1 Temmuz 2020 Çarşamba

GİDEN, HAYAT ....
GELEN, ÖLÜMDÜR, O AN ....!
'' - DOLDURUR .....
VE …..
SONRA ....
DONDURUR ......! ''
Bir başına lığın, yitikliğin pençesinde kıvranıp dururken ...
Kaplar, sancılar, inceden, inceye, saplanarak …..
Ete-bedene, keskin jiletle dilinircesine, garip ve tarifsiz acı verir ...
Doluya koyunca, almaz ...
Boşa koyunca, dolmaz hallerde …..
Aklının en kuytu, en karanlık köşesinde …….
Akıp, giden yıllar, acılar, mutsuzluk ve umutsuzluk, tartılır, durur ...
Terbiye edilmemiş, yarı kanlı, çok ıslak, en katlanılmaz’ ı da ..
Burnunun direğini kırmacasına, ağır ve insanın içini- dışına çıkartacak kadar, beterinde, beteri hallerde, kötü kokular ...
Çoğalırlar üst, üste ….
Bir yanda, ıslak, sadır lı, ağır kokulu ….
Ölü hayvan derileri ……
Öte yanda, acımasızlığında, mutsuzluk saçan ...
Zorbalığında, yıllar ....
Vefasızlığın da, hayat ve insanlar ....
Düşünce art, arda gözlerinin önüne....
Bir filmden renkli kareler halinde ....
Acısıyla, tatlısıyla, başlar inceden, inceye gözlerinde buğulanmalar, sonra, ıslanmalar …..!
Ve nihayet, dertlerin acısı, doruğa erişip ….
Dayanamaz, çekip, katlanamaz olunca, yüreğinle, gözlerin ....
Seli-suya katmacasına, göz yaşları, hıçkıra, hıçkıra yoğun mu yoğun akan ….
Çok çabalasan da, asla önleyemediğin, önleyemeyeceğin, SALYA-SÜMÜK, yaşların, başlar ...
Titrer yüreğin, çekilir yanaklarından, dudaklarından, kanlar ..
Ölü balık gözleri kesilir, o, an adeta, gözlerin …..
Engelleyemediğin ve bir süre sonra da, engellemekten vaz geçip, teslim olduğun, ıslaklıkla, yaşlar ..
İnceden, inceye üşütmeye başlar, yanaklarını, burun deliklerini ve döşünü-bağrını .!
Sancılar ve sanrıların, dayanılmaz boyutu aşınca, ne sınır kalır, ne seviye ..
Her şey, karışır, gözlerinden ve yüzünden süzülen yaşlarda, birbiri ne ...
İşlevsiz silecekler gibi, duruverir ani bir kasılma refleksiyle, göz pınarların la, yanaklarında biriken yaşlar …
Silemez olduğun, hızına yetişemediğin, burnundan soluk alış-verişin azalıp, duraklayınca, salya-sümük yaşlar, ağzına dolar ..
Acımtırak ve tuzla karışık, gözlerini, ağzını acıtıp-yakan, göz yaşların, biriktikçe, çoğalır ..
O çoğaldıkça, soluksuz kaldığını, boğulacağını hissetmekten, kendini alamazsın ..
Bir an gelir, kopar film ve hayat, inceldiği yerden ...
Olanlar, olur o, an ..
Dondurur, kirpiklerini, çürük mora dönen dudaklarını, buza kesen, üşümeye yüz tutan, solgun, soğuk yanaklarını ……
Çekildikçe kan, dondukça yüzün, boğazın ve aşağılara ağır, ağır indikçe, tüm bedenin, buza keser, buza .....!
O an, beklediğin tek şey, ÖLÜM .......
İhtimal vermediğin ve aklına getiremediğin ise kahkaha, kahkaha çoğalan, gülüşlerin ….
Tam da, bu esnada, bir an ….
Adeta, hemzemin geçitte karşılaşan araçlarla, insanlar gibi, huzursuzluğa yenilerek …
Bekler, bekler ve can sıkıntısının yerini, öfkeyle, küfür alır..
Sinameki tavırlarla, kısa, kesik sözlerle bezeli, kavga halleri sarar duygularla, bedenleri ..
Burnundan soluyor hallerde ya ….
Yazık deseler, ağlayacak haller de …
Yada, değil sinek vızıltısına, soluklara katlanamayacak kadar çık canlılıklar da, Höt, höt kuşu huysuzluğuna bürünerek ….
Dokunsalar parlayıp-patlayarak kavga çıkartmaya hazır-nazır hallerde ….
Fıldır, fıldır bakışlarla, asabi seyrimeler ile, çevreyi süzdüğün
gözlerin, öfke saçarak bakar, etrafına …..!
Adeta, kan kaybından öleceksin ….
Yada Azrail’in elinden, çekip alarak, kurtaracağın hastan varmışcasına ….
Huzursuzlukla, acele edişlerin çoğalır ...
Silinir gözlerinin feri ve iner saf, saf perde, perde kapkara bulutlar, gökten yere,
Bundan payını alan göz kapaklarının, artık aralanamayıp, açılamamış’ lığında …..
Canını acıtmasına ok, ok olmuş kirpiklerin batar, tenine-bedenine .....!
Uyuşma mı, keçeleşme mi, donmamı (?) , Desen de …
Adını koyamayarak, tarif edemediğin o, andan sonra ….
Her ne olursa, olsun, senin için, önemsiz ve fark edilmez olmuşluğun da …
Gözlerinden fer ve ışık, yanaklarından soğumayla, seyrimeler ve keçeleşip, uyuşmalar kendini ele vermecesine artarak, çoğalır ..
Ayak parmaklarında uyuşma ve hissizlik arttıkça, kayar, bastığın toprak, asfalt yada tozlu yollarla, kilim yada halılar .
Tutamaz o, an kimsecikler, seni .
Kayar, kayar, düşüverirsin, sırt üstü ne olduğunu anlamadan.
Son gördüğün, kelebek uçuşları da yiter, açık kalır gözlerin, tam da, bu halde..
Kan gider, ter akar, soluk tükenir, ıslaklık ve beraberinde de, donduran soğukluk ve üşüme başlar ...
Çekilir mil gözlerine, yumulur göz kapakların artık iyiden, iyiye ...
Yenilirsin ve kaldırıp, koyuverir sin kendini, ayaza teslim edersin ...
İşte, hallerinin böylesi Nahoşluk ta …
Giden, hayat, gelen, ölümdür, o, an .!
Giden, hayat, gelen, ölümdür, o, an .!
Ölümdür, o, an..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
01 / 07 / 2020
Immenstaad / Almanya
Saat ; 01_15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...