11 Ağustos 2024 Pazar

 







BİR, PARENTEZDİ..


Hep yazıp-çizdiğin ..
Olmadı, karalamalarla canını çıkarttığın kağıttaydı, gözün ..
Kalemler,dans eder dururdu, parmaklarında ..
Soluk alman, yemen,içmen, vesair faliyetlerin ..
Asla, senin buradalığına ve benliliğine, kanıt değildi ..
Çünkü, gövden buradaysa da ..
Aklın ve ruhun, hep bir yerlerden, bir yerlere uçup-kaçıp, göçmelerdeydi ..
Aç kapa parantezdi, dilinden düşmeyen, sözcük ..!
Aslında tarifin, senin,seni iki cümlede anlatışındı ...
Tanıdığımda da, parantez idin..
Şimdi düşünüp,sorgularken sorduğumda ...
'' - Neydi hayatımda değişen ve eksilen ? '' Diye, kendi, kendime ..
Yanıtım, net ve kısacıktı ..
''Bir parantezdi ''..
Sadece ama sadece parantez din ...
Aç parantezliğinde de ..
Geldiğinde ki gibi,sessiz ve sinsice sıvışıp,kaçandın ...!
Hayatımdan eksilen ...
Birisi, bir insan ve bir erkek değildi, asla ..
Ne acı ve ne hazindir ki ..
Sadece ama sadece ..
Bir, parantezdi ..
Bir,parantezdi ...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
İmmenstaad /ALMANYA
10/08/2017
Saat: 01_25

10 Ağustos 2024 Cumartesi







 İFLAH OLMAYANIN ...


Sözde, hayatı hep paylaştık seninle ..
Keder,tasa,üzüntü hep bana ..
Sevinçler, oldum olası sana düştü ..
Nerede burada adalet,
Cömertlik, bana gelince hep firarda ..
Konu, sen olunca ..
Emrine amadeliklerde, hazır-nazır el-pençe divan durmakta ..
Anlamadım gitti, anasını satayım bu işin sırrını ..
Bulamadım gitti, püf noktasını ....
Ne hayatın,nede mutluluğun..
Ben gamlar hamalı, hicran eşeği ..
Sen, hazlar ve zevkler ecesi ..
Sana, hayatın nektarı, banaysa kala, kala hep eşiği kaldı ..
Boktanlık sirayet etmişse bir ömre..
Ne yapıp-ne etsen nafile ..
Ondandır demem, sana ve kendime..
Aşk; ne adalet, nede hak-hukuk işi ..
Yaşamak zor zanaat ve hüner işi ..
Bencileyin..
Her boyayı boyayıp, işi fıstiki yeşile kalanın, zordur hayatta tutturması, dikişi ..
Malumdur hani,
Eskilerin dediği gibi..
İflah olmayanın, muhallebi yerken kırılır dişi ..!
İflah olmayanın, muhallebi yerken kırılır dişi ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

10/08/2016

Saat:19_22 

 






NEYDİ, BİZİ ELE VEREN ?


Nasılda inançlı,kararlı ve azimliydik, azimli olmaya ..
Ne basılan çimen ..
Ne, dört yapraklı yonca arayışlarına kurban edilen ....
Zümrüt yeşili güzellikte ..
Yaprakları koparılıp,boynu kırılan yonca ..
Ne suya hasret, sahra ..
Nede,vicdansızlığın simgesi taşlar,kayalar,
Granit mermer soğuklukları ve duyarsızlıkları olmayacaktık ..
Direnişe tutkulu dillere,yüreklere, ömürlere marş ..
Aşka susamış yüreklere, sevda çiçeği ..
Esmeleri ve sevmeleri unutan ömürlere...
Esmeleri hatırlatan yel olacaktık,yel ...
Oysa ne fırsatımız,ne zamanımız ....
Ne de, icra olanağımız oldu ..
Der-dest edildik ve biçildik ekinliklerde..
Çoğaldığımızı..
Bir ölüp, bin dirildiğimizi ...
Bir gidip,bin geldiğimizi ..
Hiç mi hiç görememecesine, üstelikte ..
O zaman ....
Denecek olan ve çözülmesi gereken yaman çelişkimizin saklı olduğu ..
O yanıtından korkulduğu için ...
Her zamanki aşinalık,yeknesaklık ve yavşaklıklarda güme giden
Hiç bir türlü ve hiç bir zaman sorulamayan soruyu sormalı ...
İnsanlık ve insan, kendine ...
'' -Neydi bizi ele veren ? ''
'' -Neydi bizi ele veren ? ''

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen/ Almanya

05/08/2016

Saat:01_11 

 




AŞK VURUNCA,ŞİİR, ŞİİR ...!


