10 Ekim 2021 Pazar


 ŞİİR ;

Vicdan denen aynayla, hakkaniyet ve adalet kantarını, doğru, adil, gerektiği gibi, hele, helede GERÇEĞİN,HAYSİYETİN, ONURUN IŞIĞINDA kullanmanın yollarını bulmana kapı aralar ..... LAKİN, NE ADALET DAĞITIR, NEDE ŞİFA ...... Çünkü ; NE HAKİMDİR, NEDE TABİP ....... Onlara yürümen de yoldaşın olur, sen isteyip, izin verdikçe ...... Dahası, bilinçle, sağ duyuyla, yürek sesini dinlemeyi becererek, farkındalıkla, hayatı sorgulayan lığı yeğler sen .... Ötesi mi ? Ötesi, Şiirin değil, senin işin ve görevin, dahası olmazsa, olmaz ötelenemez, yadsınamaz sorumluluğun dur, sorumluluğun ..... << - Şiir gibi dünya ve hayat, diyenlerden'sen, dileyenlerden'sen . >> ŞİİRLE YOLDAŞLIĞI KAVİLEŞTİREN OLMAYA ÖZEN, BU YARARINA VE KARINA OLUR ...... GENELDE SANAT, ÖZELDE DE ŞİİR, yüreğe şifa, akla sığınak, sağ duyuya konak .... Gönüllere, ışık .... Cümle ömürlere, İSTİSNASIZ CAN SUYUDUR, CAN SUYU ........! '' Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ '' DÜŞMEYE GÖR, SEVDA DENEN ÇETREFİLLİ DERTLERE .... VERDİRİR BAĞRINI, YÜZÜNÜ, DÖNDÜRÜR YÖNÜNÜ YELLERE .... ADINI ÇIKARTIR, DİVANE İLE, DELİYE ..... '' - KESİLİRSİN .... KAH, SEYYAH ..... KAH, PERVANE .... TÜKETİRSİN ÖMRÜNÜ, DÖNE, DÖNE ...... TÜKETİRSİN ÖMRÜNÜ, DÖNE, DÖNE ...... GÖRÜRSÜN GERÇEĞİNİ, HAYATIN ve GERÇEĞİN AYNASINDA .....! '' Düşmeye gör, sevda denen, gayya kuyusundan da derin ve karanlık, beter, üstelikte, çetrefilli dertlere ...... Adını çıkartır, divaneye, deliye ...... Döndürür, Pervaneye, rüzgar gülüne, olmadı, Topaca .... Efkar sardıkça, her yanından bedeninle, gönlünü ..... Diz çöktürür önünde, gösterir, dünyanın kaç bucak olduğunu,verdirir bağrını, döndürür, yüzünü, yönünü, yellere ...... Sığdırmaz seni, ne göklere, ne yerlere ...... Çevirir çarkı feleğinde, döker kalıptan, kalıba, sokar halden, hale, şekilden, şekle ...... Kah, çeker dara, sallandırır, mutsuzluğun darağacında .... Çürütür ömrünü, umutsuzluğun örümcek ağında ...... Kah, bandırır seni, sevginin, aşkın, hazzın mey'ine-şerbetine ..... Kah, daldırır buhranın, hüznün ummanına .... Yutar, bunalımların girdabında, karıştırır, geceni-gündüzüne, akını-karana ..... '' - Yetmedi ... '' Dersen ...... Der, sana .... << - Çilelerden, çile, ezalar dan, cefalar dan, çeşit, çeşit, eza- cefa ..... Göçlerden, göç beğen ....! '' Esince kafası, atınca asfalyaları, tutar, kulağından, kolundan- kanadından, atar kurtlar sofrasına ........ ATAR, KURTLAR SOFRASINA ........! Ham'lığının gitmecesine, yakar, pişirir, erdirir seni, kor alevlerin ortasında kalmaca'sına, muradına ... Sen ..... '' - Azım'sar, yetmedi, daha ver ....! '' Dedikçe ... Havale etmişliği ile seni, kaderine, kahpe feleği ile, meleğine ......... Kırk satırla, kırk katır arasındaki hallerde ....... Hallerden, hallere koyar- şekilden, burnunun olmadığı deliğe yere, gövdeni sokar ..... Susuz-soluksuz koyup, nedamet getirmecesine, tavla, tavla Şahbaz atlardan indirip, kuyruğu, güdük, palansız, dahası nal'sız eşeğe bindirip, sürüm, sürüm süründürmecesine ... Külünü, göğe savurur, kah, Fizan'a, kah kutuplara, oralarda kesmezse, Kaf dağının ardına ....... Oralarda kesmezse, Kaf dağının ardına hatta, hatta esfelesine bile, yollar ...... ESFELESİNE BİLE, YOLLAR .......! Nasibin de varsa, kerevetine, mürüvvetine ermeler .... Mutluluk denen baldan bir parmak sürerek ağzına, diline, girer kanına, kandırıp, iyiden, iyiye avucuna almışlığın da ... Oynatır seni hem dandinin de, hem de, parmağında .... OYNATIR SENİ ..... HEM DANDİNİN DE, HEM DE PARMAĞINDA .... OLMADI, TUTMADI MIYDI GÖZÜ, SARMADI MIYDI HUYUN-SUYUN ....... Suya götürüp, susuz getirir, yalatır avucunu, verir, alasından dersini, sana ... VERİR, ALASINDAN DERSİNİ, SANA ....! Hasılı ..... Yaşatır sana, pişmiş tavuğun başına gelmeyenlerin, başına gelmecesine, kısmet mi sayarsın, eziyet mi ? Orasını bilse, bilse, kendinin bilmişliğinde .... An gelir, bin pişman eder dünyaya geldiğine .... An gelir, kendini Muhteşem Süleyman sanıp, sayarak ..... Albenili, şaşalı hayatın debdebesinde, geçirir seni, kendinden ..... Zevk sarhoşluğunda, döndürür başını, kamaştırır, gözlerini, keser ayağını, yerden ... Kanatsız Melekle, Kelebek olmalara öykünür, tez alırsın, boyunun ölçüsünü ..... Böyleliğin de, hele birde, olursan nefsinin kölesi, dağları-taşları, dünyaları, alemleri yaratan ilah sanır sın, İlahtan da Ulu görürsün, kendini .....! Kibrin ve mağmurlanma atına tez biner, tez inersin ..... Dev aynalarına sığmayan, görünüp-bulunmayan yitik cüce olur-çıkarsın, YİTİK CÜCE .....! Anlayamadan daha neler olduğunu, ya burnunun yada kıçının üstüne düşersin ....! Hal görüp, hallerine şükretmeyi de ....... KİBRİN KÜHEYLANI olup, ŞAHA KALKIP, ÜSKÜDAR'I ELDEN ÖNCE GEÇMEYİ DE, tez öğrenip, becerir, hünerlerini sergilersin ......! Yolların ve hallerin çokluğunda, ömrün kıtlığında, tüketirsin zamanı, iki kapılı han denen şu SİDİKLİ DÜNYADAKİ konukluğun la, kiracılığın da .... Sürer böylelikle, senin, ömür denen, devri alem .... Senin, ömür denen, DEVRİ ALEM .....! Hasılı, verince seni yellere, görürsün Hanya yı, Konya'yı, hele ki de akıbetini ....... Dönmüşlüğün de, rüzgar gülüne ...... Kesilirsin .... Kah, seyyah ........ Kah, pervane ..... Nicelerine göre, << - Kıtlığında, aklının >> ..... Kah, gerçekten olursun, kah, sayılırsın, Divane, Deli ..... Tüketirsin, ömrünü, döne, döne ..... KESİLİRSİN .... KAH, SEYYAH ..... KAH, PERVANE .... TÜKETİRSİN ÖMRÜNÜ, DÖNE, DÖNE ...... Görürsün gerçeğini, hayatın ve gerçeğin aynasında ..... GÖRÜRSÜN GERÇEĞİNİ, HAYATIN ve GERÇEĞİN AYNASINDA .....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 10 / 10 / 2021 - Pazar Saat ; 18_00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...