14 Haziran 2020 Pazar

GÖZLERİM KALDI...
Dün neyse, hoyratlığınız bu günde o ..
Ey, insan geçinen, insancık ucubeler sürüsü ...
O günden ,bu güne insanlığa düşmanlıkta dahada katmerlenen soysuzluğunuzda ..
Yalanlarınız da, ihanetin pusularında ..
Kalleşliklerinizin, çarmıhında ..
Nesimi gibi, diri, diri yüzdünüz derimi, söktünüz ciğerimi ..
Çaldınız yarınlarımı,yerle yeksan ettiniz talanlar da, umutlarımı ..
Canım çıktı, kanım sindi, gözlerim kaldı ellerinizde ..
Gözlerim kaldı ellerinizde...!
Hayır... deyip,boyun eğmemişliğimle,direnmişliğimde size..
Direnmişliğimde, size...
Hayır.......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen /Almanya
10/02/2017
Saat:05_05

13 Haziran 2020 Cumartesi

ADIM …..
Anam, kaldırımlara, yollara ….
Dipsiz uçurumlara, taş çıkartan …..
İhtiras, alkol ve isteri bezeli akşamlara, karanlıklara …
Ben, anamın karnına düştü, düşeli …
İn aşağı-çık yukarı …..
Gel, buraya ….
Git öteye hallerinde, delişmen, çocuksu sevinçlerle koşuştururken ….
Adım da, halim gibi romantik ti …!
Ben, beni bildim, bileli ….
Anamla, benim üstümden, en zorba hallerde zebani hayatla …
İnsanlığın, çanağından su içip, içini ferahlatıp, üstelik harislik le, utanmaz-arlanmazca talan ve iğdiş ettiği İSTANBUL, geldi-geçti …
Bu ezince, çileye daha fazla katlanıp, dayanamayan, ANAM ..
Aldı başını, göçtü, gitti …
Anam gitti, tikim geçti …..
Tikim geçti, geçmeye, gel-gör ki kaldı, Roman'lığım …..
O gün- bu gündür, adım da …..
Tıpkı, hayatım gibi, Roman oldu …
Adım mı ?
Adım, şimdilerde, Roman oldu, Roman ……
Adım, Roman oldu, Roman …..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
13 / 06 / 2020
Saat ; 09_09

10 Haziran 2020 Çarşamba



BİR KIZIL DİLBER .... Görmesem de, gelişini .... Her şafakta, öper beni, bir kızıl dilber ......! Öper beni, bir kızıl dilber ......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 10 / 06 / 2020 Saat ; 14_41

