23 Şubat 2022 Çarşamba


 GÜNEŞİ ÖPEN, KADIN ……..




Genç ressam, hummalı çalışmaya dalmış halde unuttu, unutacak durumlarda çalışırken ….

Uykudan uyanmış gibi irkilerek, silkelendi,  attı elindeki paleti-fırçayı atölyesindeki, boya küpü olup çıkan masaya …….

Alelacele hazırlandı ve dudaklarına emzik gibi yapışan sigarayı sinirli hareketlerle söndürerek kaptı askıdaki çantayı, fırladı atölyeden, dışarı ….

Ziyaret bitmesine dakikalar kala, soluk soluğa girdi ömrünün son günlerini yaşayan, Kanser denen illetin pençesinde kıvranan nice yıllık arkadaşının odasına ….

Zamanın hızla akan lığında, adeta sadece illete değil zamana karşıda yarışan arkadaşına yaklaşıp, okşadı yanağını ve ilişti yanına …

Beraberinde getirdiği kitabı yavaşça koydu, gri renkli etajerin üstüne, göz ucuyla ve yürek sızısıyla süzdü kardeşten de öte sevdiği arkadaşını göz ucuyla ve hızlıca bakış fırlattı ….

Adeta, bakışlarına yakalanmamak için telaşlı ve ürkek hallerde …

Bu arada, seslendi yatağa ve daha çokta karışık renkli kablolarla, şeffaf hortumlarla yatağa mıhlanan arkadaşı ….

Konuşmaya mecalinin kıtlığı ve solan rengini tamamlayan yarı duyulup-yarı duyulmayan kısık, yitik, titrek sesiyle ….

‘’ – Biliyor musun ? ‘’

<< - Neyi ?>>

‘’ - Olanaksız , hele ki, şu halimle tamamen us dışı, ama hep, güneşi öpen olmak isterdim, şimdi güneşe hasret tüketiyorum ömrümü …….! ‘’

<< - Buna üzülme ve dert etme, canını sıkma, bu sadece sana has olanaksızlık değil, tüm insanla için geçerli ….

Ama hissettiğince öpen'sin sen zaten güneşi  >>

‘’ - Çok hoşsun ve yürek ferahlatmayı bilensin, iyi ki varsın ve canımsın, dünyamda ve ömrümdesin ‘’

<< - Sende öyle, bu duyguların, düşüncelerin karşılıksız yada tek yanlı değil .>>

Bu eksende kısa soluklu sohbetle bir süre daha süren ve gittikçe zorlaşan ziyaret,  hastane kurallarının imdatlarına yetişmesiyle tam zamanında ve yerinde, kıvamında noktalanmıştı ….

Her iki arkadaşta, sevginin kanatları altında olsalar da, odanın kasvetini silmeye ve ağır havasının çekilmezliğini yok etmeye yetmiyordu ……

Bundandır ki yatanda, ziyaretçi de, dar ve kısa zamana sığan ziyaretten şikayetçi olmak bir yana …….

Hoşnutlukta duyma'daydılar ve bu ritme her ikisi de dünden razı hallerde duruma alışmışlardı …..

Zihninde şimşek çakan ziyaretçi ressam kız, açlığına ve sigarasının bittiğine aldırmadan, en hızlı adımlarla seyir'terek, koşar adım atölyesine döndü ve verdi kendini işe …

Koyuldu zihninden geçenleri tuvale dökmeye, böylece çıktı ortaya GÜNEŞİ ÖPEN, KADIN tablosu ortaya ……

İşini bitirmenin iç huzuruyla, koydu resmi aynanın karşısına ve çekti fotoğrafını, yaptığı tablo, kendisi ve duyguları iç, içe girmişti fotoğrafta ….

Ertesi gün, olan-bitenlerle, arkadaşının yaşadıklarıyla, halinden habersiz hallerde, heyecanla bir koşu gitti, hastaneye ve dünden de yorgun ve bitkin saatlerle dolu, kötü bir gece geçiren, arkadaşına ziyarete….

Tüm arzusu ve tek isteği, niyeti, geçici sevinç hatta, mutluluk yaşatmanın ateşiyle yanmalar da, onu tebessüm ettirmekti ressamın……

Sessizce ve özenle süzülmek üzereydi ki odaya, uyardı hemşire kendisini ve arkadaşının yoğun bakıma taşındığını iletti, ona …

Orada öylece kala kalmışlığında, boğuldu göz yaşı seline …..

Elinde henüz boya kokusu taptaze tabloyla, boynu bükük baka kaldı, dün arkadaşının yattığı, düzeltilip, çarşafları yenilenmiş boş yatağa …….

Görüşü, son görüşü olmuştu o son ziyarette, elinde kalan tablo ve zihnindeki anılarla, tabloda öpüyordu güneşi, canından aziz, arkadaşı ………

CANINDAN AZİZ ARKADAŞI ……..!                                                                                            O gün-bu gündür, evinin en müstesna yerinde yaşatıyor ressam GÜNEŞİ ÖPEN, KADIN isimli tablosuyla, can arkadaşını …..

GÜNEŞİ ÖPEN, KADIN hayatın ve ölümün, ölümlülüğün gerçeğinde, göçse de, ölüm ülkesine, ömründe, ömürlüğünde yaşıyor, ressamın ömründe …..

Yaşıyor, ressamın ömründe ….

GÜNEŞİ ÖPEN KADIN, YAŞIYOR RESSAMIN ÖMRÜNDE ……!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya 




22 / 02 / 2022 – Salı 




Saat ; 01_10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...