8 Ocak 2017 Pazar

GÖZLERİN SIĞINAĞIMDIR, SIĞINAĞIM .....

Sözcükler dizilir, boğazıma ...
Görünmez bir elin, gırtlağımı sıkmışlığında ..
Kan-ter içinde kalmacasına, debelenerek ...
Kurtulmalara çalışırım, bu kaos ve korku sarmalından
Sessizliğin uçurumlarına düşmemek için ..
Pürtelaşlıklarda, can havliyle tutunmaya çalışırım o an
Önüme ne gelir, elim neye ererse ..
Ama, emeklerim, çabalarım boşuna gider, her keresinde ..
Nafile uğraşların ve ağır yenilgilerin bedbahtlığında ..
Kabus çığlıklarıyla bölünüp, darmadağın olan uykularım gibi ...
Un-ufak olurum, yerle yeksanlıklarda ..
Tutmaya çalıştığım dalların, güvendiğim dağların ıraklığında ..
Mecalsiz kalırım, mecalsiz, her keresinde ..
Bu girdaplardan kurtulup, sıyrılmalarda boğuşmaktan .
Dur-durak bilmeksizin..
Düşer, düşer, düşerim ..
Dipsiz uçurumların, o vahşi ve ürküten karanlığına ...
Alabora olan sandallar, depremlerde yıkılan binalar gibi ..
Ne elle tutulur, ne işe yarar bir yanım kalmamacasına
Kulağımda uğultular, içimde fırtınalar patlamışlığında .
Ben yarım-yamalak bile, sayılmamacasına ..
Hatta bir işe yaramamacasına...
Ağır mı ağır hasarlarda, telefliklerde yiterim ..
Taki, gözlerin belirinceye dek ..
Göz, gözü görmemecesine çoğalan, toz- dumanlıklarda ..
Derin bir soluk alırım, her nasıl becermişsem ?
Dudaklarımın, korku dolu seyirmeleri ..
Susuzluğa kesmişlikteki çatlakları, bedenimdeki yara -bereler ..
İçin, için kanamalarım yavaş, yavaşta olsa diner, durur
Gırtlağımda ki el, kulaklarımdaki uğultu, yok olur ..
Adeta, deniz kokularının ferahlığı sarar ...
Kuruyan dilimde-damağımdaki ıslaklık, çoğalır ..
Bir, bir belirir hayat emareleri ...
Alnıma konan el, siler şefkatle ...
Kabusun izleri, tuza kesen terleri ..
Fısıltıya karışan öpücükler, kondukça dudaklarıma ..
Üzerimdeki ölü toprağı sıyrılır adeta ve tüy kadar hafif hissederim ..
O an kendimi ...
Bilirim ki, güvenilir elde, kuytu ve fırtınalardan ırak limandayım ..
Sığınağım gözlerin çoğalır, gözlerimde ..
Bağışlar bana tüm güzellikleri ..
Adeta, ecelle pençeleşmenin tarifsiz kabuslarından kurtarmışlığıyla .
Bir fısıltı çoğalır,
''-Sevgi en iyi, ilaçtır .
Aşk budur, panzehiridir kötülüklerin ve korkunun . '', diyerek ..
En munis ses tonuyla, beni çeker-çıkartır kabus girdaplarından ..
Sığınağım, limanım, hayat tutanağım, gözlerin ..
En bonkör haliyle bağışlar bana ...
Sevmelerin-sevilmelerin, aşkın lütfunu, kerametini, armağanını
İşte ..
Hızırım olur, koşar yelken kürek, şifa, şifa çoğalarak..
Yarama merhem, yüreğime can olur..
Dahası, hayattan bağlarımın kopmasına ramak kalmışlığında..
Bakış, bakış sevgi, sevgi sarar-sarmalar, yetişir imdadıma ..
Can simidim, sığınağım gözlerin ...
O zaman, şu vurgun artığı yorgun ömrümün, en zor anında..
Yine, yeniden ve bir kez daha, anlarım ki ..
Sen ve sevgiyle dolu bakışlarının süslediği gözlerin ..
Varım-yoğum, her şeyim, hayat iksirim..
Bedbahtlığımın, hayata küskünlüğümün ..
Umutsuzluk ve mutsuzluk zehirlenmelerimin panzehiri
Yaşama sevinci bahşeden, birer sevgi pınarıdır ..
Hayatı ve tarifsiz sevinçleri sunan o, ahu bakışlı ..
Canıma, can katan gözlerin sığınağımdır, sığınağım ....!
Canıma, can katan gözlerin sığınağımdır, sığınağım ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk / EDREMİT

04 / 01 / 2015 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...