ÖMÜR ile HAYAT'IN SERÜVENİNDE .....
Giriftliğiyle, ayrılmaz iç, içe'liğin de, ÖMÜR
ile HAYAT'IN SERÜVENİNDE .....
'' - İç
dünyadaki fırtına ve sarsıntılar, duygu ve ruh alemi kadar, insanın inançlarını,
tutkusunu, isterisini ve cinsel tercihleriyle, ilişkilerini de,iğneden ipliğe, derinden ve kalıcı hallerde etkiler, ömrünün yol haritasını çizer .....
''
Bu yol haritasının adı hayat, hayata
hasredilen yiten, eksilen, eskiyen ve dününü aramakla, yarını kovalamaktan
bezgin düşüp, helak olanınsa Ömürdür, ömür ...
Ömür, hayatın bağrında, başkalaşırken için,
için eriyen, yorulan ve mecalsizlikle yüz, yüzeliklerde bile, ona biçilen rolü,
görevi ve misyonu başarırken ...
Kendini ölüm denen alemin eşiğinde yada içinde
buluvermiş'liğin de, gerçekleştirilemeyen
utkuları ve tutkuları, bir solukta ardında
bırakıp, bu alemden, bilinmezliğinde üstüne çok faraziyeler üretilen ölüm
alemine göçerken ......
Biriktirdiği hazlarla, hazanların mizanını
bile yapmaya fırsatı olmamış'lığında, dahası, ölümün ertelen'mezliğinde ki
kesinliği ve mutlak'lığıyla ...
Ölüme ve ölümlülüğe karşı hayat oyununu,
baştan kaybetmeye tutsaklığında, künyesine ...
'' - Yenilgisi, mutlak ve kaçınılmazdı, onu
tattı '' İbaresinin kazınmışlığın da .....
Gelişiyle, gidişi arasındaki hengamede,
toz-dumanlık ta, yıprananlığıyla, yorgun ve yenik olmanın ezincini de
yüklen'mişliklerde, ömür defterinin, ölüm mührüyle kapanmış lığın da, kaşla-göz
arasına sığıveren zaman darlığında, O, son nefesi verdiğinde, yüklendiği emanetten de
azad olduğunu bile fark ve idrak edemeden göçüp, gidiverdi ...
Hayatın, bir soluğa sığı verip, o bir solukla
bitiverip, tükenmişliğin de .....
Hasılı, hayat denen AGORA'da, biçilen rolü
kaybedeceğini bile, bile oynayan ve hayatın zulasında saklı , ölüm denen mutlak
sonun, gelip-çattığında .....
Yaşananın mukadderatın, tecellisi olduğunu
sineye çekmek zorunda kalan lığın da ...
Ne doğarken, nede ölürken kendi iradesinin
hükümsüzlüğü gerçeğiyle yüzleşenliğinde, ömür,
Son sahneyi suflörsüz, dublörsüz, bire, bir oynamaktan başka seçeneği olmayan, final rolünün, hayattaki sonu oluşuyla, akıbetinin bilinmezliğinde ......
Gelişi de, gidişi de, ipotekli mala reva
görülen den işlem den farksızlığın da, haraç-mezat
el değiştiren mal veya nesneler gibi yine
kendinin iradesinin sökme'mişliğin de, ona reva görülüp,dayatılanı yaşamaktan
ibaret zorlu yolculuğu,
Doğuşun da ki gibi rızayla, istediği gibi
değil, dayatıldığı gibi emri vaki' de adeta metazoruyla bitirirken, mührü
basıp, bileti kesenin meçhullüğün de ve görünmezliğinde ...
Kendini, bir anda içinde bulduğu ....
Hayat denen CURCUNANIN, TEMAŞANIN, sahne
alınan oyunun .....
An gelip ....
MASKELİ BALO .............
An gelip .....
HIRSIZ-POLİS OYUNUN GERÇEKLİĞİNDEN KAÇMACA,
KOVALAMACA , hasılı KOŞMACA olup, çıkmış lığın da .....
Dahası .....
An gelip .......
HİSSELİ HARİKALAR KUMPANYASI' NA DÖNEN .....
Kah ........
BALODA DANSA, RAKSA ...........
Kah .........
KOR ALEVDE YÜRÜMEYE KUL VE MEMUR EDİLDİĞİ
GERÇEĞİNİN,MEÇHUL KARALTILI .....
Hatta ....
ZİFİRİ KARANLIK SONUNDA ....
GELDİ, GÖÇTÜ .....
DOĞDU, ÖLDÜ
Sözcüklerinin, tılsımın da, oyalandı, oynadı, oynattı .....
Avundu, güldü, ağladı, mutluluğunda,
mutsuzluğunda gelip-geçici meşakkat ve hayalden ibaretliğini tattı ......
Hasılı işin gerçeğinde, özünde ......
HAYATIN.....
OYUN İÇİNDE, OYUN'dan İBARET'LİĞİN DE .....
Her halükarda ve her dem, oynatılan'lık da
çürüttü ÖMÜR, ömürlüğü nü .....
OYNATILANLIKLAR DA ÇÜRÜTTÜ ÖMÜR, ÖMÜRLÜĞÜ NÜ
......!
AKREPLE, YELKOVANIN, dur duraksız süren,
amansız yarışında ......
Çaldı çan, söndü ışıklar, indi, Hayat
perdesi .....
Aralandı, ÖLÜM denen mutlak ve yadsınılmaz,
ötelenemez gerçeğin, SIR KAPISI ....
ÖMRÜN, gerçeğin tecellisinde tattığı .....
Hayatın, kekremsi, buruk tadıydı ......
HAYATIN, KEKREMSİ BURUK TADI ........
Ömürlüğünde, onu'da, elinden, dilinden, hasılı
canından, teninden, bedeninden CANINI ALAN, ÇALAN .....
ÖMÜRLÜĞÜNDE, ölümünü, emrivaki'likte tebliğ
edip, kanırta, kanırta dayatan, AZRAİL denen, azılı harami çaldı .....
AZRAİL DENEN, AZILI HARAMİ, çaldı ....
Ötesinin, berisinin ve gerisinin, Lafı
Güzaf lığın da, ömür'lüğünde, erdi sona .....
ÖMÜRLÜĞÜN DE, ERDİ SONA .....!
***
Ömür mahzeninin karanlık kuytularında, ruhumun
sükuna, yüreğimin lal'lığa tutsaklığında,
aşka dair mayaladığım, gün yüzüne hasret duygular ....
Zamanla, hayatın acımasızlıkta birbiriyle
yarışırcasına saldırılarının yarattığı derin ve hiçte kolay giderilmeyecek
yaralanmalar, yıkımlar ....
Umulanın ve beklentilerin aksine ......
Dinmeyip, artan sarsıntılarla, bunalım ve
depresyonların ömrüme, hayatıma ve iç dünyama diyeti ....
Hayattan ürken, aşktan yaka silkip, kaçan,
tedirgin, edilgen ve kararsız bir insan eskisi yaratmak oldu ...
Bu hallerimle, minicik sinek boku lekeleriyle
ve güve artığı delik- deşiklerle mahvolup, bencileyin zamana ve hayata tez ve
erkenden yenilen .....
Bu haliyle de, zamanında, emsallerinin içinde
en pahalısı olan şimdilerde bir herzeye yaramayan ......
Yani ....
Varda, yoğu yaşayıp, dününü arayan perdeler’den
farksız halleriyle, kuytular da ömür tüketen, insan eskisi olup, çıkmam oldu
....
Hayat denilen devri alem de ki Ömür
yolculuğumda ....
Ömrümün, başına gelenlerin .....
Pişmiş tavuğun başına gelmemiş'liğin de,
ömürlük ten çıkmışlığın da ......
Hallerimin, tükettiğim ömrümün, hayatımın
böyleliğin de ......
Çatlamış lığın da sırrının, bozulmuşluğun da
büyüsünün ......
Gönül imbiğim, yerle, yeksan ......
Sıradan bir hurdacının bile, rağbet, hatta
bakmalara bile tenezzül etmediği .....
Ömrüm le, gönlümün, kendi harlı ateşinde yanıp,
kavrulmuş'luğunda .....
Dahası .........
O, gariban hurdacı dahil ......
Kimsenin itibar etmediği, hatta ...
Yüzüne bile bakmadığı, demode, işlevsiz ve varlığı
nimet’ten çok, külfete dönen, çay ve kahve takımına döndü ...
Fincanların içi, kahve ve çay yerine,
acabalarla, vesvese, korku ......
Hasılı nimet yerine, korkuyla, külfet dolu
......
NİMET YERİNE, KORKUYLA, KÜLFET DOLU ......
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Immenstaad /Almanya
Tarih ; 01 / 06 / 2021 - Salı
Saat ; 02_20
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder