19 Kasım 2015 Perşembe

AÇILIR KAPILAR, YÜRÜRÜM, GÖNÜL ŞAHIMA !

Açılır kapılar, yürürüm, gönül şahıma ..
Yürürüm aşkla yana, yana çalabıma ...
Sevinin şalına sarılıp, meşkte geçmişliğimle …
Aşk meyinin esrikliğiyle ..
Girerek halden, hale …
Erişerek gönülden, gönül’e, alemlerden, alemlere ….
An gelir, inerim, ummanların fersah, fersah derinine..
An gelir, soyunarak, ruhumu ..
Üryanlığımın, duruluğumun yalınlığıyla..
Saadetin sadelikte olduğuna duyduğum, o sarsılmaz inançla
Arınarak ben, benden..
Çıkarım arşa, bakarım bana ve alemlerin sırrına ..
Gördüğümün ve gerçeğinde yanılsama olacağını unutmamanın uyanıklığıyla ..
Görünende görünmeyeni, bilinende ki bilinmeyeni keşfe koyulmanın …
O, tarifsiz sevinci ve heyecanıyla ..
Renklerin beni sürüp - savurmuşluğu ..
Gönül denen YILKI ATI'mın şaha kalkmışlığıyla ..
Döner dururum, pervaneler misali, sevginin ışıltısında ..
An gelir, arınırım, göz yaşı duruluğunda ..
An gelir, belenirim aşkla sevgiye, sevgiliye türaplıklarla...
Çevirir başımı, bakarım sema’ya ..
Işıl, ışıl kandilleri koynuma ..
Nurani güzelliklerini ruhuma doldurmuşluğumla ..
Dererim zerre, zerre sevginin, sevinin tevazuunun inci mercanını
Sabırda, gönül koruğu mu, üzüm etmecesine ..
Hüzünleri işleyerek ruhumun gergefine ..
Çilehanemin kerevetin de, geçerek kendimden ..
Koyulurum,demden, deme, halde, hale ..
Kah, kor olur …
Yakarım kibrimi, gönül körüğümde.
Kah döverim bedenimi, özümü, nefsimi …
Sabır ve tevazu örsümde …
Geçirerek iğne deliğinden, ruhumu …
Akarım suluğumda, yatağımı bulmacasına ..
Beden ve gönül atlasımın coğrafyasında !
Salınır, çoğalır, savrulur'um, gönül sahramda..
Çöl kumlarının güne, yele aşkıyla …
Edep dibeğin de döverek nefsimi ..
Lime, lime olmuşluğun da ruhumun ..
Soyunur dökünürüm, vicdan aynamın derinliğinde ..
Bir yanımın hazana, öte yanımın bahara kesmişliğinde ..
Maşukuna eren aşık’ın coşkusuyla, geçerek kendimden ..
Açılır, saçılırım, rengarenk sümbül-teber güzelliğinde .
Aşkın donunu giyince özüm …..
Üryan kalan bedenimin göynüyüp, kaynamışlığında ..
Kaynatırım gölümü, harlı sevi kazanında ..
Hayat denen kezzaptan, zemzem suyu yapmanın çabasıyla .
Fısıldadıkça aşk, yar-yaran olup ruhuma ..
Döner başım, çelinir aklım, coşar gönlüm ..
Kandildeki alev misali …
Kah titrer üşür, kah ışıl, ışıl, nar, nar ….
Ebruli renk güzelliklerinin albenisiyle, geçerim kendimden !
An gelir, gam ve tasa düşünce benliğime …
Vururum kendimi kudüme, neye, tengir’e …
Döner, dönenirim raksa koyulmuşluğun zevkiyle ..
Donanır işte o an ruhum, aşkın narı ve harıyla ..
Başlarım yeniden ve bir daha sevginin, sevinin oduyla yanmaya
Atarım kendimi, sevdanın kollarına …
Hayatın kaynağının aşk olduğunun, idrakiyle ..
Dağılır gönül sema'mın kasveti ve karaltısı ..
Gönül şahımın sedasıyla ..
Yükselirim, yeniden aşkla, arşa …
Güneş güzelliğinin beni selamlamışlığıyla ..
Ruhumun, volkan olup patlamışlığında …!
Koyulurum, aşk ile yana, yana yola …
Açılır kapılar, yürürüm, gönül şahıma ….!
Açılır kapılar, yürürüm, gönül şahıma ….!

Erdem YASSIBAŞ

Ereğli / KONYA
19 / 11 / 2015
Saat; 02_31

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...