18 Haziran 2020 Perşembe


SANMALAR LA …….


‘’ - SANMALAR LA ISKALAR, TELEF VE  HEBA  EDERSEN  HAYATI .....!
NEDEN VE MAZERET SAYILMAZ, ANLATTIĞIN MAVRALAR …
SAYILSA, SAYILSA, AY KUYUYA DÜŞTÜ TARZINDA KUYRUKLU YALANLARDIR, KUYRUKLU YALANLAR
BUNLAR ...,
YALANLARIN, PALAVRALARIN ve TEMCİT PİLAVLARININ EN BAYATI DIR, EN BAYATI ….! ‘’
Bazı insan geçinen ve suretine bakınca insan sayılan, nüfus kalabalığında çıkarcıların işine yaradıkça ..
Kayıta, küreğe, seçmen listesine yada devlet talanında mezardakileri hayasızca yaşıyor diyerek künyelerle, kütüklere ve  istenen …
Özünde ve olması gerekince aslına, yasaya ve vicdana uyularak düzenlenmesi gereken evraklarla,  dokümanlara ….
Ahlaksızlıklarına, cibilliyetsizlikleriyle, haysiyetsiz maçlarına hizmet edecek hal de …
Daha da kötüsü,  vicdanlara sığmayacak kadar soysuzluğu, yolsuzluğu, sefilce yalanı ….
Allem edip, kallem edip …
Halk diliyle ve amiyane deyişle, vurgulamak gerekirse ….
Allayıp, pullayarak dulu, kız diye kakıştırıp …
Akıllarla alay etmeye yeltenerek, kendilerini uyanık, iş bilir, hatta cambaz, dahi sanıp, sayıp akılları sıra, aklı evvellikle .…
Karşıyı yada devlet yetkilerini, kamuyu saf ve enayi görerek .
Malı götürüp, çaldıkları minareye, utanmaz-arlanmazca …
Yasallık kılıfı icat etmeye kalkışıp, hırsızlığı ve kanunsuzluğu kitabına uydurup ….
Dul, yetim, mazlum hakkı, parası yahut ta, lokma yemeye yeminli  olduklarını  ilan ederek …
Sadece sözde değil, öz itibariyle de, göz dikmekle kalmayıp, bunu fiili eyleme dökerek kaşla- göz arasın da …
Halkı, CAMBAZA BAK numaralarıyla AYAKTA UYUTURKEN, CEBİNİ BOŞALTARAK ÇALIP , ÇIRPARAK ….
Adeta, SOYUP-SOĞANA ÇEVİREN ŞERBETLİ, AFSUNLU su katılmamış, ŞEREFSİZ DEYYUS MADRABAZLAR ….
Cüretkarca, HAYASIZCA sözde yasalara uygun olması gereken şekle sokma adına 
Pervasızca yazılıp-çizilip, düzenlenen uydurma ve yasal hükmü olmayan çakma listelerle, talanlar yapmayı iş edinmişler …
Foyaları ortaya çıkınca da, arsızlığı-yüzsüzlüğü kimselere bırakmamaya yeminlik le ….
‘’ – Ben şöyle sandım,
-        Yok  sahtekarlığım, böyle sandım ..! ‘’ Gibi, hayal ürünü yalanlara sarılarak, işi pişkinliğe vurup, karşısındakini suçlu çıkartacak laf ebelikleriyle yalan salvolardan geri durmazlar …
Sanmalara sığınanlar sadece bu gibi kamusal alanlarla sınırlı değiller, hepimizin bildiği gibi  ….
İkili sosyal, ticari, hukuki, duygusal ve gönül ilişkilerinde de sıkça görülür ..
Aile içi ilişkilerde güveni, inanılırlığı yitirip, tüketen tavırlar sergileyenler, eriller den olsun, dişillerden olsun …
Kestirmeden adı, düpedüz sahtekarlık olan, bir dizi tavır, eda
Sergilerken bunun nelere mal olacağını ya göz ardı eder, ya yok sayar, yahut ta salak ayak ve tavırlarına yatarak, günü kurtarıp, işin içinden sıyrılacağını düşünür.
Aldatmayı yaşam tarzı yapanlar iki tarafı keskin bıçak üstünde olduğunu fark ettiklerinde yada suçüstü hallerde enselendiklerinde …
Aslında en çok kaybedenin kendileri olduğunu görüp, anlamaya, anlar lar …
Ama tabiatlarındaki kaypaklık, yalancılık ve enayilik ile tıpkı bağımlı kumarbazlar, alkolikler, madde bağımlıları yada hayalperestliği abartarak hayatı toz pembe görme hastalığından kurtulamayan biçareler olarak …
Fareler misali, kapana yakalandıklarında ilk sarıldıkları …
Duygu sömürüsü, İnanç istismarı ve hastalıkla acındırma tezgah ve senaryolarıyla …
Kendilerinin neden olduğu rezillikten adeta evdeki yada yoldaki kediyi bile sorumlu tutarak ….
Kendilerini pürü pak , hayat, kader, felek ve benzeri unsurlara yükledikleri suçun, bedelini ödemekle yüz yüze kaldığında, çıkış yolunu doğrulukta, dürüstlük ve içtenlikli çözümde arama yerine ….
Sütten çıkan ak kaşık hallerindeyken baştan çıkarıldıklarını, istismar edildiklerini bile ileri sürmekten geri durmayacak her türlü ala-vere ve laf cambazlığına girerler …
Sahtekarlar, dürüst olma adına emek, çaba en önemlisi de zaman harcamayı iyi niyetle, masumiyetle inandırıcılık kazanacakları şekle girmek için harcasalar, emin olun dünya HARİKALAR VE DÜRÜSTLER CENNETİ olup, çıkar ..
Gelin görün ki, bu iflah olmaz madrabazlar o çabayı enayilik sayarlar ve ne acı ki, dürüstleri ahmak ve aptal ….
Haysiyetli, onurlu davranış sergileyen hümanist, dürüst insanları da ….
AHMAKLAR ŞAHI ilan etme pespayeliğinde kuburda debelenmeyi yeğlerler ….
Sosyolojik habis urlar olup, çıkan böylesi eblehler sürüsü asalaklar toplumsal yozlaşma ve çürümenin kurbanı oldukları, hatta ondan da çok, çürümeyi çoğaltan VEBALI FARELER DİR .
Sosyolojik,siyasi ve diğer toplumsal alanlarda olan bu SANICILAR VEYA SANDIMCI HABİS URLAR, VEBALI FARELER her alanda adeta ayrık otu arsızlığında yaygınlaşır da sevgi, duygu, aşk ve diğer bazı ikili ilişkilerde ve alanlarda boş durular mı yada marazalar yaratıp, insanları, toplumu üzmekten veya yıpratmaktan uzak dururlar mı ?
Hele ki içinde bulunduğumuz Siber ilişkiler çağında  bir tuşla insanlara mutlulukta, belada salındığı koşullarda görsel ve yazılı medyada her gün bu menşeili acı haber, gelişme ve hatta….
Önü alınması bir yana, hızlanıp, çoğalan felaket haberleriyle karşılaşmamıza neden oluyor..
Sözün özü; Sanmalar, sananlar, sanıcılar ve sandım ki diyenler bu toplumun ve insanlığın yumuşak karnı aynı zamanda da mağdurlar yaratacak kadar KIRICI, YIKICI, FELAKET MERKEZİ hatta, hatta AYAKLI FELAKET unsurları ..
Fünyesi çekilmiş el bombası hatta son günlerin en moda deyimiyle CORONA VİRÜSÜ kadar dert ve kör düğümü …
Çivisi ve cılkı çıkan bu SİDİKLİ YORGUN DÜNYANIN en yaygın mayınları, insanlığın kamburu ve öteden beri onulmaz yarasıdır ..
Bu cümleden olmacasına ….
Muhabbetimizin, gönül sohbetimizin kapısını ilk aralamaya koyulduğumuzda da asla haddimizi aşmayarak ve ahkam kesen dangalaklardan olmamaya çok özel önem ve özen göstererek …
Siz cümle canlarımızın ilgisine, dikkat, bilgi ve görüşlerine sunma adına …
Haddimizi bilerek, vicdan yürek ve sağduyumuzun sesine özenle kulak vererek …
Aynı yerküreyi, iklimi, coğrafyayı ve dünyayı paylaşan olmanın sorumluluğu, şuuru ve bilinciyle ….
Sağ duyulu herkesin asli görevi ve sorumluluğu gereği yapması kaçınılmaz olan …
‘’ – HAYATI SORGULAMA . ‘’  Adına, üstümüze düşen sorumluluk ve görevle ….
Çöpü ve pisliği halının altına süpürme illetinden kurtulanlardan olmaya gayretimiz ve çabamızla ….
Daha doğruya, iyiye ve huzurlu ortama erişme adına, niyet, gayret ve çabayla ….
Dimağı mızın, aklımızın yetip, dilimizin dönüp, kalemimizin yürekten taşanları, siz gönül dostu yandaş ve yoldaşlarımızın
İlgi ve bilgisine sunmayı insani sorumluluk olarak görmüşlüğümüz le yazdık, çizdik …
Destur verişiniz gönül otağınıza, dünyanıza ve sevgi kaynağı yüreklerinize konuk olmaktan onur ve kıvanç duyarak ..
İç karartmadan ve karamsarlığa düşmeksizin ve asla abartan olmama dikkat ve sorumluluğumuz la …
Çizmeden yukarı çıkmamaya da gayretle ..
SÖZÜMÜZ MECLİSTEN İÇERİ deyip …..
ENGİN HOŞGÖRÜLERİNİZE duyduğum güven ve inançla, seslendim siz gönül sultanı kardeşlerime ….
Son bir kez yineleyerek, esenlik dileyerek vedalaşalım istedim, siz can dostlarım la …
Demem o ki ;
‘’ - SANMALAR LA ISKALAR, TELEF VE  HEBA  EDERSEN  HAYATI .....!
NEDEN VE MAZERET SAYILMAZ, ANLATTIĞIN MAVRALAR …
SAYILSA, SAYILSA, AY KUYUYA DÜŞTÜ TARZINDA KUYRUKLU YALANLARDIR, KUYRUKLU YALANLAR
BUNLAR ...,
YALANLARIN, PALAVRALARIN ve TEMCİT PİLAVLARININ EN BAYATI DIR, EN BAYATI ….! ‘’



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ



Immenstaad / Almanya



18 / 06 / 2020

23 _23

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BELALIM Daldığımda,düştüğüm gayya kuyum ..... Hayallerimde ırak sürgünlükler ... Kürek mahkumlukları ... Gerçeğim de, azap .. Yokluğunda, ru...