9 Kasım 2015 Pazartesi

ALLARA BOYANARAK…
ALLARA BOYAYARAK, ZAMANI VE GECEYİ

Çiçek kesilir ,açılır ruhum, gecenin içinde ..
Soyunmuşluğun iç huzuru, arınmışlığın kelebek hafifliğiyle ..
Uykusuzluklar da dökerek içini geceye, geçer kendinden, vecdde …!
Ömrümün bütün yorgunluklarını taşıyıp ..
Bütün kederlerini giyinmişliğinde,
Yıl yorgunu, hayat vurgunu olsa da ..
Ay ışığı düşünce sone, sone pencereye ...
Sarınca melankolinin ve romantizmin o gizemli şalı ..
İnceden inceye dökülüp,saçılır, gelincik yada gül albenilerinde ..
Hele ki, birde rüzgar fısıldayarak yoldaş olmuşsa kendine ..
Değmeyin gitsin, ruhumun keyfine ..
O zaman, nasılda mest olup,esrikleşir..
Ne meye, ne anason kokusuna duymaksızın ihtiyaç ..
Dalar gider, huzurun ummanına...
Su duruluklarının içine işlemişliğiyle ...
Semanın kandilleri ışıttıkça ...
Tüm kokularını yayarak, geceye, odama ve asumana ..,
Tahrikkarlığın doruklarında gezinmenin ihtişamıyla ..
Leylaklar ağlar, misk-i amber hasetlenir, lavanta çekilir kabuğuna ..
Kekik, menekşe,reyhan ve hanımeli uğrayamaz yakınlarına,
Aşık atamamışlığıyla, onunla ...
Salım, salım salınarak gerdan kırar, göz süzer ..
Kar yangınlarına kapılmışlığıyla ...
Uçarılaşır, kelebekler, pervaneler, ateş böcekleri misali raksa koyulur ..
Binerek yılkıatına, dizginlenememişliğin heyecanıyla ..
Vurur kendini, geceye,aya,yıldızlara ve yele...
Ruhum, kozasından çıkan kelebek albenisinde, geçerek kendinden ..
Arınmalara, soyunmalara ve üryanlıklarda uçuşlara koyulmuşluğuyla ..
Bedenimde, özgürlüğün o dayanılmaz hafifliği ..
Bastırılmış duygularının ulu-orta sergen olmuşluğunda..
Uyarak ruhumun aklına ...
Başlar ruhumla sarmaş- dolaş hallerde gecenin koynunda halden ,hale koyulmalara..
Bedenim, ruhum, gece, yıkanırken sone, sone gümüşi ay ışığı duruluğunda ..
Gönlümün avarelikleri de ekleniverince ruhumla, bedenime ..
Çıkarım ben baştan iyiden, iyiye gecenin içinde ….!
Kardelen duruluğunda arzuların, beni sürüp savurmuşluğunda ..
Koyulurum, geçerek kendimden…
Çiçekliğimde, rengarenk güzellikleri sergen ederek, geceye ..
Girerim hem gecenin, hem de ...
Bastırılmış güdülerimle, kışkırtılmış kadınlığımın kanına ..
En müphem arzular, en alengirli, işveli duygular yayılır zerre, zerre geceye ve bedenime ..
Alıp başımı giderim, gecenin içinde..
Çiçek, çiçek, koku, koku, arzu, arzu, ihtiras, ihtiras ..!
Yelin kasırgaya dönüp, arzularımın şaha kalkmışlığında ..
Kadınlığım,çiçekliğim, albenim ve ebruli renklere bürünmüşlüğümle ..
Koyulurum, haz okyanusunun sularına ..
Kar yangınlarının ..
Ve,
Sarı-sıcak alevlerin, beni sarıp-kavurmuşluğunda ..
Yakarım geceyi, zamanı ve şafağın nuruyla aydınlanan sabahı .
Tutuşan bedenimin alevleri sarar odayı ...
Tanyeri kızıllıkları misali dolarak iliklerine dek ,
Al güzelliklere boyayarak, kadınlığımın tüm ihtişamıyla kasıp kavururum ..
Zamanın ömürleri, geceyi, düşleri ve hayatları yutmuşluğunda ..
Yutarım, zevkleri, dertleri, işveleri,meyleri dibine kadar … 
İçmeden sarhoş olmaların o, çakır keyfin doyumsuzluğunda ..
Çiçek açarım, çiçek tüm göz kamaştırıcılığımla ..
Allara boyanarak, allara boyayarak, zamanı ve geceyi ...!
Allara boyanarak, allara boyayarak, zamanı ve geceyi ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli / KONYA
09 / 11 / 2015
Saat; 00_49

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...