26 Ocak 2017 Perşembe


ÜÇ KADIN, ÜÇ FOTOĞRAF ..
ÜÇ YİTİK ÖMÜR ÖYKÜSÜ ....!

Ederi üç kuruş olmayan, 
Yandaş boyalı basının, çirkef çamurundan izler taşıyan ....
Paspaye bir bulvar gazetesinin ....
Ölüm, ihanet ve polisiye haberleriyle dolup-taşan ...
Okurken insanları yorup, kasvete boğan, üçüncü sayfasında ...
Üç ayrı kadın fotoğrafı ve altında yer alan, iki-üç satırlık haberde ..
Üç kadının dramından, çileli hayat öyküsünden arda kalan ...
Kaotik ömürlerinden, izleri yansıtan, haberde ..
'' - Kadın, gözünü kırpmadan bebeğini denize attı ....! ''
'' - Evliliklerinin ikinci senesinde, kısır diye, kocası ve kaynanasınca, canice dövülerek öldürülen kadın ''
'' - Çiçek ve mendil satıp, özürlü kocasına ve çocuklarına bakarak ..
Yaşam savaşı veren kadın, çocuğu uğruna hayatını kaybetti ! ''
Başlıklarıyla verilen haberleriyle ,
Birbirinden habersiz ve birbirini tanımasa da, aynı gazetede buluşup ..
Dramatik öykülerinin, hazin sonunu paylaşıyordu ..
Kimisine göre, kör talih, ..
Kimince, kader ..
Kimince, feleğin oyunu ..
Arabeske belenen bu anlayışın ve başlığın egemenliğinde ..
Hükmedilen hayatlarının, ellerinden çalınıp, talan edilmişliğinde ..!
Üç hazin ömür öyküsünde, üç kadın ....
Aynı içler acısı sonu ....
Katledilişin ve katletmenin, telefliğin ....
İçe işleyen, yürek dağlayan, kahreden acısını içiyordu ...!
Kim bilir, ne umutları, nasıl da renkli düşleri vardı ?
Kim bilir ve kim derdi ki, üçü de, ziyan ömürlerde ?
Kayıp hayatlarda, kurbanlıkları tadıp, ölümü içerek ..
Yer aldılar, adli haberliklerde, bir gazetenin, elemler akan sayfasında ...!
Haberin ilkinde, çocuğunu denize atıp, katleden kadından bahsediyordu ..
İkincisinde, sırf çocuksuz kadınlığın, kısır kadınlığın, yürek yakan acısı ..
Bir diğerinde , yani üçüncüsünde de .....
Hayat-memat ve ekmek kavgasında, yitip-telef olan ömrüyle ..
Bir başka kadın hayatından, alaca karanlık haberler, yer alıyordu ..
Üç ayrı fotoğrafta, üç kadın ömrünün hebalığından, izler yansıyordu ...
Yazdığına göre, gazete de ..
''- Çekti derin, derin son birnefes, telaş ve panikle esrarlı cigarasından ..
Cesaret ve sözüm ona güç toplamak bahanesiyle, çaresizliklerde çırpınarak ...
Titreyen dudaklarıyla ...
Boğazına düğümlenen kesik, kesik hıçkırıklarıyla ..
Solgun yanaklardan akan, göz yaşlarıyla ıslanan ....
Adeta, üzerinden dökülen giysileriyle...
Suyun,havanın , martıların ve toprağın tanıklığında ...
Aldı bebeği eline, durdu, birden bire..
Çevirdi boz-bulanık, allak-bullak olmuş bakışlarını ....
Bebeğini yutmaya hazırlanan, kirli suları azgınca savrulan, hırçın denize !
Sonra, yumdu gözlerini, sıkıca ve öfkeyle ..
Savurdu, çırpınan bebeği denize ..!
Dalgalar yutmadan o, minicik bedeni, derinliklerine ..
Son bir kez sallandı, minicik bebeğin, olanlardan habersiz, biçare bedeni ..
Hayat adına, buydu tüm ve son gördüğü, göreceği ..
Bilmeden başına gelenleri, içti ölümü, bebecik ..
İçti ölümü, bebecik ..!
Günahlarda koyarak kadını, masum ve günahsızlığıyla ..!
Hatta, kurban ve mağdurluğuyla ...!
Ve, yutarken duyarsızlıkla, azgın ve cana susamış dalgalar,
Savunmasız, bebeyi .......!
Duyarlılıklarını yitiren, kadın ....
Kaybettiği kendini, unuttuğu analığını da, alarak yanına ......
Yüklendi caniliğin yükünü , acısını, utancını ...
Görünmeyen, ağır mı ağır yüklüğünde, omzuna ...
Takarak ...
'' - Evlat katili '' Yaftasını boynuna ,
Sürerek caniliğin yağlı kara kirini, alnına ...
Döndü sırtını denize, ölen bebeğe, hayata ve kendi gerçeğine ..!
Kaçarak, ayrıldı kıyıdan, ömrüne kalan ebedi sancı ve korkularıyla ..
Koyarak ardında, korkmalardan bile bihaber ...
Ölü bebek bedenini, azgın dalgaların kıyıya vurmuşluğunda ...
Kaçtığı karanlığın, koştuğu azap ve korkuların ..
Onu, kapı-çevre kuşatmışlığında ..!
Aynı gök kubbenin kuşattığı, aynı kenti paylaşan, bir başka kadın ömrü ..
Olan-biten ve yaşananların, farkında olmamışlığında ..
Kendi, acı öyküsünün azabını, utancını ...
Hak etmediği, ağır mı ağır, tahammülü zor, gerçeğini ve ceremesini ..
Lime, lime olan ömür öyküsünde, an be an iliklerine dek yaşamışlığıyla ...
