13 Temmuz 2021 Salı


 MALUMUN İLANIDIR, MALUMUN İLANI 


'' - HEM AĞLAR, HEM GİDERİM ......! ''




Müzmin bezginler le, kronik sünepeler hariç, hemen herkes .....

Kim bilir, hatta belki en sünepe yaratığın bile, kendi çapında ........

Gerçeğinde olamasa bile, en azından düş bazında ....

Dünyayı, kendince yeni bir biçime sokmak, dahası ....

Dünyayı, değiştirmek ister ....

Hoşnutsuzluklarla, pişmanlıkların cirit attığı, bu, bir türlü önüne geçilemeyen,  önlenemeyen kaotik başı bozuklukta ...

Hemen hepsinin yada herkesin olmasa bile ....

Genel mevcudun ağırlıklı çoğunluğunun, dünyayla ilgili istek, düşünce yada dilekleri bu yoldadır en azından, hiç olmazsa ...

Gelin, görün ki, buna karşın ve sanki inadına .......

Dününü aratıp, geçmişi rahmet ve hatta imrenti ile andırıp, o günlere özlemi çoğaltmacasına ....

Kör atın, kazığa dolanmış'lığın da ki gibi o, bildik hallerde dolap beygirliğinin pabucunu dama attırma casına, dönüp duruyor ..........

Geçen her yeni gün, ekseninin dahada bir kayıp, şakülünün kaçmışlığında, dünya denen bu hengameler otağı  ...

Öyleyse, bu hal neyin nesi ve bu ne perhiz, ne lahana turşusu halleri ?

Bu, altı kaval üstü şişhane hallerindeki giderilmesi bir yana her gün artan çelişkiler yumağının, kendi sarmalında dönüp durmuşluğun da ......

İşte, tam da bu an, yeni gelinin haliyle, malum söylemi ve kararı geliyor, insanın aklına ...

Kim bilir, belkide burada ve bu irade karmaşasında saklıdır, işin ve dünyanın gerçeği  ?

Tıpkı .......

Şeytanında, çözümünde ayrıntıda,saklı'lığı gibi .....

Malumdur, çoğunuz ca bilinen o destansı hikayede,  yeni gelin, ağlar ...

Anası sorar, neden ağladığını ...

Ayrılıp, gitmenin, baba ocağını, ana yurdunu terk etmenin zorluğundan dem vuran, kızına .

'' - İyi ya, öyleyse, kal otur, sana git diyen mi, var, dahası ...

Ayran çanağın günde de değil üstelik, hani'ya ... ! '' Der, anasını ....

Demeye, de anası da ....

Kızın hali hal, kararı,karar mı, işte, işin ve zurnanın zırt dediği yerde burası değil mi ? Eninde-sonunda, iş olacağına varmaz mı, zaten ?

Elinin tersiyle burnuyla, gözlerinin yaşını silerken, söylenir öte yandan bizim gelin adayı, elleri kınalı, hanım kız ...

'' - Yok be ana, dediğime bakıp, halime aldırma, hem ağlarım, hem giderim ! '' Der ...

İşte insanlığın, hem hoşnutsuzluk ta ağlayıp, hem de, gitmekteki kararlılığında saklı olmasın  sebebi de, çözümü de  ?

İnsanın ve işlerle, hallerin böyleliğin de ....

Hemen herkesin içinde yaşayan yeni gelinlerin, sessiz kalabalıklarıyla, çığlıklarının irade beyanında .....

Hem, hallerden memnuniyetsizlik, hemde dünyanın bu eksendeki gidişatıyla, dönüşüne razılıkla...

'' - Hem ağlar, hem giderim halleri ...! ''  

İnsanlığın kör düğümü ve açmazı olmuşluğun da, yıllardır ayaklara ve hatta zihinlere vurulan, görünmez yada aleni köstekliğin de ...

Şikayete, inat ....

