1 Haziran 2015 Pazartesi

SÜRÜYOR HÜZÜNLERİN VALSİ, HALA …

Ömrümün, gözlerimin elemlere belenmişliğinde …

Ben beni bileli, sürüyor hüzünlerin vals’ i hala …

Dur, durak bilmemecesine .

İçtiğim kahır, kustuğum katran karası keder oldu.

El yordamıyla aradığım mutluluk denen o ülke ..

Yitti keder ve gam dağlarının ardı sıra.

Sevinçler çekilip gittiler bir, bir kaf dağının masalsı coğrafyasına.

Ben, bana ırak..

Ben sevgilere,sevinçlere..

Mutluluklara yabancı.

Kesişmedi ömrüm le coşkuların yolu bir gün olsun ..

Evrenim ve yüreğim yurt oldu bitimsiz hicrana.

Gözlerim gam pınarı olup aktıkça..

Zamanlı-zamansız ıslanmalara kesti..

Solup sararmış yanaklarım …

Hep, kırık dökük keder sözcüklerine aralandı..

Titrek ve solgun ömürlere tutsak, kanı çekilmiş dudaklarım !

Ömrümün mizan terazisinin gözleri, düş kırıklarının hüsranıyla dolu .

Yetmedi ömür koşum sevinç ve coşkulara ..

Ya hep geç kaldı, yada hiç eremedi sevinçler panayırına ..

Dağılan şenliklerin, biten eğlencelerin müzmin bekçisi oldum hep …!

Elimde, avucumda hep göz yaşı, hep tutam, tutam hüzünler kaldı !

Korkularım depreştikçe ömrümün coğrafyasında ..

Karabasanlar esir aldıkça ruhumun atlasını ..

Gülücükler çoğaltmaya yelteniş'imde..

Hazan rüzgarları kırdıkça dalımı-budağımı …

Sürüyor hüzünlerin vals’ i …

Ömrümde, ruhumda ve gözlerimde hala

Gözlerim de hala …!


Mualla YASSIBAŞ

Altınoluk/Edremit

06/08/2014

Saat;23_00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  KABRİNİ ARAYAN, MEZAR TAŞLARI GİBİ ….! İnsanların bindiği dalı kesip, yetmedi kendi ayağına kurşun sıkarak .... Haysiyetsizlik yaftasını b...