9 Haziran 2020 Salı



‘’ – EL-AYAK ÇEKİLİNCE , KENT ve GECE SESSİZLİĞE GÖMÜLÜNCE …..’’
DİNLEMELİSİN, ONU …!
El-ayak çekilince, kent ve gece, sessizliğe gömülünce ….
Tüm benliğinle, can-ı gönülden ….
Dahası, ruhunun, sükuna aç ve muhtaç halinde dinlemelisin, onu …
Uzanarak anılarına, kapatarak gözlerini, hafızanın loş ve boş sinema salonunda, üstelikte, bir başına, dilediğince, keyfince ….
Ömründe derin izi olan, tozlu raflara tutsak, aşina olduğun
eski bir filmi izlercesine …
Siyah-beyaz filmin çarpıcılığın da, hafızanın beyaz perdesinde yeniden hayat bulup, ömrünü süslemesinin konforunda ….
Dinginliğin şalına sarınıp, bürünüp, cilveleriyle kanına girerek, seni ayartıp, ruhuna taht kurmuşluğunda ….
Üstelikte, sessiz sinema çağının içe işleyen, nostalji tadında seyretmelisin, onu ….
Çocukluğunun muzip ve yaratıcı hallerinde, içindeki çocuğun seni, senden alarak, çekip, götürmüşlüğün de …
Kuytu, tozlu köşelerde, kırık dökük, ne boyası ne cilası kalmış kendinden geçmiş, eski masanın ….
İç ısıtan korumacılığında, üstündeki tül örtüyle, el-ele vererek seni ispiyoncudan, ispiyonlar dan kollamış lığında ….
Kırık kanatlı kelebek naifliğiyle, vefa, sadakat ve itaatte su götürmez güvenilirlikle seni bağrına basacak kadar içtenlikli benimsemişliğin de ….
Kendini, senin koruyucu melekliği ne adayıp, şunun, şurasında kalan üç-beş günlük ömrünü ….
Gözünü kırpmak sızın seve, seve, sana hasretmeyi, göze almışlığın da …
Kalbinin lal kesip, sükuna bürünerek, sözü, aklına bırakır …
Söyler, aklının dilinden, seni korumak için tehlikeden …… Susarken bile, konuşup, sana çok şeyler anlatıp, söylemiş- liğin de…
Aklı söyler, kalbi susar, konuşmaz, çakmak, çakmak inanç ve kararlılık dolu bakışlar saçarak, bakar gözleri,
Senden elini çeken cesareti, sana yeniden aşılamak için …
Karanlığın, gaddarlığın bu amansız mücadelede seni sallayıp, geri püskürtmeye çalışacağından eminlik le …
Karanlık, mücadele ve gaddarlık nesirde seni sallayacak ….
Böylesi hallerde güven dolu iç derinlikler, sadece gözlerinde yankılanır….
Tıpkı sesinin dağda, taşta yankılanıp, vadide yayılışı gibi …
Kaplarken sessizlik, her yerle beraber, seni de ….
Ruhun ve yüreğin aklının söylediklerini duymak için can atarken, zamanın, yerinin gelmişliğine inançla bu kez yüreğin çığlık atmalara koyulur ….
Böylesi kaosa ve fırtınaya kesmiş halde, perma-perişan olan kalbini bul ….
Sar-sarmala özenle, dikkatlice ısıt, can bulsun ve atmalara koyulsun diye yüreğini …
Fırtına dinip, ortalık sessizleştiğinde dinlemelisin, yeniden …
Yüreğinin, ruhunun, sağ duyusuna kavuşmuş, aklının sesini ..
Unutma, sen, sen ol, kendinden, ne istediğinden eminlik le …
El-ayak çekilince, kent ve gece, sessizliğe gömülünce ….
Tüm benliğinle, can-ı gönülden ….
Dahası, ruhunun, sükuna aç ve muhtaç halinde, dinlemelisin, onu …
Dinlemelisin, onu …..
El-ayak çekilince, kent ve gece, sessizliğe gömülünce ….
Dinlemelisin, onu ……!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
09 / 06 / 2020
Saat ; 22_22

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...