1 Haziran 2015 Pazartesi

ONDANDIR....!

Korkmasına,korkmuyorum.
Hiç mi hiç,ölümden.
Üstelik,bundan yana üzüntüm,kederim de yok.
Azrail'in gelip,ecel mey'ini sunmasından.
Zira,bunun eninde-sonunda ...
Her canlının başına geleceğini bilenlerdenim.
Beni hayıflandıran,içimi sızlatan.
Nihayetinde,beni ürperten duygu,olgu,
Anadan üryan gerçek...!
Beni,ben yapan düşüncelerin,kavram ve değerlerin..
Sözcük sözcük,
Dize dize ,
Güzellik ve sevgi çoğalttıran,
Bana,düşler kurdurup...
Peşinde at koşturtan.
Şiir şiir,
Dudaklara,yüreklere düşen ışıltımın,sönüp...
Cevher'imin,duygularımın...
İçimin,içime sığmamış'lığında..
Çağıldayıp sevgi sevgi çoğalıp,taşan...
Ebem kuşağını kıskandıran ,
Renkli iç dünyamın güzelliklerinin..
Bedenimle beraber ,
Haşr-ı neşrlerde,toprak olmasıdır... !
Yok bunun ötesi-berisi..
Altı-üstü,ölüm değil mi ki,ömür yolunun sonu..?
Bilen için bunu..
Gerisi teferruattır,teferruat..
Ondandır,yüreğimin taşmışlığın da,dilimin söylemesi..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
20/09/2013
Saat:17_00

GÜNEŞ DENEN...
O,NUR TOPU...
VURDU MU DÜNYAMA...,

Güneş denen o nur topu...
Delerek hücremin taş duvarlarını..
Aşarak demir parmaklıklar ve köhnez delik engellerini..
O muhteşem iç gıcıklayan sıcaklığı..
Bitmeyen sevecenliği...
Eksilmeyen nur topu güzelliğiyle..
Vurdu mu hasret,çile..
Ama en çok da umut ve direniş ruhu çoğaltığım,hücreme..
Ne,köhnezliği,darlığı..
Nede loşluğu ve iç karartıcılığı..
Dahası,boğuculuğu kalır buranın..
Ve,doldurduğu odamdan ..
Coşup,taşmışlığıyla..
Ağdı mı iç dünyamın derinliklerine..
Zerre zerre bezeyerek,ruhumu.
Kuytularına dek işlemişliğin-
de..
Ne,evhamlarım,korkularım kalır..
Nede içimdeki çocuğun bezginliği,ezinci..
Çocuk gülüşleri,kadar ferahlatıcı..
Çocuk şarkıları gibi mutlandırıcılığıyla..
Sarhoş etmişliği ile beni ve içimdeki..
Gülmelere doyamayan o çocuğu..
Sarhoş eder adeta sarhoş..
Kaptırıp gideriz biz o güzellikleine kendimizi..
Çilede ruhumuzu,
Türkü türkü..
Direniş direniş çınlattığımız zindanlarda..
Yani,paslı demirler ardında:..
Umudu azık,direnişi rehber..
Güneşe türkülerimizi ezber yaptığımız,içer de ..!
Taş duvarlarının köhne..
Ve,can yakan,ömür yutan karanlıklarını bile..
Ağartakoymuşluğunda..
Umudumuzu çoğaltmışlığında..
İnadına var kıldığımız,yaşama ve düş kurma ..
Ona,o nur topunu öpmelere yeminli …
Uçurtmalar uçurma sevinçle-
rimizi..
Özlem özlem ,yürek yürek çoğaltarak taşırdığımız..
O uçsuz bucaksız barış okyanusuna ..
Ak kağıt güzelliğinde bir minicik gemi konduran ellerimiz,unutur gider..
Demirin ve taş duvarların... 
İllet mi illet..
Nikbet mi nikbet ..
İçe işleyen,beden donduran..
Can alan..
Kuzguni kara ayaz soğukluğu-
nu..
Kuzguni kara ayaz soğukluğu
nu...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
19/09/2013
Saat;13_58

YALNIZLIK, KALABALIKLARIN ESERİDİR..!
Ben bilir,ben söylerim,
Bizzat yaşayıp,dibine dek tadıp,öğrenmişliğimle...
Yalnızlık,kalabalıkların eseridir..!
Herkes,
Kendi sürgününde yaşayıp,
Kendi türküsünü söylemelere koyulmuşlukla..
Duymuyor,diğer canların,yüreklerin,dillerin türküsünü..!
Bencilliğin,hırsın,ihtirasın...
Ama,
En kötüsüde,sinsi mi sinsi çoğalan kinle nefretin..
Çitleri çeviriyor..
Yasaklarda,birbirine hasretlikte,ayrılık-gayrılıkta yürekleri..!
Ondandır,demem...
Yalnızlık,Kalabalıkların eseridir..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ.
Hildesheim / Almanya
08 / 02 / 2011





SEN, SENİ.......
Çık sendeki senden ,
Dön bak , kendi kendine.
Gör sendeki seni..
Soyunmadan dalkavukluğa,
Takılmadan kuyrukçuluğa,
Saplanıp kalmadan eyyamcılığa,
Boğulmadan gölgelerin oyununda ,
Koyul musluğunla ışığın ardına...
Demem işliğinle aka kara
Yürü yolunda, yüreğinin sesini,
Sağduyunla dinlemişliğinde.....
An gelip te seyreylemiş liginde kendini,
Nafileliğinde alemin...
Görebiliyorsan ömründeki ömürleri 
Yürüdüğünde sendeki sana...,
Sevgilerin nur, nur  sana kandil olmuşluğunda
Sen, sendeki cevheri bulabiliyorsan ,
Kendine  içine  dönmüşlüğünde... 
Alemlerin sırrını keşfedebiliyorsan...
Fazilet okyanusuna dalmış lığında... 
Karadaki akı, aktaki çoğu, çoktaki hiçi seçebiliyorsan....
Çilenin Ağu sun da, sevginin şerbetini içebiliyorsan,
Alemin seni seyretmişliğinde..
Sen, sendeki senden geçebiliyorsan...
Nefsin hamurunu, özverinin teknesinde çiğneyebiliyorsan,
Makamlara ,mevkilere, sana sunulan şana şöhrete ,
Kanmadan riyakar gülüşlere..
Dönebiliyorsan sırtını dünya nimetine, kendini bilmişliğinle..!
Olmadığını idrak ederek kefenin cebini....
Giyebiliyorsan melamet hırkasını, 
Doğruluktan ödünsüzlüğünde yürürken menzile,
Düşmüyorsan nefsinin peşine, hakikate yürüyüşte,
Çilede örmüş olsan da ilmek, ilmek ömrünü...
Değmiştir emin ol ki, katlandığın mihnete . 
Bulmuşsundur sonunda sen, seni.....
Bulmuşsundur sonunda sen, seni.....


Mualla YASSIBAŞ
Hildesheim/Almanya
17/07/2010
Saat:23_40








AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...