'' - Eski hamam, eski tas '' Hallerinde ........ 

Aldırmaksızın çivisinin çıkıp, şakülünün kaymış'lığına, hatta içine tükürüle, tükürüle çıfıtının çıkarılmışlığın da ......

Mış gibiler de, kendimizi kandırmalarla ...

Dahada kötüsü ve anlaşılmazı, '' -YAŞAYAN ÖLÜLÜK DE (!) ''

Ömür tüketip, kendini kandırmaların afyondan da güçlü etkisinde, yaşamı sürdürüp, içindeki devi uyandırmaktan ve hatta ....

Fincancı katırlarını ürkütmeden yaşamı sürdürmeyi marifet saymış'lığın da, tüketerek ömrünü ........

'' - Aldırmaksızın, ipliğinin pazara çıkmışlığına ......''

<< - Sav'ayım, sıramı, bekleyip, göreyim, bildik sonumu ...! '' Tekerlemelerinin malum nakaratlarına sararak ömrünü ve yılları, zaman eskitip, ömür tüketmeyi yeğliyor, insanoğlu .....!

Kendini kandırmanın dik alası bu hallerin, gelenekselleşme'sinde yatan sır ve gizli sebep ...

Ömrüne, dünden miras olan, aşinalıklarla, alışkanlıkların .......... 

En önemlisi de, yeninin beraberin de taşıdığı bilinmezlikten ürkme ve ......

Yeniye adaptasyonda zorlanma gibi, temel ve kalıcı nedenlerin ona ....

Adeta, doğmadan şerbetlik kazandırıp, malumun ilanıyla .....

'' - İdareyi maslahatçılığın kolaycılığı varken, yeniyi kurup, eskiyi devirmeye koyulmanın riskini niye alasın ? '' 

'' - Kim düzeltmiş ki, sen düzelte'sin ''  Aymazlığının temcit pilavı misali, ısıtılıp, ısıtılıp önüne koyulmuş luğun da, beyinlerin şartlanıp, kafaların bağnazlığın pençesinde ve cenderesinde ilbizlenmişliğinde .....

'' - İŞİ BİLECEN, İŞE GİTMEYECEN ...! '' Telkinlerinde, dahası ....

<< - FIRSATÇILIKLA, ASALAKLIK DA ..! >> Ömrünün şekillenip, bina olmuşluğun da ....

'' - Atadan mirası, anadan emaneti koru kolla, kaptırma ki kolunla, paçanı .......

Sırtın gelmesin yere, huzurunu vermeyesin yele ...! '' Teranelerinin, sadece kulaklarda değil ......

Dahada derinlerde, iliklerimize işlemişliğin de, ruh ile bellekte yer edinmişliğin de .....

Tıpkı, yola revan olan gelin adayı, hanım kızımızın, kınalı kuzu'muzun hal ve edasında ömür tüketmeyi, evla saymış'lığın da ......

Diyor ki, kendine, kainatla, anasına .....

'' _Aldırma ana, senin geçtiğin köprüden geçer, gittiğin yoldan gider, yaptığını yapar, tuttuğunu tutar, dahada olmadı kap dediğini kapıp, yap dediğini yaparak ...

Daha kısadan ve keseden ....

Deyişinle, gittiği yer körse, olana- bitene gözümü yumarak ......

Daha tazeliğinde....

ÜÇ ELTİNİN AYNI HERİFE KAÇMIŞ'LIĞINI hiç mi hiç unutmayarak ...(!)

Birde üstüne ....

Kan kus'samda, Kızılcık şerbeti içtim, demeleri, asla mı asla, unutmayarak .....

'' - Hem ağlar, hem giderim ......! ''

HEM AĞLAR, HEM GİDERİM .....!

Bu düpedüz, malumun ilanıdır, malumun ilanı ....

MALUMUN İLANI ..... 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




12 / 07 / 2021 - Pazartesi




Saat ; 21_12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...