CÜMLE KENTLER, ÖMÜRLERE KUNDAK'TIR, KUNDAK,
ÖLÜMLERE, KEFENDİR, KEFEN .....!
Yaralarını, kimin deşip, kimin sardığının belli
olmadığı yaşanmamış'lıklarla, düş kırıklıkların kara şallarına
belenmişliğinde .....
Mutluluğa açlıkların, tutkuların, özlemlerin,
beklentilerin sabrın, zamanın, inşallah- maşallah'ların ipine serilmişliğin de
....
Iskalama' larla, hüsranların, sevinçlerle,
mutluluklara ağır basmış lığın da .......
Hemen her köşesinden, hele, hele de .....
Ertelenmiş sevinçlerin, gam sarısına kestiği,
hüzün çiçeklerinin boy verdiği, garibanlar tüneği varoşların, üst, üste yığılı
hallerde bezginliğin destanını yazan ....
Adeta teneke yığını ve beton tabut olup çıkan,
kaoslara ve yıllara yenik, çile küpü evlerinin ......
Erken gelen yazla, masraf canavarı kesilen kara
kıştan, dahası, ayazdan, kavurucu sıcaktan nasibini fazlasıyla almışlığın da,
imanı gevreyen çatılarının, bağırlarına saplanan, pejmürdeliklerde
aykırılıkların destanını yazan .... ......
Ha yıkıldı, ha yıkılacak hallerle, ebedi yorgunlarla,
müzmin sarhoşlar gibi .....
Yalpalamalar da, salım, salım sallanan iğreti anten
ve çamaşır direklerinin, doğa ve göz
kirliliğini çoğaltan perişanlığın da ....
Çilede ve yıl yorgunluğuyla, zaman vurgunluğun da
damlara, çatılara yoldaş yorgun saçaklarla, renk atmış, kirden-pastan rengi
görülmeyen balkonlarla, pencerelerinden iliz, iliz hüzünlerin akıp-sarktığı
mahalle aralarıyla, yollarında her yeni an da ...
Türeyip, gömülen umutlarla, sevinçlerin,
hüzünlerin kol kola halayında, yazılıp, yazılıp, silinen ömür öykülerinin
harmanında zamanların, yılların akıp gitmişliğin de ....
Hemen, her ömürden kendine sirayet eden yükleri
taşımaktan bezip, canı çıkan şehrin,
zulasında yada çıkınında saklı daha nice sırlarla, bilinmezliklerin sahne
almayı beklemişliğinde ....
Mirastır ömürlere tıpkı azalan sevinçler gibi
çoğalan çilelerle, elemler, kederler ....
Ondandır, kentler bulamaçlı günlerin, gambabalıklarında .....
Yada hemen neredeyse tükenmeye yüz tutan gerçek
sevinçlerle, dolu, dolu yaşanan mutlulukların diş kovuğunu doldurmayacak
azlığında kimilerine göre bonkörler kralı, nicelerine göreyse, mutluluktan yana
pinti mi pinti huysuz ihtiyar aksi hallerde ömür tüketirken aynı anda tükenen
ömürlerle, çoğalan ölümlere de ev sahipliği yapmaktan usanmışlıkların da
farkındasızlıkda güme giden ifrazatları, eylemleri ve perişanlıklarıyla nice
ömürlerinde, hayatlarında kanına girmekle kalmayıp, defterlerini dürüp, hadlerini bildirerek, derslerini ziyadesiyle
vermişliğin de adeta aç gözlü canavar kesilerek nice adsız kahramanın ömür
destanına vatan olup, tanıklık yapmışlardır ....
Mezarlıklarıyla, tımarhaneleri de cabası ....
İşte böyleliğin de olanak olsa da dinleyebilsek şu
garibim kentleri ....
Nelerini öğrenip, hangi dertlerine, sevinçlerine
tanık, hangi sırlarına vukuf olacağız bilinmez ...
Ondandır dememiz,
İrili-ufak'lığıyla kendine has olan, cümle kentler,
ömürlere, kundak'dır, KUNDAK .......
Ölümlere, kefendir, KEFEN .....
CÜMLE KENTLER, ÖMÜRLERE KUNDAK'TIR, KUNDAK,
ÖLÜMLERE, KEFENDİR, KEFEN .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
25 / 07 / 2021 - Pazar
Saat ; 15_23
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder