18 Temmuz 2020 Cumartesi

YIRTILIR, ACILAR KASIRGASINDA, RUHUMUN ATLASI ….
NE YAMA, NEDE DİKİŞ TUTAR …!

Yırtılır, acılar kasırgasında, ruhumun atlası …
Ne yama, nede dikiş tutar …
Yarama tuz basar, dağlarım,
Naçarlığında, yarasını yalayarak, bir başına iyi eden sahipsiz köpekler gibiyim ..
Aidiyetini, yerini, yurdunu, yönünü,ufkunu ve kendini yitirmek nasıl bir duygu ve onulmazlıktır ?
Yaşamadıkça hiç bilemeyeceğiniz bir hal ve onulmaz acı, tarifsiz bir dürtüdür.
Su üstünde titreyen ot, çöp, yaprak yada ışıltılı ,ışıltılı çoğalan tarifsiz güneş yansıması ve güzelliğini gölgeleyen ..
Bir bulut karaltısının, suya aksi ve sinişi gibidir, hicranın içinde mutluluğa erişme çabası ..
Nerde başlayıp, ne zaman ve nasıl bitip, kesileceği bilinmeyen bir serüvende sürüklenmektir .
Bir cigara ateşinin etinizi-teninizi yakıvermesi gibi içe işleyen türünden …
Yada bir diken veya cam kırığı batığının ….
İçe işledikçe, daha çok paralayarak …
Vehim saçıp, adeta için, için kanaması gibidir ….
Cebinizdeki son kuruşun, yüreğinizdeki son umut kırıntısın… Beklenmedik an ve şekilde apansız, uçurumdan aşağıya ….
Yada ateşe veya suya düşüp, yok olması gibidir …
İçte büyüyen hiçlik, tükeniş ve yalnızlıklarda yitiş …
Dala, yaprağa, çiçeğe konan börtü-böceğin, kuşun …
Ürkek hallerdeki dansında yaşadığı, duygu durumundan pek farklı olmayan …
Yenik, savunmasız, edilgen hallerde ….
Ne yapıp etseniz,ne denli çabalasanız da ….
Bir türlü, içine girip, oyununa dahil olamadığınız hayata, kıyısından, köşesinden bakarak ….
Akla-karanın anaforunda, ömrü tüketmek …..
Sözcüklerin kifayetsiz kaldığı ve hatta sözün bittiği hal ve durumda olmaktır …
Yitirince umudun pusulasını, sevincin ve mutluluğun haritasını ..
Kös, kös tutsak olup, surat dökmelere hükümlülüklerde ….
Ömür tüketmeye mecbur kalmayı, tarif ve adlandırmak ...
Samanlıkta iğne aramaktan farksız, ve yahut …
Zifiri kör karanlıkta, el yordamıyla yol bulmak gibi, zor ve meşakkatlidir.
Düşmeye görsün, ömrünüz ve gönlünüz, böylesi hallere bir yol ..
Anlarsınız o zaman, bire bir yaşayıp, diyetler ödemişliğinizle ..
Dünyanın kaç bucak olduğunu ve hayatın zorbalığını …
Ömrün, hele ki de mutluluğun bedelinin, neler ve nasılda ağır olduğunu ..
Gözünüzü tavana dikip, düşünürken buluverirsiniz, bir anda kendinizi ..
Bencileyin sizde, mutsuzluğun ve muammaların alaca karanlık kuşağında ..
Titrer dudaklarınız, yüreğiniz, gözünüz seyrir, ıslanıverir kirpik uçlarınız …
Bir yel eser başınızda, saçlarınız arasından yalayıp geçerken hüzün, eskimiş ve yorgun bir ömrün bekçisi insan olup çıkmışlığınızda ….
Yenilgi ve bitaplıkları hissedersiniz, ta iliklerinizde …
Avucunuzdan uçup, giden kuşlar, kelebekler gibi….
Yılların izleri kalır, ıslak, ıslak avuçlarınızda ….
Islak, ıslak avuçlarınızda ..
O an, tıpkı avuçlarım gibi olup, çıkar avuçlarınız, bencileyin …
İşte böyleliklerimde …
Yırtılır acılar kasırgasında, ruhumun atlası …!
Ne yama, nede dikiş tutar …!
Ne yama, nede dikiş tutar …!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Ereğli / Konya

20 / 03 / 2018

Saat ; 21_08

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...