlüğünde ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Ereğli / KONYA
24 / 10 / 2015
Saat ; 22_14

23 Şubat 2025 Pazar



 US DIŞILIĞIN İLANI, SAFDİLLİĞİN DORUĞUDUR, DORUĞU ........!

<< - Gerçeği, değil yadsımak ve ortadan kaldırmak, bulandırmaya kalkışmak bile, düpedüz, alenen abesle iştigal ve nafile çabadır .... Adeta, Güneşe don giydirmek, yada güneşi çuvalla, perdeyle gizlemeye kalkışmaktır .......! >>
Nafileliğe bir anlamda ses çıkarılmaması bile anlayışla karşılanıp, hoş görü ve tebessümle yaklaşılabilinir ama us dışılığa asla tahammül edilmez ve sessiz, seyirci kalınmaz .... Bu bağlamda, gerçekle-güneşin yakıcılığı, göz ardı edilmeye kalkışıldığında, gözleri yakar, kör eder, geriye kalsa, kalsa ölü canlıkla, küllük, pürmelallik, önlenemez hüsran kalır .......! Bu hüsran kasırgasında sürülüp, savrulmak istemeyen ......... Nafilelik yelinde, pupa yelken gitmeye kalkışmaz .....! Bu hal olsa, olsa sözün bittiği an ve yerle, akıllara ziyanlık halidir .... Bırakın ele-güne, insana, insanlığa, aleme, şeytana maskara olmanın ta kendisi ve us dışılığın ilanı, safdilliğin doruğudur, safdilliğin doruğu ...... US DIŞILIĞIN İLANI, SAFDİLLİĞİN DORUĞUDUR, DORUĞU ........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 23 / 02 / 2025 - Pazar Saat ; 14_23