Aşk yağınca başlarına, meşke boyanan ömürleriyle ....
Coşkuyla geçince kendinden, dillendi ruhları ...
Duyumsamışlığın durgunluğuyla ...
Derinden, derine ....
'' - Haydi, bir taksim yapalım . '', Dediler ....
Bayram çocukları misali sevince bürünmüşlükle .....
Sözcüklerin, dudaklarından, fısıltılarla dökülüp ....
Geceye ve asumana ...
Ummanların aşk gelip,sazların yellerle salım salım salınıp ...
Semaha durmuşluğunda ..
Taksimlerin ruha nakşolmuşluğuyla kendilerinden geçmişlikle ..!
Kimileri, iştahla ve coşkuyla vurdular kendilerini, yollara ..
Zamanın ve mucizelerin onlara kucak açmışlığıyla ..
Kimiyse ....
Keman, ney, kanun ve tambur sesleri ..
Ezgilerin tınılarıyla , geçtiler taksimlerle kendilerinden ..
Kimisi Taksimi ,İstanbulun semti görüp ,ömürlerine bezemişlikleriyle ..
Kimisi ise, müziğin insanları sarıp, sarmalayan güzelliği ve mucizesiyle ...
Esrikliklerin ve gönül hoşluklarının hayatları süslemişliğiyle ...!
Taksim, kimine göre çağların ve kültürlerin harmanıyla ..
Sarılıp,sarmalanmışlığında
Asırlardır Yedi tepeli kentin bağrında ve orta yerinde ..
Salına, salına arz-ı endam etmişliğiyle tarih kokan bir kent güzelliğidir !
O, Taksimle ...
Ömürlerini yollara ...
Duygularını, tele, nefese, Tar'a, Kudüm'e, Zil'e ve Şal'a, Raks'a, vurmaktı .
Usülünce, geçerek kendilerinden aşk-ı meşkle ....
Taksim, kime ne ifade ediyor ve kendilerince ne yaşatıp ..
Nasıl sarıp-sarmalıyorsa ...
Öylece duyduklarınce ve duygularınca ...
Duyup, anlayıp, bilip-becerdiklerince ...
Kendilerince İcra-i sanat eylediler ...!
İcra-i sanat eylediler ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
10 / 01 / 2017
Saat;03_20
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder