8 Ocak 2022 Cumartesi


 HAYAT DENEN ……,

Körelmiş ise insani duygular, cüce kalıp, kurumuşsa, içimizdeki sevgi ağacı ..
Zamansız ve beklenmedik yalancı baharlarda, dona kalıyorsa umutlar, düşler, yaşama sevinçleri ..
Yada kıran girip, çorlanıp kurumuşsa, beden ağacımız ….
Erken inivermiş ise ömür akşamımız, tası-tarağı toplamayla yüz yüze isek ….
Apansız gelen hazan da, dökmüş ise, yaprağını, çiçeğini ….
Bereketsizlik de kendinden geçmişse ömür bağımızın, Asmaları, Akasyaları, Çınarları ...
Kurtların sevdiği o boz-bulanık karanlıklar sarmışsa ruhumuzun atlasını, ufuklarını ..
Gözün, gözü görmediği puslu havalarda ….
Netameliklerin kuşatmış lığın da …
Dadanmış sa ömrümüze, bedenimize, karamsarlığın, kötümserliğin çakalları, yarasaları ..
İçimizden , dışımıza taşan nem misali, gam rutubetleri kuşatmışsa, küf, çürüme …..
Dökülmelerle hazinleşiyorsa, yüzümüz- gözümüz, tenimiz ..
Metruk bina eskileri gibi, görünüyorsak, iç kaldırıp, mide bulandırıyor, gönül karartıyor'sak ....
Daha ilk bakışta, illetlerin pençesinde kıvranmaktan ...
Giydiğimizi yakıştıramıyor, yediğimizi gösteremiyor, bir deri-bir kemik kalmışlık da ...
Suratımız, bulutlara belenen ay gibi karalara beleniyor sa …
Albeniden yana fukaralaşıp, bakan-gören gözleri, yoruyor'sak ...
Hasılı, kısacası …..
Yaşam bize zül geldiği kadar ….
Bizde, fiziki ve ruhen başkalarına katlanılmaz hale gelip, onlara adeta, iç karartılar ve kusma hisleri yaşatıyorsak ..
Bir ille sebebi, köklü illeti ve dur-durak bilmeyen, bu tepe taklak gidişin ….
Bahtsızlığın, kısmetsizliğin ve olursuzluğun, mutlaka dişe dokunur nedeni vardır .
Nasıl, suyu kesilmiş değirmenden, un elde edemezsen …. Kendimizden hayat, evren, insanlar ve insanlık adına …
Toplu iğne başı kadar bile olsun, hayra alamet ve güzelliğe, olumluluğa dair emare koyamıyorsak, ortaya ..
Oturup, kafa yorup, sorgulayarak …..
Sebep-sonuç ilişkisi temelinde, nedenini düşünerek ….
Bu illetin çaresini de bulmaya harcamalıyız, emeğimizi, enerji, güç, dinamizm ve çabamızı ..
Nasıl der eskiler ...
‘’ -Yılanı başından ezecek, suyu gözesinden, kökünden
kurutacaksın ‘’ …
İşte o hesap, daha hissetmeye koyulup, sorunlarla yüzleşmeye başlayıp ..
Bizi kapı çevre ve kökümüzü kurutacak halde
saracak dertlerin, afatın emarelerini .....
Baştan kavrayıp, doğru tanı ve analizlerle ....
Felaket geliyorum demeden, felaket gerçekleşmeden giderip, ortadan kaldırmalıyız.
Ateş bacayı, dert bedeni, gam gönlü, karartı ve buhran ruhumuzu sarmadan ..
Yani, bedbahtlık kapıyı çalmadan, testi kırılıp, su dökülmeden ….
İş, içten geçmeden, zaman çok geç olmadan…
İşin ilk halkasından önlemini almalı ve çabamızı göstermeliyiz ...
Yumurta kıçımızın ağzına gelmeden folluk bulup, yumurtanın telef olmamasını sağlayarak ….
Ne mala, nede cana zarar gelmeden gereğini yapmalıyız ki ..
Suçu, günahı, vebali başkalarına atarak, işin içinden sıyrılmaya, yeltenmeye tenezzül etmemeli ….
Kendimize duyduğumuz saygının ve vicdani sorumluluğun gereği, atılması gereken adımları atıp, alınması gereken önlemleri alarak ..
Tipi, kapıya karı getirmeden …
Odun-ocak donanımımızı yapmalı, tedbirlerimizi, önlemimizi ve olması gerekeni yapmaların iç huzurunu duya bilelim..
Dahası, kendimizle barışık olalım …
Dillerimize, gönüllerimize, ömürlerimize hasılı günlük yaşamlarımıza mal olmuş şu güzel söz kalmalı yadımızda daima hayatımıza ve olaylara, kendimize ve sağlığımıza bakarken …
‘’ Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur …! ‘’
Ömür viran, hayat türap, gönüller bozulmuş bağ olur çıkar ..
Bağbanın, değil bağdan ….
Kendinden bile haberi yokluğunda..
Talan olur ömür bağının nimetleri ..
Solar, kendinden geçer ölür gülleri, ötmez olur bülbülleri .!
Bereket özenle, özen dikkatle ve farkındalıkla ..
Farkındalık hayatı sorgulamakla başlar …
Bedenlerimizin emanetçisi ve dünyanın kiracısıyız ..
Unutmadan gerçeği, kaçmamalıyız sorumluluktan ve gerektiğinde, taşın altına elimizi sokmaktan …
Mutluluğu doya, doya yaşamak için gereğini yapıp, sorumluluğumuzu idrak ve fark ederek ..
Önce onu hak etmeliyiz ki ….
Hem tadalım, hem de huzurunu ve sevincini yaşayabilelim hak ettiğimizce …
Bilmeliyiz ki ..
Kendimizle barışıklık ta kendimizi severek başlamalıyız, işe ..
Koyulmalıyız, hayat denen o, uzun ve hengameli yürüyüşe …
Hayat denen o, uzun ve hengameli yürüyüşe …!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya
08/01/2019
Saat ; 19_19

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...