Sırf, çocuğu olmuyor, bereketsiz, doğurgan değil, diye..
Damgalanarak, kısırlıkla ve lanetlenerek, nefret ve sevgisizlikle ...!
Öbür kadınca, denize atılan çocuğu, veremediği suçlamasıyla ..
Şiddete, nefrete ve işkenceye maruz kalarak, günlerce, hatta ömrünce ..
Dayaklar yiyor, ezalar görüyordu ..
Kaynanasıyla, kocası olacak aciz gavattan, dur- durak bilmemecesine ..
Üstelik iliğine, canına tak edip, onu hayattan bezdirmişliğiyle ..
Bir yanda, ana olamadığından ..
Bir diğer yanda, anasının nefretinden ölen canların, çoğalan katmerlenen acısında ..
Hayatlar sönüyordu, hayatlar, aynı anda gazetede yer almacasına ..
Bir paspaye gazete sayfasına haber olmuşlukla ..
Sırf, ana olamadığı, doğuramadığı için ...
Dışlanıp, horlanıp ..
İnsanlığın yüz karalığında ve utancın da ..
Katledilerek, ölümü içiyordu, ölümü, azaplarda ..!
Şiddete ve nefrete, kurbanlıkla ....
Dayakların kifayetsizliğinde, ölümü tadarak, kopartılıyordu hayattan ..
Hakaretin, küfrün, şiddetin ....
Sudan ucuzluklar da, bini, bir paralıklarda, havada uçuşmuşluğunda !
Üstelik, aynı kente ...
Hemen, üç sokak ilerde yaşanan ....
Bir diğer hazin ömür öyküsü de, yer almıştı, aynı gazetede ..
Eciş-bücüş harfler ve rengi solmuş, resimle ..
Buna göreyse ..
Köşe başında, ömrü gibi solmuş çiçeklerin arasında kala kalmış, bir kadın ..
Bir yandan, umut ve medet dileniyor ..
Bir yandan, gül ve ömür eskisi ve kire belenmiş mendiller satıp ..
Göz yaşlarının sel-suluğunda ..
Öfkeyle, lanetlerden tutunda ..
Yaradanına, şükürlere uzanan, deli- bozuk sözcükler, savuruyordu ..
Kıçını üşüten beton soğuğunda ve içe işleyen ayazın, donduruculuğunda !
Kadın, bacakları kesik kocasıyla, yok-yoksulluğun acısında kavrulan ..
Yetimlerden de beter hallerde ömür tüketip,acılar çoğaltan, çocuklarına ..
Ekmek parası, geçim nafakası götürebilmek için ...
Soluyarak kendini boğan, ağır, ağır zehir kusan ..
Ekzoz gazlarıyla dolan, havayı ...
Dururken ..
Kah, acıyan ...
Kah, nefret ve hatta alay dolu, küçümseyen bakışların, altında ..!
Kahrederek kendi kendine , yazarken ömür öyküsünü betona, sessizce ..
Elinden fırlayan, bebesini kurtarmanın can havliyle..
Fırlayıverince apansız ve şuursuzca kaldırımdan, sokağa ..
Altında kaldığı taksice ona ölümün sunulmuşluğunda ..
Ödül mü ?
Ceza mı ?
Anlaşılmazlığının ortasında, canını teslim ediveriyordu, oracıkta ..
Yazdığına göre gazete de, sahip çıkanı bile olmamıştı, cesedine ...!
Bir gazetede, üç fotoğraf ...
Üç fotoğrafta, yitik ömür hikayesinin kaynağı, üç kadının ölüm haberi ..
Sırıtıyordu, arsız, arsız ...
Ölümün, soğuk yüzünü göstermişliğiyle ..
Kusarken elemleri satırlarıyla o , gazete sayfasına ..!
Ortak paydaları ..
Hepsi, hayatın ve kendi acılarının ..
Ömür denen, çilelerin demlenmişliğinde, süzülüyordu, hayatın imbiğinde..
Her birinin, kendi yakıcı gerçeğiyle ..
Üç ayrı ve birbirinden habersiz kadın ..
Üç ayrı çileli hayat ..
Üç ayrı dram işleniyordu yan, yana bir gazetenin, üçüncü sayfasında !
Yaşıyor ve yanıyorlardı, aynı gök kubbenin altında ..
Sayfalarda yiten öykülerden, acıların fışkırmışlığında ..!
Fotoğraflardan kalan, yitik ve ölü bakışlarla ..
Değil hafızalara işlemek, anında silinip gitmecesine ..
Hatta, okuyan çoğunun, ilgisini bile çekmemecesine ..
Üç kadın öyküsünden saçılan, düş kırıklıklarının ..
Kente, caddelere ve gazete sayfasına dağılmışlığın da ..
Üç kadın bakıyorlardı yan yana, olmadıkları hayata ..
Sığamadıkları dünyada, sığıvermişlikleriyle bir habere ...
Neler, neler anlatıyorlardı, kimseler bilmeden, fotoğraf sessizliğinde ...!
Artlarında kalan, ömür acılarıyla
Paspaye bir bulvar gazetesinin, üçüncü sayfasında ....!
Üç fotoğraf, üç kadın, üç haber ..
Üç yitik ömür haberi, sıcaklığında ...
Ömürlerinin, un-ufaklığın da, yerle yeksanlığında ...!
Dizilerek, yan yana !
Üç kadın, üç fotoğraf , üç yitik ömür öyküsü ..!
Üç kadın, üç fotoğraf , üç yitik ömür öyküsü ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

26 / 01 / 2017

Saat ; 18_26

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...