19 Ocak 2017 Perşembe


KUM TANESİ ....
Aitsizliklerde savrulan .....
Kaynağını, yatağını, yurdunu ..
Bilinmezliklerde hasret çoğaltarak ....
Kopup geldiği yerleri arayan, kum tanesi gibiyim ...!
Arzda, yitik ....
Çölümden kopmuş, denizimden ayrı düşmüşlüklerde ....
Hangi ellerden ve zamanlardan kopup geldiğimi, bilmeden ...
Kah, yel önünde ..
Kah, sürüklendiğim sel sularında yada azgın dalgalarda ...
Dahası, kim bilir belkide ...
Duygulara yelken açmışlıklarda ...
İçe işleyen, tatlı esintilerle dolu, meltemlerle ...
Ya da, insan eli ve marifetiyle ..
Zaman, zaman farkındasızlıkların girdabında, yutularak ..
Oradan, oraya yuvarlanıyorum ...
Semadaki yıldız kaymalarını kıskandıran, savruluşlarla ..
Ölümleri içip, bilinmezliklere yelken açıyorum ..
Kimi an, girdiğim kum saati haznesinde ...
Camında, özünün ben olduğunu bilmeden, un-ufaklıklarda ..
Zerre-zerre, ağıyorum ..
Devrilip-doğruldukça kum saati zamanın ve birinin ellerinde ...
Akıyor, akıyorum, cama tutsaklığın muammalı gel-gitlerinde ...
Çölüm ol, denizim ol, olmadı içinde ağdığım kum saatim, bedenim ol ..
Olda, ne olursan ol, sahibim ol ..
Aitliğim, sana olsun ..
Dolayım avucuna, göz bebeklerine ...
Gözlerinle, ıssız ufuklara bakayım ..!
Anılarla yıkanmış göz bebeklerinde, saf unutuluşu, hiçliği ..
Hiçliklerde çoğalışı içeyim ..!
Başıboş nakaratlara, ipini kırmış ...
Ucu-başı birbirine karışmış ...
Başı sonu olmayan, duygu seli dizelerde ....
En melankolik ve sevdalı renklere belenmişliklerinde ...
Şiir, şiir yığ beni, dilinde, dudağında, ruhunda ..
Yüreğinden taşıp, dilinde söylenen, sözcük seli olayım !
Efkara bürünmüşlükle, derinden derine, çektiğin oflar ..
Cigaranı savurduğun dumanlar da nefesin, yelin sürüp-savursun beni ..
Aşırmacasına, dağ - tepe, yutmacasına dalga, dalga ..!
Çek beni içine, med - cezirlerin de ...
Islat, tepeden, tırnağa ...
İçime işlemecesine .. !
Kah gülücüklerin ...
Kah göz yaşların, düşsün üstüme ...
Islağında doyayım. sana ...!
Uykun , düşün, baktığın yıldızlar ve çoğalttığın özlemler ..
Dalıp, dalıp gittiğin düşler ve kapıldığın devr-i alemler olmacasına ..
Gözlerine dolup, işleyeyim ta kirpik uçlarından...
En derinlerine dek , perde, perde ...!
Sahranın kumluğunda serabın, okyanusunda yakamozun olmacasına ..
Et - tırnak olayım seninle ..
Sende, sen olayım ..!
Parmak aralarından tutta, daha da derinlerine ..
Hatta, en müphem yerlerine işleyeyim sırdaşın, acın-cefan, çilen ..
Mutsuzluğun, sancın, sevincin, neşen, coşkun olmacasına ..
Kaşındıkça eline gelip, sende tükenip,sende çoğalayım ..!
Rüzgarlarla savruldukça...
Sana belenip, ağzına, burnuna, genzine dolayım..
Beni, solu...!
Teneffüslerinde iyiden iyiye yer bulayım, teninde, bedeninde ....
Ve, hatta...
Taa içinde, ciğerlerinin benle dolmacasına ...
Hücre, hücre derinlemecesine sana ağdıkça..
İçin - dışın ve dişlerinde çoğalan gıcırtıların ben olayım ...
Zülüflerine ben sarınayım, motif, motif işleyeyim örgülerine ..
Avuçlarına al öğüt beni, üfür yele - kuza karşı, savur beni ..
Ayalarına, parmaklarına kına yerine, ben yazılıp dokunayım ...
Başın üsteliklerde, ben işleyeyim, her yerine ..
Tünek tutmasın seni, benden başkası ..
Yapış, yapış olup, sevda kervanlarına, çöl ..
Ayaklarına türap, bastığın yerlere, sergen olayım ..!
Çiğnesin ayakların, döşümü, bağrımı ..
Özüme işlemecesine, sevdan ..
Kum tanesi albenisinde, ömrüne girenliğimle ...
Sana, kara sevdalı vurgunluklarda ...
Canına can, uğruna helak olayım ..!
Yutayım seni öpmecesine ...
Sevdanın ateşiyle ayaklarını ..
Çöl kumu sıcaklığımla, yakanın ..
Ayazlarda, yaran olup açan, kan gülü güzelliğin, olayım ..
Açan gonca ömrüne adanan, sevda bülbülüne, vatan ..
Çölüne, denizine yoldaşlıklarda ...
Ölümsüz sevdanla ıslanıp, ıslanıp kuruyan, kumun olayım ..
Tut ateşine, yak beni ..!
Alev alev, yanmışlığımda camın, canın olayım ...
Kumluğumda var ettiğim, sevda masalında ...
İster, sevda çöllerindeki Leylalığın da, Mecnun'un
İster Lambandaki Alaaddin ...
İstersen ...
Uğruna feda ettiğim, bu kum tanesi ömrümle ...
Ömrüne, ömür adamışlığımla ..
Ömrümde, ömür, ömür çoğaldığın, ömrünü çoğalttığım ..
Efsanevi kara sevda da ...
Seni çarpıp, aklını başından alıp, divane kılan, cinin olayım !
Yetmiyorsa...
Sen, serveti ve güzelliği, gözler kamaştırıp..
Dillere destan olan, Saba Melikesi, Belkis ..
Ben,
Uğruna değil tacı, tahtı, serveti...
Peygamberliği tepen, Muhteşem Süleyman'ın olayım,
Muhteşem Süleymanın olayım ...
Olmadı, kölen olayım, kölen !
Olmadı, kölen olayım, kölen !
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
19 / 01 / 2017
Saat;00_24

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...