16 Kasım 2015 Pazartesi



ISLAKTIR HAYATTA....

GÖZLERİM GİBİ....,

Doğumla başlamışdır hayatın öyküsü...

Tıpkı bir bebeğin dünyaya gözlerini ilk açışı gibidir..

Hayatın ve evrenin öyküsü gizemli,bilinmezliğinde çekici..

Dahası,canlı ömrünü bağrında barındırmışlığında..

Yorgun mu yorgun..

Üstelik,eskiliğinde destansımı destansıdırda..

Dillere dolanmıştır çağların eskiliğince efsanesi..

Anlatıla anlatıla nasıl ulaşmışsa günümüze..

Varoldukca yaşayanı, anlatanı ve dinleyeni..

Sürüp gidecekdirde onun efsanesi, nesiller boyu..

Bir eski pehlivan tefrikası misali..

Sungu'dur bu,istemeden ömürlere sunulan...

Kah yürek yakan, kah gıpta ettiren ömür ve tarih öykülerinde yazılmıştır şifreleri..

Çözmeye kalkanı,yorar mı yorar..



Üstelik, onu çözmelere ömürlerin yetmemişliğinde...

Kalır miraslığıyla onun hikayesi,zaman içinde tükenen ömürlere..!

Bakiliğiyle, faniliği barındırmışlığında bünyesinde...

Çoğu kez sararmış bir fotoğraf eskisinde..

Bir masalda yada gizemli bir söylence de deşilir bağrı anı anı dillenmelerde..!

Dağ-taş,ağaçlar,çiçek,börtü-böcek...

Havanın yağmur yüklü ağır kurşuni bulutluluğun da göğü...

Irmağının,okyanusunun,göze göze pınarlarının,sarı-sıcak alevli volkanlarının dile gelip..

Kusmuşluğunda kendini sığmayan öfkesi, sükunda ki gözyaşlarıyla..



Velhasıl, insanının ömründeki ıslaklığın ona sinmişliğinde....

Islaktır hayatta, tıpkı gözlerim gibi..

Sanır'mısınız kayalar ağlamaz, bağrına vuran yağmurun,karın-boranın,kızgın günün içine işlemişliğinde.

O kusar, kah sessiz sessiz, kah çığlığında sel-su olup ıslağını ortalığa..

Bağrından suların fışkırmışlığında..

Atıyla, yunusuyla, ceylanıyla, kurdu-kuşuyla ağlar cümle canlılar..

Farkında olamamışlığımızda, insan olarak çokça zaman..
Onların acısına, yürek sızısına ve hayvansı'lığında ona sinen duygusallığın da..!

Günlük hayatın ala-turasında bir an ıskalamışlığımızda..

Hayatın ne kadarda ıslanmış'lığını..

Akıtır hayat selini-suyunu, öfkesini, aşkını ıslak ıslak..



İnsan,sözcüklerin yazının gücünü,gizemini keşfedeli beri yazılmıştır onun ömür öyküsü..

Kimisi der, buna alın yazısı..

Kimiside hayat ve kader çizgisi..

Doğarken ağlar insan,çokça...

Büyürken, ıslanan gözlerinde tanışır gözyaşıyla , ömürler..

Acıda dökülür,elemde iner sicim gibi..

Mutluluk' da da ıslatır o yanakları, kah ışıl ışıl, kah pırıl pırıl..

Dert inlettiğinde, aşk söylettiğinde, sevda  efkarlandırdığında..

Zulmün karabasan olup, çökmüşlüğünde, insan ömürlerine..!

Yürek coşup,gönül taştığında da sergen olur gözyaşı durulukları..

Kanda ağlar gözler, yürekler, gönüller, vicdanlar ve ömürler..

Ölümlerde getirir çoğu kez göz yaşını, hüznün acısını dindirememişliğinde yürekler..

Tıpkı, gözlerim misali ıslaktır hayat..

Hayatı yaşamışlığım da nasıl kurumamışsa gözlerim ve yanaklarım..

Acısında,tatlısında tatmışlığımla hayatı renk renk..

Biçim biçim, çeşit çeşit..

Erguvan gülleri misali onun bana , benim hayata sarmaş dolaşlığımda..

Hayatı, gözyaşlarımla ıslatmışlığımla..

Hayatta ıslakdır...

Tıpkı, ömrüm, yanaklarım ve gözlerim gibi..!

Tıpkı, ömrüm, yanaklarım ve gözlerim gibi..!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Hildesheim / Almanya

18 / 12 / 2011

Saat;21_20

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...