9 Haziran 2020 Salı



‘’ – EL-AYAK ÇEKİLİNCE , KENT ve GECE SESSİZLİĞE GÖMÜLÜNCE …..’’
DİNLEMELİSİN, ONU …!
El-ayak çekilince, kent ve gece, sessizliğe gömülünce ….
Tüm benliğinle, can-ı gönülden ….
Dahası, ruhunun, sükuna aç ve muhtaç halinde dinlemelisin, onu …
Uzanarak anılarına, kapatarak gözlerini, hafızanın loş ve boş sinema salonunda, üstelikte, bir başına, dilediğince, keyfince ….
Ömründe derin izi olan, tozlu raflara tutsak, aşina olduğun
eski bir filmi izlercesine …
Siyah-beyaz filmin çarpıcılığın da, hafızanın beyaz perdesinde yeniden hayat bulup, ömrünü süslemesinin konforunda ….
Dinginliğin şalına sarınıp, bürünüp, cilveleriyle kanına girerek, seni ayartıp, ruhuna taht kurmuşluğunda ….
Üstelikte, sessiz sinema çağının içe işleyen, nostalji tadında seyretmelisin, onu ….
Çocukluğunun muzip ve yaratıcı hallerinde, içindeki çocuğun seni, senden alarak, çekip, götürmüşlüğün de …
Kuytu, tozlu köşelerde, kırık dökük, ne boyası ne cilası kalmış kendinden geçmiş, eski masanın ….
İç ısıtan korumacılığında, üstündeki tül örtüyle, el-ele vererek seni ispiyoncudan, ispiyonlar dan kollamış lığında ….
Kırık kanatlı kelebek naifliğiyle, vefa, sadakat ve itaatte su götürmez güvenilirlikle seni bağrına basacak kadar içtenlikli benimsemişliğin de ….
Kendini, senin koruyucu melekliği ne adayıp, şunun, şurasında kalan üç-beş günlük ömrünü ….
Gözünü kırpmak sızın seve, seve, sana hasretmeyi, göze almışlığın da …
Kalbinin lal kesip, sükuna bürünerek, sözü, aklına bırakır …
Söyler, aklının dilinden, seni korumak için tehlikeden …… Susarken bile, konuşup, sana çok şeyler anlatıp, söylemiş- liğin de…
Aklı söyler, kalbi susar, konuşmaz, çakmak, çakmak inanç ve kararlılık dolu bakışlar saçarak, bakar gözleri,
Senden elini çeken cesareti, sana yeniden aşılamak için …
Karanlığın, gaddarlığın bu amansız mücadelede seni sallayıp, geri püskürtmeye çalışacağından eminlik le …
Karanlık, mücadele ve gaddarlık nesirde seni sallayacak ….
Böylesi hallerde güven dolu iç derinlikler, sadece gözlerinde yankılanır….
Tıpkı sesinin dağda, taşta yankılanıp, vadide yayılışı gibi …
Kaplarken sessizlik, her yerle beraber, seni de ….
Ruhun ve yüreğin aklının söylediklerini duymak için can atarken, zamanın, yerinin gelmişliğine inançla bu kez yüreğin çığlık atmalara koyulur ….
Böylesi kaosa ve fırtınaya kesmiş halde, perma-perişan olan kalbini bul ….
Sar-sarmala özenle, dikkatlice ısıt, can bulsun ve atmalara koyulsun diye yüreğini …
Fırtına dinip, ortalık sessizleştiğinde dinlemelisin, yeniden …
Yüreğinin, ruhunun, sağ duyusuna kavuşmuş, aklının sesini ..
Unutma, sen, sen ol, kendinden, ne istediğinden eminlik le …
El-ayak çekilince, kent ve gece, sessizliğe gömülünce ….
Tüm benliğinle, can-ı gönülden ….
Dahası, ruhunun, sükuna aç ve muhtaç halinde, dinlemelisin, onu …
Dinlemelisin, onu …..
El-ayak çekilince, kent ve gece, sessizliğe gömülünce ….
Dinlemelisin, onu ……!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
09 / 06 / 2020
Saat ; 22_22
BU MUAMMALI YOLDA ……,

Derledim, topladım, tıktım, tıkıştırdım …
Der-dest edip gönlümün hazinesini düşler atlasında ….
Gizemler ve umutlar bohçasına çıkın ettim, düştüm yollara ..
Bir yanımda korku bataklığı, öte yanımda umut ormanı ..
Ortasında çağıldayarak akıp giden, zaman ve hayat ırmağı …
Sağımda solumda kah ateş böceği, kah umut kelebeği ..
Ama hepsinden de çok …..
Kağıttan fırlayıp, umuda kanat çırparak, uçuveren kuş kanatlarının, ışıldayan tüy aklıkları…
Kimi zaman gri bulut sağanakları, kimi zamansa ….
Dal, dal çiçek açıp çoğalan, ebruli ve lila sevinç fışkırmaları …
An geliyor, boğazım düğüm, düğüm, düğümleniyor ..
Olmadı ,yüreğim sinemdeki kafesinden çıkmacasına çırpınarak, çarpıyor …
Umut,düş ve duygu denizinde huzura kulaçlıyorum ..
Elimden gelenin, bu olmuşluğun da ..
Tutunarak, yaşama sevinci ipine …
Adımlıyorum …..
Düşten gerçeğe, griden, aydınlığa …..
Korkudan,sevince, bilinmezlikten, sükuna uzanan, bu muammalı yolda …!
Bu muammalı yolda …!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Ereğli / Konya

12 / 04 / 2018

Saat ; 14_58

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...