Tamda orada ahhacık,ışıl,ışıl ..
Tıpkı, şiir aydınlığıyla donan yerde yeşerir, sevi ve sevgi ..
Pervane aşkı ve nurun albenisiyle..
Orada üryanlaşınca yüreğin
Sevgiye ve sevilere vurgunluğun,tutsaklığınla
Dahası,aşkı ılgıt,ılgıt içe işleyen sıcacık sızılarınla, kaplar yüreğini..
Açar akpacık sevda çiçekleri ....
Aşk adında , dal-budaklıklarda sarmacasına ömürleri,bedenleri, ruhları
Aşk vurmuştur şiir,şiir ..
Dize,dize..
Ezgi,ezgi ..
Notalar saçılır rengarenk güzelliklerde ..
En harmonik renklerin cümbüş güzelliğinde ..
Aşk vurunca şiir,şiir ..
Yürek coşar, dil söyler ...
Dillenir sevda dize,dize,türkü,türkü,ezgi, ezgi ....
Renkler girer birbirine, duygu güzelliğinde ...!
Renkler girer birbirine, duygu güzelliğinde ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

10/08/2016

Saat:15_38

8 Ağustos 2024 Perşembe

 


Geride kalanlar, esas ölenlerdir..
An gelir, ölümün kurtuluş olmuşluğun da ...
Geride kalanlar, hayatın, insanların ceberutluk, zorbalık ve dayatmalarından kurtulamamışlığında ölüp,ölüp dirilerek, azap girdaplarında yutulup, esas ölenlerdir..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ


 

Ardında ve dününde, mağdur ederek, boynunu büküp ve yaraladığın insan sayısı ne kadar çoksa, ömründeki derin ve karanlık nefret ormanının büyümesini o, oranda çok hızlandırıyorsunuz, demektir ......
Buda insanlık adına çok kötü ve ürkütücü bir durumdur ...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ


 




CESUR OLAMADIM, ŞU İP KADAR .......!


Niyetimin de, meramımın da çamaşır yıkamak değil çamaşırlarıma dek sinen elemlerimi yıkayıp, onlardan kurtulmak olmuşluğun da .....
Verdim kendimi, çala kalem çamaşır yıkamaya .....
Ama, ne yıkama .......!
Ağrımadık-sızlamadık, üzülmedik-büzülmedik yerimin kalmamış lığın da.
Hıncımı, çamaşırlardan çıkartmaya çalışmanın galeyanının da, helak olmuşluğum da ......
Elimin değmediği yeri kalmayan, kana-kana, doya-doya suya-sabuna belenmekle kalmayıp ...
Çitilenmekten helak olan, çıfıtı çıkan ipler dolusu onca çamaşırın, elimden geçmişliğin de, kan-ter içinde kalmacasına .....
Renk, renk, elvan türlü çamaşır hallerinde, boy, boy, ipe-sapa gelmeyen cinsten gamlarımla, yaslarımı astım, serdim, garibim çamaşır iplerine .......
Yıllara uzanan katmerllilikleriyle iyiden iyiye kederlenen ip, diş sıkıp,katlansa da, kaldıramayınca, bunca yılın hüznünün ağırlığını ........
Üstüne, üstlük, yıl vurgunu, hayat yorgunluğu da girince, işin içine .....!
Sessiz sesliliğin, kendine has o, için, için gıcırtılarıyla, kendi efkarı, bezginliği de sarınca sırtına iplerin .....
'' - Dama ...! '' Dedi, ipler, taşa dayandı, ipliğinde ....
Daha çoğuna katlanıp-dayanamamış lığın da, çekemediği ağırlığın altında inleyerek ....
Kendince derdini ortaya koymamanın yetmemişliğin de, koptu, kurtuldu, ip, aldırıp, umursamadan çamaşırların yerle-yeksanlığına ....!
İp, bir yana, çamaşırlar öteye-beriye, bense öfkelere belenip, halden, hale savrulmuşluğumla, kala kaldım, öylece oracıkta .....
Buruk ve öfkeyle karışık tebessüm kırıntılarının gözlerimle, yüzümde, iç içe raksa koyulmuşluğun da .!
Çekip-dayanamamış'lığın da kopan iple, koptu makaralar ........
Saldım kendimi, sövüp-sapanlamalarla, ağlamanın-gülmeler karıştığı alacalı duygulara .........
İpte, ne ipmiş hani'ya, yıllardır yapamadığımı yaptı sonunda ....
O, koptu kurtuldu ....
Ben ahmaklıklarda, çekmelerde helak oldum, cesur olamadım, şu ip kadar ......
CESUR OLAMADIM, ŞU İP KADAR .......!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

