24 Temmuz 2020 Cuma

KİRPİĞİNE BUZ DÜŞER ...

Gelince sevdiceği aklına, düşünce gurbet acısı, içine, ağınca  gamlar, yaslar,  bulut, bulut  gözlerine ....
Daral gelen ruhuna, tasa, gönlüne gam, yüreğine ateş, kirpiğine buz düşer .....!
Kirpiğine buz düşer ....
Yakınlar, ırak, ıraklar, gurbet ...
Gurbet, ayrılık ve hasret .....
Hasretse, ölümden de beterliklerde, ölüp, ölüp, dirilmektir ....
Ölüp, ölüp, dirilmek ....!
Gurbet, bilinmezlik, gizem, çok kapılı handa, arasta da, yitmek gibidir ...
Gidiş, o gidiş ...
Dönüşsüzlük ...
Dahası, sırra, kadem basmaktır ...
Sırra, kadem basmak ...!
Ne haber var, ne'de, iki satır mektup ...
Gurbet, içte büyüyen ur, çaresiz illet ...
Düşündükçe, dönmemecesine gidenlerini ...
Sıkar acıyla, her biri, ayrı keman çalan, dişlerini ...
İçte büyüyen, yalnızlık ve ölüm korkusu dur, onu yutup, kurda, kuşa yem eden ...
Sevmek, nasıl ve ne kadar nur-nimetse ...
Gurbet ve hasret, en az bu kadar ....
Hatta ve hatta,  bundan da beter, içinde ki yangın da, yanıp kavrulmacasına, ölümcül ve çaresiz  illetir, illet  ...
Duyduğu, duyacağı, ömrüne emanet ve içine işleyen ses, o, son ses .....
Ses, o ses, gidiş, o, gidiş .....
Akıbet, kocaman belirsizlik ve hiçlik ...
Ondandır, ne zaman, sevdiceği aklına düşse ...
Dağlanan yüreğinin, lime, limeliğinde uçan kuştan medet bekler hallere düşmenin çaresizliği
ile, içinde büyüyen, kocaman hiçlik obruklarında ....
Yutulur kalır, ölümle pençeleşerek, dağ gibi, toprak gibi dertlerin altın da ...
Ölüm yakın, gurbet ıraklık, tarifsiz naçarlık, kocaman hiçlik .....
Kim tutar, onun, dizginlerini koparmış,şaha kalkmış acılar atını  ?
Küheylanlar tepişir, her an için de .....
Hele bir'de, hele bir'de .......
Gidipte dönmeyen sevdiceği ve akıbetinin bilinmezliği, düşünce aklına ...
Yele kapılmış yapraklar gibi savrulur ....
Gazele dönen, ömründe ...
O gün, bu gündür gülmeleri unutmuşluğuyla .... 
İç ısıtan sıcacık gülüşlere, sevinçlere hasretliğiyle, döker derdini ağıtlara, uzun havalara, baraklara, hasılı, hasret türkülerine ......!
'' - DEĞMEN BENİM, GAMLI, YASLI GÖNLÜME ''
Türküsünü ne zaman duyup, dinlesene ....
Sökün eder göz yaşları ....
Kirpiğine buz düşer, kirpiğine, buz düşer ... 
Efkar, efkar, acı acı, gam, gam çoğalır  dertleri ve sızı, sızı, ağıt, ağıt dillenir, yüreği ...
Dillenir, yüreği ......
Gelince sevdiceği aklına, düşünce gurbet acısı içine, çökünce gamlar, yaslar,  bulut, bulut  gözlerine ....
Daral gelen ruhuna tasa, gönlüne gam, yüreğine ateş, kirpiğine buz düşer ....
Kirpiğine buz düşer ......! 


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 


Immenstaad / Almanya 


23 / 07 / 2020 



Saat ; 01_15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...