18 Ekim 2021 Pazartesi


 EVLADIR, EVLA .......

Değil, gitmemen adına, seni iknaya çalışarak, gerek dil atıp-damak tutmalarım, gerekse sadece kırk dereden değil, susuz dereden su getirmece'sine çabalarımın, para etmemişliğinde .... Tıpkı, daldaki çiçeğin yahutta meyvenin kaşla-göz arasına sığıveren, anlık zaman dilimine sığıveren düşüşleri gibi, bildiğini yapıp ........ '' - Dediğim, dedik, çaldığım düdük ...! '' Hallerinde, burnundan kıl aldırmadan, dahası ...... Ardına bakmadan, çekip gidi verişlerin, kahretmek le kalmıyor, eksiltiyor beni, sevdiceğim, eksiltiyor ......! Kendimi hükümsüz, kifayetsiz ve zedelenip, eksilmiş hissetmelerin efkarını, kederini ... Ne anason kokusu, ne göz yaşı ve hıçkırıklar ..... Nede, ağız dolusu savurduğum küfürler hafifletip, bastırabiliyor .....! Değil ki, unutmamın mümkün olmamış'lığın da, bilsen kaç kere yakıyorum kendimi, köşe-bucağa sinen göz izlerin le-kokunu, izmarit, izmarit ...... Hınçla basıp, ezmecesine biçare sigara filtrelerinin cılkını çıkartmaca'sına ..... Efkarımı ateşe, küle, yele vurmalar'dayken, kül tablaları duman altı olup, boğuluyor ... Avunup-sığınacak tek limanın, coğrafyamın sen olmuşluğun da, beni kendinden ve bu olanaktan mahrum edişlerin, içime işliyor ......! İçerleme, içerleme, gama-kedere abonelikler'imin sonunda ,Verem illetini de aşıp, aklımın fabrika ayarları bozulmaya başlayalı ... Sanatoryumlar kesmiyor, tımarhaneler gına gelir hallerde, bana kol açmaktan, bıkkınlık ve usançla, boyalarını döküyor ... Yokluğunun eksikliğini giderecek, yahutta ağu'mu alıp, acımı hafifletecek çözüm yollarındaki hengameli ve keyifsiz Seyr-ü Seferlerde, tekerimin taşa dayanmışlığın da dama diyor ve her anlamda iflası mı, yenilgiyle, tükenişi mi ilan ediyorum .....! Eskiden, içki içmemi '' - Kedinin sirke içişi gibi '' Diyerek, tanımlarken şimdi, tiryaki yahutta alkolik tanımı kifayetsiz geliyor ..... Küfelik demek bir nebze yakın kendimi tanımlamalara .... Süngerle, fillerle, vantuzlarla yarışa durur olduğumu bil, var ötesini, sen düşün, sen .....! Gittiğinde bende kalanlığınla, kayboluyorum hiçin, hiçi hallerimle ..... Saksıdaki çiçekler bile, halime acıma da, boyun büke, büke her biri BOYNU EĞRİ MUHTEREM AMCA kesilip-çıkarak ..... Dünyaya onun gibi, yandan çarklı hallerde, bakar oldular .....! Gel, bari onların yüzü suyu hürmetine yada sırf onları yandan çarklı bakmaktan kurtarmak için, vaz geç şu ünsüz-sessiz, selamsız-sabahsız çekip gitmelerden ...... Korkarım, gide-gele sende-bende, ilişkimizde yalama olup çıktı, ne burç para ediyor, ne sekman, yahutta bir yerlere dolamalar, dolanmalar ... Korkarım ki sonunda, gün gelecek, an o, an olacak .... Sen, ardında bıraktığın beni, bende yitirdiğim aklımla, beni bulamayacağım ... İşte korkarım o an yarından da yakın, ufukta belirdi-beliriyor halleriyle, işaret fişekleri atmaya durmuş hallerde ... Aman ha dikkat ..... Maazallah, olan aklımla, içimdeki gariban çocuğa olacak ... O gün, kime poz yapıp, hava atarak, basıp ta gideceksin, bilmem ki ? Sen, bilirsin ...... En iyisi mi, gel, sen bir düşün ....... Demedi, deme ...... Bilesin ...... Bu gün düşünmen, yarın ki, yelkenleri suya indir'işinden evladır, evla ... EVLADIR, EVLA ....... Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 18 / 10 / 2021 - Pazartesi Saat ; 17_05

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...