31 / 07 / 2022 - Pazar

Saat ; 13_31

7 Ağustos 2024 Çarşamba

 






GERÇEĞİMİZLE, HALİMİZİ, KİMSELERİN BİLEMEMİŞLİĞİNDE .......!

Anılar sağanağında, düştükçe hüznün damlaları ömrümüzle, ruhumuza ....
İçimizde kopan fırtınalarda savruluruz, dünün, yaşanmışlıkların ve zamanın aklı-karalığında .......!
Bölündükçe, zerre, zerre, dağılır un-ufak oluruz .......!
İçimizde çoğalan başka bizlerin cirit atmışlığın da, yiter'iz, özsel gerçekliğimizde ....
O, kapı senin, bu köşe başı benim hallerinde, koşuşturdukça ....
Ayak izlerinin keşmekeşliğiyle, karmaşıklığında, an gelir yiter'iz ......!
Böylesi hallerde, çoğumuzun dünde kalmışlığında, kifayetsizliğin pençesinde debelenerek, gerçek bizi ararız, soluk,soluğa nafilelik de .
Dünde, yaşanmışlıklarla, anılar arasındaki bu kaotik ruhsal ve duygusal koşuşturmada yit'tikçe ......
Önlenemezliğin de, korkular çoğaltırız çoğu kere kaosun karanlığında ..!
Kala kalırız tıpkı, dünkü gibi bu gün ve anda da kendi yalnızlığımızla, naçar'lığın Arasat'ında ........!
Yiten zaman, ömür, masumiyet ve duruluk da ........
Boz bulanıklıkların sahralarıyla, ummanlarında boğuluruz, kerelerce ...!
Gerçeğimizle, halimizi, kimselerin bilememişliğin de ......
GERÇEĞİMİZLE, HALİMİZİ, KİMSELERİN BİLEMEMİŞLİĞİNDE .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
07 / 07 / 2022 - Pazar
Saat ; 20_20








 İSTİKBAL DE, MAZİSİ GİBİ, BOKUN BOKUYDU.....

BOKUN, BOKU ...........!
Yelle savrulup, toza-toprağa karışıp, kavuşan, çiçeğin ardı sıra.....
Kökünden- kökeninden koparılışlıkla kalmayıp ..........
Gadadan-beladan ve hatta, ölümden paçasını sıyıramamacasına akıbetinin sarpa sarmışlığında .....
Yolunu-izini, hatta çiçeklik vasfını yitiren tohumlar, nasıl dağa-taşa-kayaya, daha da kötüsü .....
En olursuz, verimsiz, tarlalıktan, topraklıktan çıkan kıraç arazilere kul olan ......
Öteye-beriye, olura-olmaza, dahası ,,,,,,
İrili-ufaklı çakılların altına rastgele sıkışıp kalarak, susuzlukta ömür tüketip, ölümü tadan, biçare tohumlar misali ....
Yersiz-yurtsuzluğun en acısı da .....
Aidiyetini ve kökünü, kökenini yitirmenin azabıyla kıvranarak, düne özlemini bastırmacasına ......
Pişmanlık sanrılarında, hezeyan girdaplarına boğularak ....
Sadece o güne, düne ve bu güne, an'a değil .....
Tümüyle geçmişine, soyuna-sopuna, yedi sülalesine ve dahası .....
Başına gelenlerin, pişmiş tavukların yaşadıklarından kat be kat beter olmuşluğunda .....
Elinden gelenin, sadece bu olduğuna, saplantılılkta inanmışlığında .
Kendisini de, küfrün kapsamına alarak, sebep olanların cümlesine en sunturlu ve gün yüzü görmemiş küfürleri döşeniyordu .......!
Bunların da kendini kesmemişliğinde, hızını alamayarak ....
Kah, iki eli arasına aldığı başını yumrukluyor ...
Yetmedi ......
Salya-sümük saçmaların eşliğinde, kulaklarını ve kir-pas, bit-pire küpü .....
Bakımsızlıktan da çok ve beterin, beteri hallerdeki iç kaldırıp, mide bulandıran böyürterek genirten kokular saçan başını .....
Gel-gitler halinde acayip sesler eşliğinde, duvara vurarak, olan-biten, kabarıp, adeta şaha kalkan tüm öfkesini, taşa-betona kusuyordu .......!
Ne idüğü belirsizliğin, ne demek olduğunu bilmeyen ve görüp,anlayıp, tanımak isteyenlerin ......
Tıpkı, tumturaklı panayır temaşalarında, coşkuyla kendinden geçerek ......
Algı, idrak, zeka, zevk ve gusto hallerini kendince ve usulünce sergileyen, malum baldırı çıplaklardan birisi olup, çıkmışlığında ...
Canhıraş haykırışlarla, avaz, avaz bağırıp, sesinin ayyuka çıkmasına aldırmayanlığında .....
Şu ana dek, hiç bir zaman yanıt alamadığı, bulmadığı, bulamayaca- ğı soruların sağanağında ......
Sesi yankılanıyor, o'da cama vuran yağmurun sesinde, yitip, yok oluyordu ........!
Sorular çarmıhında debelenmek ve ilgisiz nemelazımcı bakışların eşliğinde, gebermek .....
Sıcak sacda oyun öğretilen canım ayı yavrularına reva görülen amansız ve acımasız, dur-duraksız zulümden aşağı kalmazdı, onun için ...
Çektikleriyle, ömür ve hayat çetelesine attığı çiziklerin, ona daima karanlığı, mutsuzluğu ve azaptan haz dermeyi çağrıştırıp, hatırlatmışlığında .......!
Sorusu, havada asılılıklarda, narasına ve ağıt, ağıt ulumasına eşlik ediyordu ....
Onun kanlı dudaklarından, varla-yok arası tonda ve üstüne basılan gazel hışırtı ve çıtırtılarını andıran .....
Adeta rol çaldığı KÜÇÜK EMRAH edalarına bürünüp, rolünün hakkını vermek adına, edalara öykünmüşlüğünde .....
Bezgin mi bezgin ses tonuyla söylemi, halini anlatıp, özetlemeye ve akıbetini kavramaya yetip te, artıyordu, zaten .......!
'' -Hayatın, dünyanın arafatıyla,arasatının bile kendisine kapalılığında ve yüz çevirmişliğinde ......
Ölümle erişileceği vaat edilen mahşer hesaplaşması .....
Cennet, cehennem kendisine bu dünyadakinin olmadığı ve olamayacağı kadar cömert ve bonkör olacak mıydı ?
Yoksaaa .......
Yoksa, bu mendaburluklar arastasındaki laf-ı güzaflıklar harmanında ....
Resmen ve alenen, pisi, pisine tükettiği ömründeki gibi ....
Ölüm, muammalı akıbet, Araf, Arasat ve oraya ait düşünce,kavram ve sözler .....
Burada ve hayatın genelinde ve hemen her alanında ve anında olduğu gibi, külliyen yalan ve ipsiz-sapsız, asılsız-astarsız mavralar, sallamalar ve ........
Akıllara ziyan yalanlar külliyatının, geniz yakıp, göz yaşartan, burun direkleri kıran, kapkara küf kokuları mıydı ?
Öyleyse, hali duman ve YANDI GÜLÜM KETEN HELVA HALLERİ VE BETERİN, BETERİ KAOS VE HİÇLİK GİRDAPLARINDA, KAŞLA-GÖZ ARASINDA BİR SOLUKTA YUTULMUŞLUĞUNUN RESMİYDİ .....!
Hallerinin böyleliğinde anlaşılan o ki .....
Durumu, MALUMUN İLANIYDI...MALUMUN İLANI
Bu İlan olan malum sa .....
Sefilliğin tasdiki, Hal-i Pürmelalinin, tesciliydi, TESCİLİ ........!
Buda, lamsız-cimsiz olmacasına ve gün gibi aşikarlığında ....
Halinin ve malumun ilanında .....
İstikbal de, tıpkı mazisi gibi bokun bokuydu, bokun, boku .....
İSTİKBAL DE, MAZİSİ GİBİ, BOKUN BOKUYDU.....
BOKUN, BOKU ...........!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
06 / 08 / 2024 - Salı
Saat ; 22_44

  YERİN .........., Bozuksa mayan, çürükse özün, fukaraysan onurdan-haysiyetten yana .... İlkesizlik ve omurgasızlıktan yana, kimse eline su...